Asım ÖZDEMİR
  • 01/01/1970 Son günceleme: 29/10/2012 23:11
  • 13.555

Değerli Beykozlular,

Dost Beykoz ailesi olarak iki ayda bir yaptığımız toplantıların en son toplantısında aldığımız kararla DOST BEYKOZ’u artık on beş günde bir çıkarma kararı aldık. Değerli Beykozlular pozitif enerjili Dost Beykoz otobüsümüze yetişebilmeniz için tüm enerjinizle bizi takip etmenizi öneriyorum. Bu nasıl olacak diye düşünmeyin, on beş günde bir her sabah enerji otobüsümüzü bekleyin ve okumadan güne sakın başlamayın. Enerjili haberciliğimizle ve enerjili yazarlarımızla pozitif enerjili otobüse bindik ve yola çıktık yola devam ederken sizleri de pozitif enerji dolu otobüste görmek istiyoruz.

İnsanların her sabah enerji otobüsüne binerek güne başlaması onları daha da mutlu edecektir.

Yazar Jon Gordon nun enerji otobüsü kitabından esinlenerek “DOST BEYKOZ” ve ailesini Enerji otobüsüne doldurdum. Sizleri de yanımızda görmek pozitif enerjimizi arttıracaktır. Çünkü bu ekip tüm Beykozlulara pozitif enerji depoluyor. Dost Beykoz depolamaya da devam edecektir. Yazarın kitabında yazdığı gibi “gerçekten pozitif enerji vardır ve bunu kendinizde deneyebilirsiniz. Nasıl mı, sabah evden çıkarken güne selamla başlayın, yaşadığın dünya için iyi düşün, yapacağınız işin pozitif enerjili kaptanı olun.” Kitaptaki anekdotta; Einstein’ın öğretisine göre kainat enerjiden oluşmuştur ve var olan her şey enerjidir ve kendi vücudumuz bile enerjiden ibarettir. der.

Son günlerde İstanbul un trafiğini anlatmama gerek yok tamamen bir zülüm, İstanbul trafiğinde pozitif enerji ile güne başlanır mı, başlanır. Toplu taşımacılığı kara ve denizden çok daha sık ve düzenli olması lazım. Şu anki yollarımızın yeterli olmadığını düşünüyorum çünkü trafikte özel araç çok var. Artık yerel yönetimlerin bu işe bir çare bulmaları gerekir bu trafik en çok öğrencileri mağdur ediyor. Deniz taşımacılığına daha çok önem verilmeli. Tabi ki pozitif enerji otobüsünden bahsederken istemeden de olsa İstanbul trafiğine bulaştım.

 

İstanbul trafiğine değinmek istememin nedeni, aslında spor. İşe giderken otobüse binmek için otobüs durağına kadar mecburen yürümek lazım. Ama bunun kışı da var. Yürümek her zaman, bizleri hareketli ve zinde tutmaz bol, bol düşünme ihtiyacımızı da kendiliğinden karşılar. Bindiğimiz bir otobüste onlarca insanların hep ayrı, ayrı sorunları vardır ve bunu kısmen de olsa anlarız.

Son günlerde spor kulüp sayılarımız artıyor deniliyor. Bence artmasında sakınca yok ama sağlıklı olarak kurulmalarını temenni ederim. Son üç aydır bu kadar yoğunluğumun olmasına rağmen Beykoz da tüm mahalle ve köyleri dolaştıktan sonra kulüplerin kurulmasının daha faydalı olmadığı kanaatine vardım. Bu arayışımı zaman buldukça İstanbul un diğer ilçelerinde de yaptım.

Geçenlerde bir spor kulübümüzü ziyarete gittim ve antrenman yapan çocukları seyrederken yanıma on bir yaşında iki çocuk geldi, kollarını birbirlerinin omzuna atarak;  

-Siz neden antrenmana katılmadınız… Çocuklardan siyah saçlı beyaz tenli olanı

-Biz futbolda çok yetenekli değiliz ama biz atletizm yapıyoruz.

-Peki hangi spor kulübünde yapıyorsunuz, bu mahallede başka spor kulübü de yok.

-Futbol hocalarımız bizimle ilgileniyor ona göre koşuyoruz bazen de maç yapıyoruz.

 Tabi bu çocukların bakışlarından futbol oynama arzusunun daha çok olduğunu hissettim ve kulüp yetkililerinden bilgi aldığımda.

-Bu çocuklar devamlı, kulübümüze geliyor ve biz bu çocukların sadece futbol yeteneğine bakmıyoruz, çocukların spor ve futbol sevgisine bakarak, futbol oynamalarının yanında diğer spor branşlarını da yapmalarına imkan sağlıyor ve bu çocukların bizim kontrolümüzde atletizm sporunu da yapmalarına destek oluyoruz”.

-Bizlerde bu anlayışla,  mahallelerimizde spor kulüpleri kurulduğunda sadece kötü gözle bakmayalım pozitif enerjimizle bakalım.

Yazarın Yazıları