Recep ÖNCEL
  • 12/04/2022 Son günceleme: 12/04/2022 01:43
  • 5.267

Ramazan geldi, hoş geldi. Gönül dünyamızda farklılıklar meydana getirdi.

Hikmetinden sual olmaz ama bu ay daha bir duygusal oluyor ve imtihan oluyor insan.

Gün, teheccüd namazıyla başlıyor.

Sahurla devam ediyor.

İftarla başka bir neşe geliyor.

Teravihle anlam kazanıyor hayatımız.

Televizyon izliyorum, özellikle Ramazan programları izlemek güzel oluyor bu ayda.

Kur’an-ı Ker’im, ilahiler, sohbetler iyi geliyor insana.

Sahur yaptım.

Pencereden dışarıyı seyrediyorum.

Çamlıca Camiinin mahyaları, ışıkları izliyorum.

Işıkla Türk Bayrağı yapmışlar çok güzel olmuş.

Bu gün 15 Temmuz Boğaz Köprüsü iki renk olmuş; mavi ve kırmızı.

Ezan okunuyor…

‘Allah’ım güzel ezan sesini duymayı nasip ettiğin için çok teşekkür ederim.

Bizi, bundan mahrum eyleme!

Gün ağarıyor.

Işıklar sönüyor…

Denize bakıyorum.

Bir gemi geçiyor.

 Korna çalarak, sessizliği bozuyor.

Buda farklı oluyor anlayana.

Ramazan, bereketli bir şekilde devam ediyor.

Bu yıl ana sınıfına giden torunum, ilk defa Ramazan orucu tuttu.

Kendi isteğiyle ‘ben tutacağım’ diye arzu etti. Maşallah günün sonuna kadar sabretti, orucu tamamladı.

Telefonuma bir mesaj geldi.

Gönderen Profesör Ethem Cebecioğlu Bey.

‘Recebim vakit geldi, hakkını helal et lütfen’ yazmış.

Cevap yazdım; ‘Etmem, bana çok dua edersen ederim.’

Ethem Hoca; ‘Ya Rab! Recep kardeşimi Peygamber’imize sav komsu et! Âmin’ diye cevap yazdı.

Bu gün, Süleyman Çelebi Cami Yönetim Kurulu olarak, Beykoz Kaymakamı Sayın Esengül hanımefendiyi ziyaret ettik. Sağ olsun, camimizin sorunlarıyla alakadar oldu.

Bu arada, Konya Sivil Toplum Kuruluşlar Platformundan bir mesaj geldi; ‘İhlâs, seninle Rabbin arasında bir sırdır. Melek onu görmez, amel defterine kaydetsin. Şeytan vakıf olamaz ki, onu bozdurabilsin. Hava giremez ki, onu başka yere kaydırsın. Bu da taat hakkında, ancak hakkı isteyip Hakta’ n başka bir şeyi kasdetmemekle olur’ (Mehmet Zihni Efendi)’’

Daha sonra acı bir haber alıyorum.

Gönül dostum, Hâkim, Madenci, RP Eski Karaman Milletvekili Abdullah Özbey bey vefat etmiş.

Abdullah abiyle çok hukukumuz vardı. İstanbul’da öğrencilik hayatında başlayan dostluğumuz oldu. Daha sonra kendisini madencilik yaptığı Ermenek’te ziyaret ettik. Bizi yerin yüzlerce metre altında kömür ocağına indirdi. Ermenek’te misafir etti, ziyafet çekti, cömert bir insandı.

Konya’da benim başkan olduğum dönemlerde Büyük Selçuklu Vakfı’na ziyaretimize geldi. Ailecek evimize misafir oldular.

En son İstanbul Ticaret Odası Kandilli Tesislerinde görüşmüştük.

Sık mesajlaşırdık.

Eskimeyen bir dost idi.

İyi bilirdik!

Allah rahmet eylesin.

Ruhu için bir Fatiha üç ihlâs istirham ederiz.

Yine, iftar programı izliyorum.

Profesör İrfan Gündüz Bey Hüdayi Vakfı Başkanı Ahmet Topbaş beyle program yapıyor.

Ramazan’da yardımların afet bölgeleri, Kur’an Kursları, medreseler, talebe yurtları,  yetimhaneler ve fakir gurebaya hem yurt içi hem de yurtdışında ulaştırıldığı, zekât hassasiyetine çok dikkat edildiği konuşuluyor.

Özellikle, zekâtta nisap miktarı 1/40=%2,5 ama biraz daha fazla verilerek manevi mesuliyetten kurtulmak gerekir deniliyor.

Çünkü zekât zenginin malında fakirin hakkıdır.

 ‘Gereği gibi zekât vermeyen, fakirin malını çalmış oluyor’!

 Aynı zamanda bu bir sosyal sorumluluk projesidir diye güzel bir mesaj verildi.

Yine iftar programı izliyorum

Fatih Çıtlak Bey anlatıyor. Sevgilimizle aramızda borç olsa, O’da tamam borcunu affediyorum ama seni gözüm görmesin dese ne yaparsınız? Ne hissedersiniz? O’nun cemalini görmek istemez misiniz?

İşte,  Cenab-ı Hak’la olan muamele böyledir.

Biz O’nun bizi sevmesini ve O’nu görmeyi arzu ederiz.

O zaman davranışlarımızı buna göre yapalım.

Dedem rahmetli ‘oğlum, her evde bir ocak tüter ama nasıl oluyor, tüttürene sor’ derdi.

Özellikle,   bu mübarek günlerde geriden görüldüğü gibi olmuyor deyip, kimin ne derdi var, bulmak araştırmak, derdi olanlara yardımcı olmaya çalışmak gerekir.

Fuzuli; ‘Şeb-i yelda’yı müneccimle muvakkit ne bilir, müptelayı gama sor, kim geceler kaç saat’ diyor.

Gerçekten, dert sahibi olanlar gecelerin uzunluğunu daha iyi bilirler.

Bizim dertlilerin derdiyle dertlenmemiz gerekiyor.

Cenab-ı Hak bütün dertlilere derman versin, cümlemizi muhafaza eylesin.

İtiraf ediyoruz.

Bizler günahkârız.

Amelimiz yeterli değil.

Rahmetli Nuri Baş ağabey, ‘Tahirül Mevlevi’nin; Eliboş gidilmez gidilen yere, Rabbim boş gelmedim ben suç getirdim. Dağların taşıyamadığı bu ağır yükü iki kat belimle pek güç getirdim’ dizelerini çok okurdu.

Gerçekten, hatalarımız çok.

Ama kapısında durduğumuz Sultan Çok Büyük!

Yüce Allah’tan af diliyoruz!

Hülasa, mübarek Ramazan ayında daha çok duygulanıyor insan.

Telefona bakıyorum; Profesör Ömer Bolat bey mesaj göndermiş, bu mesajla bitirelim yazıyı;

‘Hayırlı Ramazanlar, inşallah dua ile’!

Yazarın Yazıları