Kader GÜR
  • 26/07/2017 Son günceleme: 26/07/2017 15:04
  • 10.279

Genel Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın son günlerde teşkilata yönelik art arda yapmış olduğu açıklamalar toplumun tüm kesimlerinde tartışma yaratıyor.

Herkes Erdoğan'ın ifadelerinin kendi beklentileriyle yada düşünceleriyle örtüşüp örtüşmediğini kendince analiz ediyor. Başarının neye göre hesaplandığını tespit etmeye çalışıyorlar. Örneğin 16 Nisan Referandumunda "hayır" çıkan bölgeler başarısız, "evet" çıkan ilçeler başarılı olarak görüldüğüne yönelik bir kanaat oluşturulmaya çalışılıyor. Bununla birlikte, Beykoz'da % 53 evet çıktığına göre İlçe Başkanı Mustafa Gürkan başarılı sayılıyor?

Eğer böyle düşünürseniz, AK Parti tabanına, Recep Tayyip Erdoğan'a ve Yücel Çelikbilek'e karşı büyük terbiyesizlik yapmış olursunuz.

Beykoz'da 16 Nisan Referandumunu kriter alarak, bunun Mustafa Gürkan'ın yada İlçe Yönetimi'nin başarısı olduğunu düşünürseniz, Recep Tayyip Erdoğan'ı inkar etmiş ve binlerce insanın vebaline girmiş olursunuz.

Beykoz halkının hassasiyeti, milli ve manevi değerlere bağlılığını ve Recep Tayyip Erdoğan'a duyduğu güveni Mustafa Gürkan'ın ve Tuncer Dede'nin hanesine yazarsanız bu millet bir daha Mustafa Gürkan'a ve Tuncer Dede'ye oy vermez bunu bilesiniz...  Benim, ailemle birlikte vermiş olduğum 4 "evet" oyunu Mustafa Gürkan'ın hanesine yazan şerefsiz ve ahlaksızdır. Ben, ailem ve AK Parti tabanından yüzlerce arkadaşım Recep Tayyip Erdoğan'a oy verdik...

Şimdi diyeceksiniz ki, nedir bu Mustafa Gürkan takıntın? Benim Mustafa Gürkan ismiyle hiç bir takıntım yok. Benim Mustafa Gürkan'ın karakteriyle ilgili tecrübe ettiğim, partiye ve Recep Tayyip Erdoğan'a duyulan güvenle çelişen sorunlar var...

Mustafa Gürkan AK Parti'yi omuzlayacak, o büyük sorumluluğu taşıyacak olgunlukta bir insan değildir. AK Parti Beykoz Teşkilatı, en büyük zayiatı onun İlçe Başkanlığı döneminde vermiştir...

Şimdi bir kongre sürecindeyiz...

Mustafa Gürkan devam edecek mi, etmeyecek mi? Beykoz'da bu tartışılıyor... Bu tartışmalarla,  Recep Tayyip Erdoğan'ın teşkilata yönelik vermiş olduğu mesajlar arasında bağlantı kurulmaya çalışılıyor. Ama maalesef, Erdoğan'ın söyledikleriyle, Mustafa Gürkan'ın izlediği politika arasında bağlantı kurmak olanaksız...

Neden mi? Fotoğraf ortada...

Erdoğan gönül kazanmakla, oy kazanmayı aynı ölçüde önemserken, bizimkiler, "Beykoz'da, nasılsa Beykoz halkı Recep Tayyip Erdoğan'a oy veriyor. Gönül kazanmaya ne gerek var ki" diye bakıyorlar.

Mesela Genel Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın son konuşmasıyla, Beykoz'da yaşananlar arasında birlikte bağlantı kurarak 'ortada' dediğim fotoğrafa bir bakalım.

Genel Başkanımız dün ne dedi? “Önce şu hareketin kendi içinde birbirini sevmesi gerekir...” Evet çok doğru ve üst düzey bir nasihat...

Ve can alıcı paragraf: “Teşkilatlar, belediyeler eğer bizim dava idraki ile hareket etmiyorsa bize zarar veriyorlar ve zarar veren kardeşlerimizi de uyarıyorum kusura bakmasınlar, biz uyarmadan kendileri bu uyarıyı yapsınlar ve adımı atsınlar”

Sayın Genel Başkanım sizde takdir edersiniz ki, AK Parti'nin kurucu ruhunu oluşturan Anadolu insanı kibirli insanı sevmez... Hatta siyasette yükselmek için insanları kullananları da sevmez...

Biz Mustafa Gürkan'ı nasıl sevelim? Yada Mustafa Gürkan bizi niye sevsin? Bizden hiç bir menfaati yok. Mustafa Gürkan Gaye Zayıf'ı sever, Gaye Zayıf Tuncer Dede'yi vs. vs. AK Parti'de sevgi bundan ibarettir.

Sayın Genel Başkanım 1500 TL asgari ücretle geçinen taşeron işçi kendisini tehdit eden Mustafa Gürkan'ı nasıl sevsin?

İnsanların ekmeğiyle oynayanları hangi yürek bağrına basabilir.

Siz, 4-5 yaşlarındaki çocuklara sevgi göstererek, geleceği inşa ederken, Beykoz'da, sizi temsil ettiğini söyleyen Mustafa Gürkan, ilçe yönetiminden insanları kovarken...  

İnsanlara kumpas kurarak ses kaydı alırken, sonrada bunu kendi şakşakçılarına dinletirken...

Beykoz'un dernek başkanlarını kapısında bekletirken...  

Beykoz'un muhtarına randevu vermesine rağmen saatlerce bekletip, sonra da çıkıp giderken...

İstediğini yazıp çizmedi diye gazetecileri AK Parti'nin danışma toplantısından zorla dışarı attırırken...

Gençlik kollarında, kendilerine muhalif bir partilinin arabasına binip gitti diye kovulan gençlere sahip çıkılmazken...

Yaptıkları bu densizlikleri yüzlerine vuranları Beykoz'dan göndermek için temaslarda bulunurken...

Beykoz'da AK Parti'yi CHP'nin açtığı bir dava sonucunda Ceza Mahkemesi'nde mahkum ettirirken...

Harcadıkları seçim bütçesinin hesabını veremezken...

Haciz kıskacındaki yakın dostlarını AK Parti kanalıyla elde ettikleri imkanları kullanarak kurtarırken...

Yapmış olduğu hukuksuzluğu, 'ben bilmiyorum Belediye bir yanlışlık yapmış olabilir' diyerek geçiştirirken...

Bu partinin kurucularını ayak oyunlarıyla dışarıya atanlarla iş birliği halinde partiyi kendi çıkarları için kullanırken...

Kendisini eleştirenleri, 'içimizdeki Ruslar' olarak nitelendirirken...

Bu yapılanlar dava idraki ile bağdaşıyor mu Sayın Genel Başkanım?

Takdir sizin!.. 

Yazarın Yazıları