Kader GÜR
  • 10/06/2015 Son günceleme: 22/06/2015 10:34
  • 9.923

7 Haziran 2015 Milletvekili Genel Seçimleri'nin sonuçlarına baktığınız zaman AK Parti adına söylenecek pek bir şey yok gibi görünse de, Beykoz'da Türkiye genelinin üstünde olmasının tek nedeni 2B kanunu ve Yücel Çelikbilek'in olağanüstü çabasıdır.

Beykoz'un özel proje alanı ilan edilmesi ve yeniden belirlenen rayiç bedeller Beykoz'da AK Parti'nin yüzünü ağartmıştır.

Türkiye geneline bakacak olursak,  AK Parti'nin özgürlükleri genişletmek amacıyla Çözüm Süreci'ni başlatması seçim sonuçlarında etkili olmuştur. Buna mukabil, 'AK Parti iktidardan gitsin de isterse Amerika bizi teslim alsın' diyenler, son olarak ta; AK Parti içindeki şımarıklık ve masallar diyarı Kaf Dağı'ndan bakma anlayışı şimdilik tek parti iktidarını imkansızlaştırmıştır.

Sevinmek mümkün değil... Üzülmeye de hiç gerek yok. Çünkü AK Parti girdiği 3 Kasım 2002 Seçimleri'nde yüzde 34,3'le tek başına iktidar olmuştu. Ama o gün yürekler ve idealler savaşmıştı, bugün ise menfaat ve çıkarların savaşı yapıldı. Bu sonuçlar AK Parti'nin özüne dönmesi için bir fırsat olarak değerlendirilmelidir.

AK Parti'nin genelde böyle bir sonuçla karşılaşmasında; Çözüm Süreci'nin Milliyetçi kesimde yarattığı tedirginlik ve özgürlükler sonucunda elde ettikleri güvenle hareket eden muhafazakar Güneydoğu seçmeni etkili olmuştur. Yani demem o ki; çözüm süreci AK Parti'ye bedel ödetmiştir. Bedelin diğer ayağı ise teşkilatta küskünlerin sayısının her geçen artması ve bununla birlikte gelen rehavettir.

Bir şımarıklık, bir kendini beğenmişlik bir çıkar kavgası inkar edilemez bir gerçektir AK Parti'de. Bu enine boyuna ele alınmalıdır. AK Parti'nin Beykoz'da yüzde 46 oy alması asla tartışılması gerekenlerin üstünü örtmemelidir.

Sokakta konuşulan her şey dedikodu diyerek geçiştiriliyor. Belki de konuşulanları ciddiye alıp tedbir almadığımız için bunlar başımıza geliyor. Koltuğa oturduğumuz zaman ukalalık paçalarımızdan sızmaya başlıyor.

Sonuç orta da!...

AK Parti Beykoz'da Adem Sefer'in ardından bir ilçe kongresi yaptı. Ve bu kongrede İlçe Başkanlığı'na Mustafa Gürkan getirildi... Fakat Gürkan, bu zamana kadar hiç seçime girmeyen ve oldukça tecrübesiz olan İlçe Yönetimi'ni iyi sevk ve idare edemediği gibi teşkilatla da kaynaşamadı.

Aslında Mustafa Gürkan ve SKM Başkanı Tuncer Dede bir çok seçim geçiren oldukça tecrübeli isimler olarak daha farklı bir hava yaratabilirlerdi.

Mustafa Gürkan bununla birlikte bazı hatalarda yaptı. Bu hatalarına, teşkilatın Recep Tayyip Erdoğan'a duyduğu sevgiyi kullanarak diretmesi Mustafa Gürkan'ın ufkunu ortaya koyduğu gibi, 'bize mecburlar,  Erdoğan üzerinden varlık gösterme ve sıçrama mücadelesi' olarak yorumlandı.

Mustafa Gürkan böyle düşünme hakkını kendinde görmemeli, tam aksine AK Parti'nin büyümesi, güçlenmesi ve şeffaflaşması için başkalarının hatalarını da düzeltme sorumluluğunu yüreğinde hissetmeli.

Mustafa Gürkan'ın o koltuğa başka hesaplar için oturduğuna ihtimal vermiyorum; onun içindir ki, herkesi kucaklamalı ve sevgiyle yaklaşmalı. Yüzü hep gülmeli ki, insanlar onun enerjisinden yararlansın. Mustafa Gürkan vefalı bir insan olmaya mecburdur. Siyasi hayati boyunca teşkilatın Recep Tayyip Erdoğan'a duyduğu sevgiye ve rayiç bedellere güvenerek siyaset yapacaksa bu doğru bir yaklaşım değildir.

AK Parti'nin değerlerinin yok olmasına göz yummak, bu değirmene su taşımak iyi bir siyaset ve yöneticilik olmayacağı gibi AK Parti'den bundan önce olduğu gibi bundan sonra da kopmalar yaşanmasına yol açar. Bunun vebali de Mustafa Gürkan'ın sırtında kalır.

AK Parti teşkilatları bu seçimde çok çalıştı... Doğru... Ama bunun takdirini alamadı... Çünkü basınla iletişimi problemliydi. İşin başına Hacı Demir getirildi.  Yardımcısı da Jale Peker'di. Jale hanım kendi çapında bir şeyler yapmaya çalıştıysa da, çok sistemli ve istikrarlı bir çalışma düzeni kurulamadı... SKM'nin programlarından kimsenin haberi olmuyordu...

Kadın Kolları... Onlarda iyi performans gösterdi... Fakat onların şu sosyal medya sevdası her şeyin üstünü örtüyordu. Tamamen vitrine ve gösterişe oynayan bir ekip gibi algılandılar. Sosyal medya da daha ciddi ve anlamlı paylaşımlar yapılmalı. Kadın Kolları'nda görevli isimler özel paylaşımlarına da dikkat etmeli. Hiç kimse sosyal medyada ki hareketliliğe bakarak AK Parti'ye oy vermez. Oradaki paylaşımlar ancak sizin kişiliğiniz ve yaşam tarzınızla ilgili yapılacak değerlendirmeleri şekillendirir ki yanlış anlaşılmalara fırsat verilmemelidir.     

Beykoz Belediyesi şeffaflaşmalı

AK Parti insan değirmeni olmaktan çıkarılmalı... Beykoz Belediyesi daha şeffaf olmalı... Söylentiler dikkate alınmalı. Meclis üyeleri, Beykoz Belediyesi'ni ve AK Parti'yi tartıştıracak hiç bir işin içinde girmemeli... İhaleler ve kimin ne yaptığı bilinmeli. Hiç kimse AK Parti kimliğini kullanarak kişisel rant peşinde koşmamalı.  Belediye, hangi alanda olursa olsun asla bir rant kapısı olarak görülmemeli.

İçerde yapılan ayak oyunlarına son verilmeli. Hiç kimse öne çıkma mücadelesi vererek başkalarını incitmemeli... Sorumluluk sahibi olanlarda kimsenin kavga etmesine izin vermemeli.  Hiç kimse yapmış olduğu bir işten dolayı, yarın karşıma ne çıkar şüphesini taşımamalı. O kadar net ve hesap verebilir olmalı herkes.

Seçmen AK Parti'ye sırf yukarıdaki yazdığım gerekçelerle bir ders vermeye niyetliydi. Verdi de, AK Parti'ye ve AK Partililere de bu dersi almak düşer.

Şu andan tezi yok, AK Parti bütün kırgın gönülleri almalı. Sitemleri dinlemeli, kapris çekmeli. Haklı sitemlere icraatla karşılık vermeli. Haksız olanlara da gerekçelerini sunmalı. Sabırlı olmalı... AK Parti milyonların geleceğidir. Onun içindir ki, bu partiyi kendi çıkarları için kullanıp kamuoyundaki imajı bozanlara da asla tevazu gösterilmemeli. Ben bile olsam.

Yazarın Yazıları