Kader GÜR
  • 04/05/2016 Son günceleme: 04/05/2016 16:47
  • 7.747

Aslında Beykoz'a yönelik konuşmamız gereken başka konular vardı.

Fakat onları bir sonraki yazıya ertelemeyi uygun gördüm… AK Parti Genel Merkez’de yaşanan yetki devri tartışmalarının daha önemli olduğunu düşünüyorum.

İl ve İlçe başkanlarını atama ve görevden alma yetkisi Genel Başkan Ahmet Davutoğlu’ndan alınıp yeniden MKYK’ya verildi… Tartışılması şu dönem itibarı ile biraz sakıncalı gibi gözükse de, AK Parti'nin Kurucu Genel Başkanı ve Lideri Recep Tayyip Erdoğan faktörünün bu gelişmede etkili olduğu gayet açıktır.

AK Partililer olarak zaman zaman yakın kaynaklardan Davutoğlu ile Tayyip Erdoğan arasında bazı farklılıklar olduğunu duysak da, bunları pek ciddiye almıyorduk. Çünkü Dr. Ahmet Batu’nun dediği gibi, bu milletin AK Partiye değil, Recep Tayyip Erdoğan’a oy verdiğini 7’den 70’e herkes kabul ediyor.

"Sen Bize Reis'in Emanetisin" sloganıyla Davutoğlu'nu bağrına basan AK Partililerde aslında aynı inanca vurgu yapıyor, hatta Davutoğlu'na bu mesajı açıkça veriyordu... Yani Recep Tayyip Erdoğan AK Parti’yi ayakta tutan tek faktör ve rakipsizdir. Nokta.

Hal böyle olunca hiç bir şeye ses çıkaramıyoruz... Yapılan haksızlıklar karşısında bağrımıza taş basıyoruz, sabrediyoruz... Teşkilatlarda yaşanan vurdum duymazlıkları görmezlikten geliyoruz. Teşkilatın içine sızan AKP'lilerin, Tayyip Erdoğan'a gönül verenlere "Parya" muamelesi yapmasını da içimiz acıyarak izliyoruz... 'Yeter ki, bölünme olmasın, yeter ki AK Parti'de kavga çıkmasın, yeter ki birlik beraberlik görüntüsü bozulmasın' hassasiyetiyle davranıyoruz.

Gerçek AK Partililerin, rantiyeci AKP'lilere dış bilemesine rağmen, bu sahte birlikteliğin ne kadar daha devam edeceğini de bilmiyoruz? Bir taraf ülkesi ve partisi için fedakarlık yaparken, diğer bir tarafta fitne fesat üreterek güç gösterisi yapanları görüyoruz.

Erdoğan bir taraftan, dindar gençlik isterken, AK Parti gençliğini elinde tutanların, kepazeliğin her türlüsüyle partiden her gün 3-5 genci kopardığını duyuyoruz. Erdoğan, özel sohbetlerinde, eski yol arkadaşlarını küsüp gitmekle suçlarken, yeni yetme AKP'lilerin Erdoğan'ın dostlarını uzaklaştırmak için yaptığı fırıldaklığı siyaset olarak değerlendiriyoruz.

Şimdi soruyorum sizlere; yalan, iftira, küfür ve hakaretin her türlüsünün reva görüldüğü samimi AK Partililer, AK Parti'yi kuranlar, Tayyip Erdoğan'ın can dostları Pelikan dosyaları karşısında ne yapacaklar?

Tayyip Erdoğan'ı iyi tanıyan bir insan olarak Pelikan dosyasını görmemezlikten gelmiyorum. Kamuoyuna ve teşkilatlara mesaj vermek adına biraz abartılı olsa da, teşkilatların atama ve görevden alınma yetkisinin MKYK'ye verilmesinin hemen ardından böyle bir şeyin olmasını anlamlı buluyorum.

Eğer Recep Tayyip Erdoğan bu pelikan dosyası ile alakalı, bugüne kadar AK Parti'ye nifak sokmak isteyenlere yaptığı gibi sert bir tepki vermezse bu gerçekten değerlendirilmesi gereken bir durumdur ki, bu durumdan kimse payına düşeni almaz ise eğer önümüzdeki süreçlerin çok daha karışık olacağı yorumunu yapmak mümkündür.

Tayyip Erdoğan bu pelikan dosyasını yorumlar mı acaba? Bence yorumlar!... Daha önce Osmanlı Ocakları diye bir şey vardı hatırlar mısınız, Erdoğan o ocakları tek bir cümlesiyle yerle yeksan etmişti. Onun için gelinen son duruma da mutlaka bir yorum yapacak, yada bir mesaj verecektir.

Aksi takdirde sessizlik, AK Parti içinde ve Türkiye genelinde Tayyip Erdoğan'a sevgi duyan ona inanan, ona güvenen milyonların sabrının sonu geldiği anlamına gelir ki, Pelikan dosyası daha etkili bir anlam kazanır... Ortalık toz duman olur.

7 Haziran Seçimleri'nden çıkan sonuç, AK Partiye bir ders niteliği taşıdı... Bunun devamında samimiyet ve güven duygusu daha bir öne çıkarıldı... Buna birde terörün artması ve ekonomik dengelerin bozulması eklendiğinde 1 Kasım Seçim sonuçları geldi. Eyvallah, hep beraber şükrettik... Ama maalesef  AK Parti'yi kısa sürede 7 Haziran Seçimleri öncesinde olduğu gibi bağnaz tutumuna geri döndürdüler. Biz yüzde 49 bucuk oy aldık, kral biziz... Küçük küçük gruplara bölünmüş herkes bir şeyler kotarma peşinde. Bir şey yapmayan, yapan insanlara da engel olan insan yığınları.

İsrail'e laf eden İrem Aktaş'ın ihraç edileceği açıklaması yapılan AK Parti'de, 1 bucuk milyarlık İslam Alemi'nin peygamberine saygısızlık yapanların kamuoyundan özür dilemediği gibi hala yönetici olarak görev yapması asla kabul edilebilir bir siyaset değil... Ha ille de böyle olacak diye ısrar ediyorsanız, o zaman siz AK Parti'yi düşünerek değil, gelecek kaygısı güderek, şahsi menfaatinize hizmet ediyorsunuz!... Neden birileriyle kötü olmak istemiyorsunuz? İşte onun için insan yığını durumuna düşüyorsunuz!

AK Parti içinde bunun gibi çok sayıda olay anlatılabilir... AKP'lilerin egemen olduğu her ilçede başka pelikan dosyaları da çıkabilir. Çıksın sorun değil...

Ama bu nifak dosyalarını etkisizleştirmek için, samimi ve güvenilir bir AK Partili olmak gerekir.

Yazarın Yazıları