Recep ÖNCEL
  • 20/04/2023 Son günceleme: 20/04/2023 02:20
  • 3.677

Bir Ramazan-ı Şerif daha idrak ettik. On bir ayın sultanı hepimizin tarifi imkânsız güzelliklerle dolu dolu günler geçirmemize vesile oldu.

Ama bu yıl Türkiye özgündü.

Malum, Deprem felaketi yaşadık.

Ancak acılarla daha olgunlaştık.

Maddi anlamda; daha tedbirli, daha gayretli, olmayı öğrendik. Manevi anlamda ise; daha tevekkülü, daha kardeşliği, daha kulluğu hatırladık.

Oruç ayının hikmetleri vardır.

Sadece aç kalmak değil, Cenabı-ı Hakk’ın nimetlerinin farkına varmayı öğrendik.

Nefsi kontrol altına almayı, aç insanların halinden anlamayı öğrendik.

Sabır etmeyi öğrendik.

Hatta daha önce maddi imkânları çok olduğu halde, şimdi yaşanan deprem sonucunda muhtaç hale gelen kardeşlerimizin halinden ibret almayı öğrendik.

Merhameti öğrendik.

Acıları öğrendik.

Ramazan yetiştirdi bizleri.

Ramazan ve oruç sıhhate sebep oldu.

İftar ve sahur neşesini tattık. Bu neşe anlatılmaz yaşanır, bizler yaşadık.

Ramazan bizleri; dinin direği olan beş vakit namaz, teravih namazı ve teheccüt namazı ile daha bir aşkla ve şevkle buluşturdu.

Ramazan bize Yüce Allah’la birlikte olmanın zevkini tattırdı.

Ramazan Kur’anı Kerim, mukabele ve hatimlerle bir başka manevi hazlar tattırdı bizlere.

Ramazan, infakı artırmamıza, zekâtı fitreyi vererek kardeşlik yardımlaşma görevlerin daha hassas bir şekilde yapmamıza, zemin hazırladı.

Ramazan ve itikâf tefekkür etme imkânı verdi bizlere.

Kadir gecesini yaşadık,  Ramazan ayında… Malum bin aydan daha hayırlıdır bu mübarek gece. Bu gecede, İlahi İkramdan istifade etmeye çalıştık.

‘Allah’ım! Sen affedicisin, affetmeyi seversin bizleri affet diyerek’ yüce huzura durduk.

‘Kadir gecesinin faziletine inanarak ibadet eden insanın, kul hakkı hariç bütün günahları bağışlanır’ diyerek önce inandık sonra taata gayret ettik. 

Ve Ramazan Bayramına kavuştuk.

‘Ramazan ve Kurban bayramı gecelerini, sevabını Allah’tan umarak ihya edenlerin kalbi, bütün kalplerin öldüğü günde ölmeyecektir’.

Bayram; mübarek Ramazan ayını müteakiben bir mükâfat zamanıdır.

Kendimize, acaba bu mükâfatı ne kadar hak ettim? diye sormalı ve hareketlerimize çeki düzen vermeliyiz.

Bir tarafıyla bakıldığı zaman, hiç kimse kullukta layığı veçhile ideal noktaya ulaşamaz. Elbette ki, hepimiz Allah’ın lütfü ve merhametine muhtacız.

Ancak, böyle zamanları fırsat bilerek insan kendine gelmelidir.

Bayram, bir sevinç günüdür.

Ama Bayram günleri bir eğlence zamanı değildir.

Hele, deniz sahilinde tatil yapmak hiç değildir.

Bayram meşru çerçevede, ölçü dâhilinde, sevdiklerimizle bir arada olma günüdür.

Anne, baba, kardeş, çocuk, aile, akraba, hoca, arkadaş ve benzeri hukukumuz olan insanlarla bir araya gelmek, muhabbetleşmek, dualaşmak zamanıdır.

Bayram camide;  önce sabah namazı, sonra bayram namazı kılınarak başlar...

Namaz sonrası ilk iş kabir ziyareti olmalı, vefat eden yakınların kabirleri ziyaret edilmeli… Yasinler, Fatihalar okunmalıdır. Çocuklar mutlaka kabir ziyaretine götürülmeli, bu işin adabı öğretilmelidir.

Sonra, akraba ziyaretleri yapılmalı, bayramlaşmalar olmalıdır.

Bu vesile bir araya gelmek, hasret gidermek, kucaklaşmak,  sevgiyi saygıyı artırmak gerekmektedir.

Yarının güçlü Türkiye’si için, sevgi ve saygı çok önemlidir.

Üzülüyoruz, toplumu ayakta tutan manevi değerler maalesef ortadan kalkıyor.

Yozlaşmaya, izin vermemek lazımdır.

Bu gün, cemiyetimizin yeniden dirilişe ve İslam kardeşliği çerçevesinde bir kucaklaşmaya ihtiyacı vardır.

Değişik platformlarda hep ifade ediyoruz.

Türkiye, sadece Türkiye değildir.

Dünya üzerindeki mazlum ülkelerin hepsi yüzünü bu ülkeye çevirmiş bakıyor.

Bizim dünyaya ve insanlığa karşı yükümlülüklerimiz vardır.

Yeniden ayağa kalkmalı, ‘ilay-i kelimetullah’ için, bütün insanlığın iyiliği için mücadele etmeliyiz.

Bu duygularla Ramazan Bayramınızı tebrik ediyorum.

Hem yurt içinde; başta deprem bölgesi olmak üzere, bütün sıkıntılı vatandaşlarımızın, hastalarımızın, dertlilerimizin, fakir gurabanın, hem de yurtdışında; son günlerde İsrail’in saldırılarına maruz kalan Filistin başta olmak üzere, Suriye, Irak, Libya, Doğu Türkistan ve bütün mazlum coğrafyalarda zulüm altındaki kardeşlerimizin acılarının son bulmasını niyaz ediyorum.

Ve dua ediyorum; Allah’ın bereketi rahmeti hepimizin üzerine olsun.   

Yazarın Yazıları