Muharrem ERGÜL
  • 27/07/2023 Son günceleme: 27/07/2023 12:51
  • 7.563

Bir yere saklanır, kamufle olur, hasmınıza görünmeden arkadan saldırarak onu imha edersiniz.

Bazen, bir köşe başını tutarsınız, saklanarak muhalifinizi gafil avlarsınız.

Bazen de hiç ortada görünmezsiniz. Bukalemun gibi araziye uyarsınız, kendinizi ortamla gizlersiniz, sonra bir anda ortaya çıkarak avınıza saldırırsınız.

Pusu ve pusucular daima hileci ve çıkarcıdırlar. Acımasızlık ve düşmanlık sanki onların yaradılışlarının bir parçasıdır.

Bu günlerde yaşananlara bakınca bazı siyasi müsveddelerini ve kendini köşe yazarı diye pazarlayan bir takım insanları yukarıda tarif ettiğim pusuculara benzetiyorum.

Tabirimi mazur görün. Ancak ne yazık ki durum böyle. Yıllar önce yaptığım tespitlerin günü gelince doğrulandığına çoğu yakın arkadaşlarım şahittirler. Pusu ve Pusucular konusunu bugün önemsemeyenler gelecekte umarım bunun farkına varacaklardır.

Burada ifade ettiğim hususlar bilinsin ki, genel bir rahatsızlığın dışa vurmuş halidir. Kişi tarifi olmayıp içinde bulunduğumuz durumun özetidir ne yazık ki!

Son yıllarda yukarıda ifade ettiğim türden pusucular o kadar arttı ki, sanki normalimiz oldu.

İletişim kanallarının çok arttığı günümüzde pusucular, iletişim imkânlarından daha çok faydalanarak at izini it izine karıştırıyorlar.

Ellerindeki cep telefonlarını ağır makineli tüfek gibi kullanmaktan bir an bile geri durmuyorlar. Cehaletlerini sosyal medyalarıyla örttüklerini zannederek, kendilerinden başka herkesi ahmak yerine koyma ahmaklığına da gösteriyorlar.

Bakıyorsunuz bir gün siyaset dehası kesiliyorlar. Öyle ki, ehliyetli liyakatli insanlara olmadık hakaretler yapıyorlar.  Bir başka gün kopyaladıkları doğrulanmamış bilgilerle kendilerini pazarlamaya çalışıyorlar.

Kifayetsiz muhteris olan bu pusucular bazen ortadan kayboluveriyor.

Seçimlerin yaklaştığı zamanda ise aniden ortaya çıkıveriyorlar. Çünkü seçim zamanları pusucular için en uygun pusu alma zamanıdır. Yazı yazacaklarsa seçim zamanı hemen sahibinin sesi olurlar.

Aday olacaklarsa da siyasi partilerden gelecek olan teklifi, görücüye çıkacak gelin misali beklerler.

Onlar pusucudurlar, puslu havayı severler… Kim iktidardaysa ona yaltaklanırlar. Muhalefet kimdeyse onlara da bensiz olmaz mesajı verirler. Onlar pusucudurlar. Puslu havayı severler… Kutsalları yoktur. İdeolojileri “tamamen duygusaldır.” Bilgileri kulaktan dolma, eğitimle bağları kopuktur. Milliyetçilikleri sığ, dinle ilgileri “mış” gibidir. Onlar pusucudur. Puslu havayı severler…

Pusucular dün kara dediklerine bugün ak demekte sakınca görmezler. Yarın da bugün ak dediklerine ne diyeceklerini hesaplarlar.

Pusucuların başkalarına kara çalmakta üzerlerine yoktur. İşlerine gelmeyen bir konu olduğunda ve “tamamen duygusallıklarına” zara geleceğini hissettiklerinde yapamayacakları şantaj ve karalama yoktur.

Amma velâkin “tamamen duygusallığı” elde edince karaladıklarını aklamaktan geri durmazlar.

Çünkü onlar pusucudurlar, Yeri gelince birileri adına pusu taşeronluğu yapmaktan da kaçınmazlar. Pusu ve pusuculuğun çok arttığı günümüzde sosyal ve siyasal yaşamamızın ne kadar kirlendiğini hep birlikte üzülerek izlediğimizin farkındayız sanıyorum.

Dev memesinden cüceler emziren acayip memleketimden bu günlerin manzarası böyle. Umarım iyi yönde değişir.

Kalın sağlıcakla…         

Yazarın Yazıları