Kader GÜR
  • 01/01/1970 Son günceleme: 23/07/2013 00:11
  • 13.739

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a karşı yürütülen bir operasyon olduğu her halinden anlaşılan gezi parkı eylemleri safları biraz daha netleştirmekle beraber sıklaştırdı da…

Gezi Parkı olaylarından önce Türkiye’nin gerek sağda gerekse solda yeni partilere ihtiyacı olduğunu savunuyordum… Ama şimdi Türkiye’nin gerçekten sol bir partiye ihtiyacı olduğunu daha rahat söyleyebiliyorum. 

Gezi parkı eylemlerinden önce, Türkiye’nin yeni partiye ihtiyacı olduğunu savunurken,“seçmen AK Parti’ye mahkûm edilmemeli, alternatifleri olmalı… Bu hem AK Parti’nin Türkiye Partisi olmasını sağlar, hem de AK Parti teşkilatlarına çeki düzen verir”düşüncesindeydim. Hem de bu günkü CHP’nin demokratik zeminde bir siyasi parti olmasının önünü açabileceğinden ümitliydim. 

Ama gel gör ki, Gezi Parkı protestoları tamamen anti demokratik bir şekilde, halkın seçtiği bir lidere yönelince, demokrasiden söz etmenin bir anlamı kalmadı. Üstelik CHP’nin, her fırsatta Türk demokrasisini sekteye uğratmaya çalışan statükocularla iş birliği yapması, onların anti demokratik girişimlerinden medet umması apaçık ortadayken… Bu şu demektir ki, Türkiye’de demokrasi adına AK Parti’nin yapacağı daha çok iş var… Yani Tayyip Erdoğan 2014’de Cumhurbaşkanı olma kararını yeniden gözden geçirmelidir. Kim ne derse desin… Tayyip Erdoğan’dan sonra AK Parti’yi uzun süre ayakta tutmak mümkün olmayacaktır… 

Çünkü 14 Ağustos 2001 yılında kurulan AK Parti’nin, o günden bu güne kuruluş felsefesinden çok uzaklaştığı inkâr edilemez bir gerçektir. Çünkü o günün heyecanı, o günün kamçılanmışlığı, o günün özlemi ve o günün inancı bugün kalmamıştır. Alt kadro alacağını alıp, bacağını uzatınca bütün yük Tayyip Erdoğan’ın omuzlarına çökmüştür. Tayyip Erdoğan’ın yüzü de bu sorumluluğun büyüklüğünü en iyi şekilde göstermektedir. 

Alt kadroların alacağını alıp, motivasyonunu kaybetmiş olmasına, bunun yanında, başka şeylere yönelişlere rağmen AK Parti içinde kendini muhafaza eden bir gizem hala vardır. Ve bu gizem, dilin ucuna gelip de söylenemeyen birçok şeyi geri bırakmaktadır. 

Büyük halk kitleleri sırf Recep Tayyip Erdoğan’a duymuş oldukları güven nedeniyle sesini çıkarmıyor… Bu gizemin altında ne olduğunu muhalefet zaman zaman, “yolsuzluk, adam kayırma, peşkeş, haksız rekabet” gibi suçlamalarla yorumlamaya çalışsa da, kendisine kamuoyunda bir güven duyulmadığı için söylemleri de pek etkili olmuyor. Aslında bir türlü çözülemeyen bu gizemin en temel faktörleri; Recep Tayyip Erdoğan’ın, bir halk çocuğu olması, fakir fukara ile aynı sofrayı paylaşması, nasırlı elleri öpüp başına koymasıdır. 

AK Parti teşkilatlarına naçizane önerim şudur… Tayyip Erdoğan’ı iyi tanısınlar… Araştırsınlar… AK Parti kurulduğunda, 10 – 15 yaşında olan gençler bugün AK Parti içinde siyaset yapıyorlar… Gençler bu ülke siz doğduğunuzda böyle huzurlu değildi… Bu ülkede annenizin babanızın oy vererek seçtikleri siyasiler, zorbalıklarla, silah zoruyla koltuklarından alaşağı edilmiştir. Bu ülke özgürlük ve bağımsızlık adına çok bedeller ödemiştir. Bu ülkede yağ kuyrukları, benzin kuyrukları kilometrelerce uzamıştır… Bu ülkenin milyar dolarları bir gecede hak etmeyenlerin kasasına gitmiştir. 

Zahmetsiz rahmet olmaz gençler… Geçmişinizi araştırın, değerlerinize sahip çıkın… Ülkeniz, bayrağınız ve sizi siz yapan değerleriniz için bedel ödemekten çekinmeyin… Ancak o zaman bu ülkede demokrasiden söz edilebilir.  

Yazarın Yazıları