Beykoz Riva Bal Ormanında 2 bin kovanla üretim yapılıyor

  • 0
  • 11071
Beykoz Riva Bal Ormanında 2 bin kovanla üretim yapılıyor
Beykoz Riva Bal Ormanında 2 bin kovanla üretim yapılıyor
Beykoz Riva Bal Ormanında 2 bin kovanla üretim yapılıyor
Beykoz Riva Bal Ormanında 2 bin kovanla üretim yapılıyor
Beykoz Riva Bal Ormanında 2 bin kovanla üretim yapılıyor
Beykoz Riva Bal Ormanında 2 bin kovanla üretim yapılıyor
Beykoz Riva Bal Ormanında 2 bin kovanla üretim yapılıyor
Beykoz Riva Bal Ormanında 2 bin kovanla üretim yapılıyor

İstanbul'da sofraları tatlandıran püren balı üretimi için Beykoz Riva Bal Ormanı'nda arıcılar hummalı çalışmalarını sürdürüyor.

Arıcılar, Beykoz Riva Bal Ormanı’nda ürettikleri ballarla şehir hayatını ballandırıyor. Kaptanlığı bırakıp 15 yıldır dede mesleği arıcılığı devam ettiren İstanbul Arıcılar Birliği Başkan Yardımcısı Adem Özkan Yalçın, "Hem doğayla iç içe olmayı sevdiğim için hem de dede mesleği olduğu için arıcılığı tercih ettim” dedi.

Yaklaşık 10 yıldır arıcılık mesleği ile uğraşan Cemal Sarı, arıcılık yaparak stres attığını ifade etti.

İstanbul, sahip olduğu bitki çeşitliliği ve coğrafi konumuyla taşıdığı potansiyelle de dikkati çekiyor.

İstanbul’da yeşilliği ve doğal tarımı ile öne çıkan Beykoz’da, Tarım Bakanlığı’nın kontrolündeki Riva Bal Ormanı’nda özenle üretilen ballar doğadan kovana, kovandan vatandaşların sofralarına ulaşıyor. Beykoz’a özel püren çiçeğinden üretilen ballar sofralar için en çok tercih edilen ballar.

Beykoz Riva Bal Ormanı, İstanbul kent arıcılığının merkezlerinden biri. Burada yaklaşık 2 bin kadar kovan var. Geçtiğimiz hafta İstanbul Beykoz Riva Bal Ormanı’na gidip kovana elini sokmaya cesaret ederek tatlı bir hazineye kavuşan kent arıcıları Adem Özkan Yalçın, Cemal Sarı, Osman Fikret Orman ve Ali Mercan'nın hikayeleri tebessüm ettiriyor.

Mercan, 69 yaşında. Tıpkı diğerleri gibi emekli olduktan sonra arıcılık yapmaya başlamış. Yaklaşık 20 yıldır arıcılık yapan Mercan, aslında zamanını değerlendirmek için arıcılığa başladığını söylüyor ve çok memnun olduğunu da dile getiriyor.

"Bir insan bir işi seviyorsa en zor iş ona kolay gelir" diyen Mercan, yaptığı işi sevdiğini ve zor gelmediğini söylüyor.

"Ailede arıcılık yapan ilk benim" diyen Mercan, gençlerin arıcılığa pek ilgisi olmadığını ve yapmak istemediğini belirtiyor.

Çok meşakkatli bir iş olduğunu dile getiren Mercan, “Arı sokması oluyor, sağımı meşakkatli, sürekli doğayla bir mücadele içerisindesiniz” diyerek gençlerin artık tercih etmediğini anlatıyor. Bal Ormanı’nda kestane balını ürettiklerini ve tükettiklerini ifade eden Mercan, perakende olarak kendi müşterilerine satış yaptığını ifade ediyor.

Arıcılık mevsiminin nisan ayında başladığını kasıma kadar devam ettiğini belirten Mercan, nisandan kasıma kadar kendileri için yoğun bir süreç başladığını anlatıyor. Kasımdan marta kadar da kovan bakımı, tamirleri, arı malzemelerinin eksiklerini yapıp, ilkbahara hazırlık yaptıklarını kaydediyor.

İstanbul Arıcılar Birliği Başkan yardımcısı Adem Özkan Yalçın’ın 70 kovanının bulunduğu bal çiftliği. Yalçın, İstanbul Teknik Üniversitesi Güverte Bölümü’nden mezun olmuş.

Yaklaşık 15 yıl gemi kaptanlığı yapan Yalçın, "Çocukluğumdan beri doğayla iç içeyim. Küçükken dedemin ve babamın kovanlarına yardım ediyordum. Hem doğayla iç içe olmayı sevdiğim için hem de dede mesleği olduğu için arıcılığı tercih ettim. Dede mesleğine geri döndük" diyerek bal üreticiliğine başlama hikâyesini anlatıyor.

Babasına yardım etmek amacıyla başladığı bal üreticiliğinde şimdilerde 70 arı kovanıyla bal üretimi yapan Yalçın, dede mesleğini yaşatıyor.

Şu ana kadar 400 arı kovanına sahip olduğunu ve İstanbul’un en büyük üreticilerinden biri olduklarını belirtiyor. "Geçimimizi buradan sağlıyoruz" diyen Yalçın, Beykoz’da ürettikleri balları daha sonrasında hem toptancılara hem de perakende olarak sattığını söylüyor.

Perakende olarak artık müşteri portföyünün oluştuğunu anlatan Yalçın, fazla ürettikleri balları ise bal toptancıları ve bal tüccarlarına verdiklerini söylüyor.

Riva Bal Ormanı’nda üretilen balların diğerlerinden ayıran özelliğini anlatan Yalçın, Beykoz’un aslında balının meşhur olduğunu belirtiyor ve sözlerine şöyle devam ediyor:

"Burada kestane ormanlarımız yoğun ve yetişen kestane Karadeniz bölgesindeki gibi değil. Karadeniz bölgesinde kestane çiçeği ile beraber orman gülü çiçeği de açıyor. O zaman o bal çok karışık ve acı oluyor. Orman gülünün içindeki Rhododendron‘dan dolayı yani komar denilen bir maddeden dolayı tansiyon düşüklüğüne sebep oluyor. Ama bizim ormanımızda Rhododendron dediğimiz orman gülü bitkisi yok.”

Beykoz, Şile ve Yalova’nın belli bir kısmına kadar Rhododendron bitkisinin olmamasının sadece saf kestane olma-sından dolayı çok tercih edildiğini dile getiren Yalçın, Beykoz Bal Ormanı’nda kestane balının ve Beykoz’da yetişen püren dedikleri özel funda çiçeği balının olduğunu söylüyor ve bu yüzden de Beykoz’un tercih edilen bir yer olduğunu sözlerine ekliyor.

"İstanbul'da arıcılık yapılır mı?"

"İstanbul’da arıcılık yapılır mı?" sorusuna, "evet" cevabını veriyor ve İstanbul’un hem orman hem de endemik bitki olarak çok zengin olduğunu dile getirerek" Yani İstanbul denilince insanların aklına hep büyük büyük binalar geliyor ama aslında öyle değil. İstanbul çok iyi bir bal kaymağı” diyor.

Bal satarken, müşterilerinin "Nerenin balı?" diye ilk sorduğu soruya “Riva’nın balı” şeklinde verdikleri cevaba, “İstanbul’da bal olur mu?” şeklinde şaşırdıklarını anlatıyor. Sık sık bu soruyla karşılaştıklarını belirten Yalçın, oysaki İstanbul’da iki bin tane kayıtlı arıcı ve 15 binin üzerinde de kayıtlı kovanın olduğunu söylüyor.

Haber Merkezi

Beykoz Çavuşbaşı olimpik yüzme havuzunda sona doğru
Önceki Beykoz Çavuşbaşı olimpik yüzme havuzunda sona doğru
Beykoz'da çocuğunu kemerle gezdiren anne gündem oldu
Sonraki Beykoz'da çocuğunu kemerle gezdiren anne gündem oldu
Yorumlar (0 Yorum)

Bu içeriğe yorum yapılmadı, yorum yapmak ister misin?

Yorum Yaz