Bilgehan Murat MİNİÇ
  • 17/11/2017 Son günceleme: 17/11/2017 17:38
  • 12.043

1993-94 yıllarıydı. Beykoz Ülkü Ocakları motor iskelesinin karşısında ikinci kattaydı o vakit.

Bizler de Denizcilik Lisesi Ülkücüleri olarak, vakit buldukça öğle aralarında ocağa gelirdik. O yıllarda etrafta ülkücü görmek, hele hilal bıyıklı birilerine rastlamak pek tesadüf edilir iş değildi.

Oktay abi ocak başkanıydı, Kürşad reis gelir giderdi, Ragıp abi, Murat Abi ve rahmetli Mehmet Genç ilk aklıma gelen isimler. Ali Emanet MHP ilçe Başkanıydı. Kendimizce vazife görüp, ocağın girişi olan merdiven başında yola doğru dikilir, ocak nöbeti tutardık.

Gençlik heyecanı ile 12 Eylül günlerinin anılarını dinler, Başbuğ'u, Muhsin Başkanı tanımaya anlamaya çalışırdık. Allah ikisine de ve tüm Ülkücü şehitlere de rahmet eylesin.

Dedim ya o günlerde hilal bıyıklı birilerini görmek pek az rastlanılacak bir hadiseydi. Biz ocağın kapısında beklerken, motor iskelesine çakır gözlü, hilal bıyıklı birisi gelir giderdi. Her halinden ülkücü olduğu belli olan genç adam nedense ne Ülkü Ocağına ne MHP'ye bir kez olsun gelmezdi. Arada göz göze gelir, birbirimize tebessümle bakardık. Hani derler ya lisan-ı hal ile anlaşırdık.

Bir akşam Gültepede'ki Ülkü Ocakları gecesinden dönerken Çubukludan otobüsümüze binmişti. İlk o zaman konuşmuştuk. Sonra aradan bir zaman geçti, liseden Metin arkadaşımız bizi Nizam-ı Alem Ocaklarına davet etti. Bir akşam Turan, Hakan ve ben gittiğimizde bize kapıyı o açmıştı. Başında gözleri gibi yeşil bir takke vardı, namazını yeni kılmıştı.

Recep Halil Gültekin ile yıllarca dava arkadaşlığı, kardeşlik yaptık. Dava adına, ülkücülük adına Alperenlik dostluk adına çok şey öğrendim ondan. Siyaset denen mendebur son zamanda bizi ayrı koysa da, gönlümüzdeki yeri her zaman baki olacak Recep Reis'in.

Hayatımda gördüğüm, hilal bıyıkların en çok yakıştığı adamdı. Hep de o minval üzere yaşadı. Rabbim mekânını cennet eylesin, varsa hakkımız helal olsun...

Yazarın Yazıları