Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Kader Gür
Kader Gür

Seçim yaklaştı, siyaset sertleşti

Muhalefet partilerinin erken seçim talebi iş dünyasından destek göremeyince ister istemez rafa kalktı.

Gerçi Başbakan Erdoğan’ın konuşmaları muhalefetin erken seçim umutlarını suya düşürmek için yeterli olmuştu ama buna rağmen muhalefet şansını denemek istedi. Şimdi ülkede 4 Kasım 2007 Pazar günü yapılacak olan seçimlere hazırlıklar başladı. İcraat anlamında bu yaklaşım doğru değildir elbetteki, fakat siyasi yapılanmaların kamuoyu üzerinde etki çalışması yapması hazırlıkların başladığının işareti.

Özellikle iktidar partisinin kendi içinde başlattığı toparlanma süreci isabetli ve yerindedir.. Fakat bu toparlanma süreci içerisinde geçmişte yapılan hataların üstünün örtülmemesi sırf seçim kazanmak adına iyi niyetli yaklaşımların kötüye kullanılmaması gereklidir.

Seçime giden bu yolda gelişebilecek en önemli tehlike Beykoz halkının duygularının geçmişte olduğu gibi bugünde istismar edilmesidir ki, bu doğrultuda atılacak adımların yönünü değiştirme sorumluğu basının üzerindedir. Fakat Beykoz’da siyasi kurumların basına yaklaşımı hiçte iç açıcı değildir. Özelikle iktidar partisi basının tarafsızlığını hep bir şeylere yormuş ve bu isabetsiz değerlendirmeler sonucunda kendi içinde çelişkiye düşmüştür.

Coğrafi yapısı itibariyle Beykoz’da siyaset yapmak ne kadar zor ise basın mensubu olmakta o kadar zor ve risklidir. Çünkü siyasi partilerin muhalifleri belli iken basına yönelik muhalefetin sayıları hiçbir zaman netleşmemiştir.

Şimdi 2007 seçimleri yaklaşıyor. Yine söylemler, eylemler, yeni hayali projeler havalarda uçuşacak. Hatta bunun ilk adımı geçtiğimiz günlerde CHP’nin Yenimahalle de düzenlediği bir toplantıda atıldı. İlçe Başkanı Metin Çanak’ın, CHP’nin tek başına iktidar olması durumunda Beykoz’da yaşanan imar problemini çözeceklerini, aksi takdirde sokağa çıkmayacaklarını söylemesi oldukça etkili bir iddiadır… Fakat Beykoz halkını düşünerek siyaset yaptığımızı var sayarsak, bu günkü iktidarın, mülkiyet problemini çözmek adına, TBMM’ne getirdiği 2/B Yasası’na CHP’nin destek vermediği de gözden kaçırılmamalıdır.

Anlaşılan o ki; muhalefet, seçim politikasını yine Beykoz’un yumuşak karnı üzerine kuracaktır… Şimdi ben merak ediyorum. İşi gücü bırakıp sırf kendi çıkarları uğruna siyaset yapan, hiç biz meziyeti olmayıp, torpille, iktidar partisinin etiketine sahip olanlar bunlara ne cevap verecektir…

Dünyada en zor mesleğin insan yönetmek olduğu bilimsel bir tespit olarak karşımızda dururken, bu bilimselliği projeyle yapamayanların dedikodu üreterek bir yerlere gelme çabalarını da normal karşılamak lazım… AK Parti  bu tarz insanların elinde zaman kaybetmiş ve tabanı oluşturma noktasında mesafe alamamıştır.

Bu tarz söylemelere karşı politika üretmek yerine sırf dedikodu  üretmek siyasetten mi sayılıyor bilmiyorum ama iktidar partisinin neden hala sağlıklı bir taban oluşturamadığının sebeplerini gelişen böyle durumlar karşısında daha iyi anlayabiliyorum.

Mesela bu çerçeve de değerlendirilebilecek bir arkadaşımız son günlerde oldukça etkili çalışmalar yaptı. Torpil seviyesini yukarıları taşımak için yazılarımız arasından çekip aldığı bazı ifadeleri kendi penceresinden yansıtarak gerilime yol açtı…. Oysa kendisi belediye meclis üyesi olduğu zaman çalışmış olduğu kurumla bir sorun yaşamış, bu sorunu da torpille aşmıştı… Bazen yalanla, bazen yalakalıkla, bazen de yalvarmayla almış olduğu ve dedikoduyla beslediği yolu, icraatlarından ve Beykoz halkına vermiş olduğu hizmetin getirisi zanneden bu arkadaşımızın, siyasette ciddi çalkantılara yol açabilecek söylemlerini buradan konuşmak istemiyorum… Fakat kafasında çizdiği hedefe ulaşmak için; bilgi, birikim ve akıl gerektiğini ve kendisinin bunlardan yoksun olduğunu sadece hatırlatıyorum…

Önemli bir uyarı daha yapmak istiyorum… Dost Beykoz’un tartışıldığı bir ortamda, “hem eleştiriyor, hem de bayram mesajlarınızı orada yayınlatıyorsunuz” diyerek, her zamanki gibi Dost Beykoz’a yönelik bakışını sergileyen ve usta bir hareketle hedefini vuran Ali Bilir’i tebrik ediyorum. Maksat hasıl olmuştur.

Selam ve sevgi ile…  

Kader Gür
Kader Gür HAKKINDA

1972 yılında Rize’nin Güneysu ilçesinde doğdu… Eğitim hayatını orada tamamladı… Ortadoğu ve Avrupa ülkelerine yapmış olduğu birçok seyahatinde çeşitli araştırmalar yaptı. Libya, Cezayir, Tunus, Fas, Beyrut, Suriye, İtalya, İspanya, Rusya, Romanya, Bulgaristan ve Yunanistan gibi ülkelerde seyahatleri sırasında Türkiye ile ticari ilişkiler üzerinde çalışmalar yürüttü. Kader Gür, Refah Partisi Gençlik Kollarında siyaset yaptı. 1997 yılında Sağlık Bakanlığı bünyesinde kamuda çalışmaya başladı. 1997 yılında Akit Gazetesinde, Recep Tayyip Erdoğan’ı konu alan bir makalesi nedeniyle 28 Şubat aktörleri tarafından soruşturmaya tabi tutuldu. Daha sonra Recep Tayyip Erdoğan’ın Pınarhisar Cezaevi’nde başlatmış olduğu parti çalışmalarına Beykoz’da destek verdi. Partinin kuruluş aşmasında aktif rol oynadı. AK Parti Kurucu Beykoz İlçe Başkanı Dr. Ahmet Hulusi Batu, Salim Kararmaz ve Adem Sefer’in basın danışmanlığını uzun yıllar yürüttü… 1998 yılında yazmaya başladığı Recep Tayyip Erdoğan’ın siyasi hayatını konu alan, “Esaretten Zirveye” isimli kitabı 2002 yılında yayınlandı. Kader Gür'ün yine kendi yazılarından oluşan 2 kitabı bir de Yayın Yönetmenliğini yaptığı toplamda 4 kitabı raflardadır. Beykoz Rizeliler Derneği’nin kurucuları arasında da yer alan Gür, halen Beykoz Polis Hizmetlerini Koruma Derneği Yöneticisidir. Kader Gür, Anadolu Yakası Gazeteciler Derneği ve Yüzüncü Yıl Gazeteciler Derneği üyesidir. 2024 yılında kamu çalışma hayatını sonlandıran Gür, evli ve 3 çocuk babasıdır… Kader Gür, yine 2002 yılında bir araya geldiği arkadaşlarıyla Dost Beykoz’u kurdu.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER