Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
A. Raif ÖZTÜRK
A. Raif ÖZTÜRK

Sayın Cumhurbaşkanım!

“Sadâkat ve teşekkür, böyle mi olacaktı?” ...diye düşünüyor olabilirsiniz... Elbette haklısınız, fakat bizler işte böyleyiz Sayın Cumhurbaşkanım…

Bizlere ikram edilenleri de, lütfedilenleri de ve bahşedilenleri de çok çabuk unutuverir olduk. Hatta ikram EDENLERİ bile, TINMAZ ve tanımaz oluveriyoruz…

Tecrübe, başarı ve LİYAKAT değerlendirmelerine göre oy verilseydi, elbette oy oranı %70'in üzerinde olmalıydı. 

Teşekkür, şükür, sadâkat, vefa ve minnet denen yüksek duygularımız erozyona uğramış.

Bu vefasız davranış biçimimiz, sadece sizin Zatınıza değil…

Bizleri HİÇLİKTEN varlık âlemine getiren, bizleri taş, odun, toprak, bitki değil de, bir CANLI olarak halk eden. Canlıların içinde, yılan, kirpi, salyangoz, köstebek, domuz, köpek, merkep değil de, İNSAN olarak dünyaya gönderen. İnsanların içinde de fizyonomi bakımından en güzel bir ırkta, ülke olarak da milyarların gıpta ettiği güzel bir ülkede yaratan. Üstelik de bizleri Müslüman bir ailede dünyaya gönderen o Yüce Yaratıcıya karşı bile, çok çok nankörlükler ediyoruz biz…

Diğer canlılar gibi, yaşamamız için birkaç gıda yeterliyken, binlerce çeşit gıda, sebze, meyve vs. nimetlerini, vagon vagon gönderen Allah’a bile nankörlük ediyoruz biz…

O nimetlerden istifademiz için bizlere milyonlar değerinde GÖZLER, kulaklar, dil, dişler vs. tüm organlarımızı ve duygularımızı veren, kalplerimizi, beynimizi, böbreklerimizi, ciğerlerimizi ve tüm organlarımızı yıllarca tıkır-tıkır çalıştıran ve her ân bakımını yapıp yenileyen, O yüce Yaratıcıya karşı da çok nankörlükler ediyoruz biz…

Allah cc. “Örtünün” buyuruyor, takmıyoruz, “Namaz kılın” buyuruyor, tınmıyoruz, “Oruç tutun” buyuruyor, uluorta yiyoruz, “Zekât verin” buyuruyor, vermeye kıyamıyoruz. “Vatanınızı canınız pahasına koruyun” buyuruyor, peşkeş çekenlere rağbet ediyoruz.

Kur’ânında (Hûd,113) “…zalimlere asla meyletmeyin, sempati bile duymayın, yoksa Cehennem sizi de kuşatır…” …buyurduğu halde, bizler az bir dünya menfaati için tam tersini yapıyoruz.

İşte bizler böyle, Yüce Rabbimize bile vefasızlıklarla isyanlar ediyoruz. ...Ve bizlere sayılamayacak kadar çok nimetler bahşeden O Yüce Allah’a cc. karşı bile itaatsizlik ve nankörlükler ediyor olsak ta; O cc. bizlere karşı yine de hep SABIR gösteriyor. Muhasebesini ve cezasını Ahiret âlemine bırakıyor. Bizlere sergilemekte olduğu nimetlerini, hâlen devam ettiriyor. Siz de himmet ve gayretlerini devam ettiriniz.

Allah cc; yaptıklarımızı, itaatlerimizi veya nankörlüklerimizi sadece kaydettirerek, vaat edilen o büyük güne erteliyor. Bazılarımız ise maalesef bunlardan bile haberdar değiliz. İnanmayıp, inkâr edince de, sanki ÂHİRET olmayacak zannediyoruz.

Provokatörlerin, elebaşlarının ve tahrikçilerin haricindekileri, SEN DE AFFET…

Sen de sabret, Ahirete ve o büyük Hesaplaşma gününe, hem HÂKİM, hem de tüm olaylara SÂHİT olan Yüce Allah’a cc. havale et…

Umulur ki; bol keseden atılan boş vaatlerle aldatıldıklarını idrak edip, tövbe ederler…

Pek tabiidir ki, bu durumdan en çok siz muzdarip oldunuz. Ancak, okullarımızda, tüm kitap, defter, araç ve gereçlerini ücretsiz yapmadan önce, keşke ÎMANLI bir gençlik yetiştirmek için şifalı bir neşter vursaydınız…

Belki de şu anda bu gerçekleri düşünüp ıstırap çekiyorsunuz ve: “Keşke halkım, tüm gerçekleri idrak etselerdi” …diye düşünüyorsunuzdur.

“Ülkemize; Cumhuriyet tarihinde yapılan TÜM otoyollardan kat kat fazla yeni ve duble otoyollar, Şehir Hastaneleri, Havaalanları, köprüler ve binlerce üst-alt geçitler kazandırarak, Marmaraylar, Avrasyalar, vs. ile kazandırarak, milyonları rahatlattığınız halde, bu vefasızlıklar niçin bana niçin revâ görülüyor?” …diye, çok düşünüyorsunuzdur.

“21 Sene öncesine kadar ‘bayrak ipi yapmakla’, ‘musluk takmakla’ ve ‘heykel yapmakla’ övünüldüğü halde, şimdi kendi otomobilimizi, tanklarımızı, helikopterlerimizi, uydu ve füzelerimizi, İHA-Sihalarımızı, savaş uçaklarımızı, hızlı trenlerimizi, gemilerimizi ve envâ-ı çeşit silâhlarımızı yaptığımız halde, yaranamadığınıza İÇ geçiriyorsunuzdur…

21 Sene 3-4 saat uykuyla yetinip, her türlü problemlerimizin peşinde koştunuz. Kendinizi harap ettiniz. Evlâtlarına vakit ayıramadığın için ağladınız, yine de bizlere yaranamadınız.

Sizin 21 senede bizler için yaptıklarınız apaçık ortadayken, diğer ittifaktaki; SÖZ verip üstlendiği SSK gibi KÂR getiren bir kurumu iflâs ettirip batıran kişiye rağbet edildi.

Kendi partisine 11 kez seçim kaybettiren, Ülkemiz hayrına yapılanları bile durduracağını ve yıktıracağını haykıran, elleri kanlı tüm teröristleri bağrına basan, hatta güzel ülkemizi dış ŞER güçlere peşkeş çekeceğini bile söyleyen bir kişiye oy verilmesi, elbette hiçbir akla ve vicdana sığmıyor.  

Bütün bunlar ortadayken; “Daha yüzlerce hayırlı ve müspet icraatlarına rağmen, bir çırpıda nasıl böyle nankörlükte bulunuluyor?” …diye dertleniyorsunuzdur. Hatırlayınız,

Abdülhamit Han’a reva görülen nankörlükler de ona; “Getirdiğim suyu kana kana içip, boğazları kuruyana kadar bana küfredecekler” şeklinde mırıldanıp ıstırap çektirilmişti.

Bizler işte böyleyiz ve Yüce Rabbimize bile isyan edip nankörlükler ediyorken, zatınıza karşı böyle nankörlük etmemizi çok görüp, kendinizi üzmeyiniz n’olur.

Şu dünya hayatı şayet 1000 sene bile olsa; 50 000 senelik BERZAH hayatımızın ve Sonsuz ahiret hayatı yanında SIFIR hükmündedir. Hiç kimsenin hakkının, hiç kimsede kalmayacağı, o SONSUZ, SINIRSIZ ahiret âlemine havale et ve rahat et…

Bediüzzaman Hz.’nin; "Ümitvar olunuz ki, şu istikbâl inkılâbı içinde, en yüksek gür seda İslâm’ın sedası olacaktır!" ...müjdesiyle de müsterih olalım. Vesselâm…

A. Raif ÖZTÜRK
A. Raif ÖZTÜRK HAKKINDA

A. Raif ÖZTÜRK... 20 Nisan 1950 yılında Tekirdağ Çorlu’da doğan Raif Öztürk, ilkokulu Çatalca’da okudu. O dönemin şartlarına göre eğitimini ve iş yaşantısını birlikte sürdürmeyi hedefleyen A. Raif Öztürk, Meslekî Ortaokulu Paşabahçe’de sürdürerek, Sultanahmet Meslek Lisesi’nde özel olarak Makine Yüksek Teknik Ressamlığa devam etti. Türkiye Şişe ve Cam fabrikalarında 26 sene ‘Robotik ve Tam Otomatik Makineler Üretim Hattı Makine Teknisyenliği’ & Fabrika Vardiya amirliği yaptı. ‘Özel Araştırma, Geliştirme ve Eğitmen’ (ARGE) görevlisi olarak 1980’de İngiltere’ye, 1986 yılında da Japonya’ya giden yazarımız, dönüşünde de Meslek Lisesi mezunlarına, (Üretim makinaları, Kalite çemberleri ve beyin fırtınası teknikleri hakkında) iş programlamaları, eğitmenlik, rehberlik ve liderlik dersleri verdi. 1990 yılında Türkiye Şişe Cam Fabrikalarından kendi isteğiyle emekli olan A. Raif Öztürk, Öz Emek Spor Ltd. Şt. Mağazalarını açarak, hâlen işletmeye devam etmektedir. 1990’lı yıllarda bir yıl Diksiyon, bir yıl Osmanlıca, iki yıl da Arapça eğitim alan Öztürk, Halen (1962’den beri) Beykoz, Kavacık’ta ikamet etmektedir. Hiç Kur’ân bilmeyen 30-40 kişiye; aynı anda ve 10 Saatte Kur’ân öğretme uzmanı olan yazarımız, 2014 yılında Sakarya Üniversitesinden “Eğitimciye Eğitim” adıyla eğitim aldıktan sonra, “DEĞERLER EĞİTİMİ UZMANI” sertifikası kazanarak, Beykoz Milli Eğitim Müdürlüğünde ve ülkenin çeşitli illerinde 6 yıldan beri konferanslar ve görsel seminerler vermektedir. Yazarımızın, 2002 yılından bu yana; ‘Fikir Bahçesinden BİR DEMET’, “Derdim bana DERMAN imiş”, ‘Biyoenerji ve Kozmik Bilimin ışığında ŞİFA OLAYI’ adlı Belgesel, tevhid ve tefekkür içerikli kitapları yayınlandı. Sn. Öztürk Ulusal ve Uluslararası Sempozyumlarda, 2015’te Kastamonu Üniversitesinde ve 2018’de Ukrayna Üniversitesindeki sunumlarda kürsü almış olup, hâlen köşe yazılarına ve Kitap çalışmalarına devam etmektedir. 2006 Yılından beri “Dost Beykoz Ailesi” mensubudur…

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER