Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Kader Gür
Kader Gür

Pelikan’ın Beykoz derlemesi

Aslında Beykoz'a yönelik konuşmamız gereken başka konular vardı.

Fakat onları bir sonraki yazıya ertelemeyi uygun gördüm… AK Parti Genel Merkez’de yaşanan yetki devri tartışmalarının daha önemli olduğunu düşünüyorum.

İl ve İlçe başkanlarını atama ve görevden alma yetkisi Genel Başkan Ahmet Davutoğlu’ndan alınıp yeniden MKYK’ya verildi… Tartışılması şu dönem itibarı ile biraz sakıncalı gibi gözükse de, AK Parti'nin Kurucu Genel Başkanı ve Lideri Recep Tayyip Erdoğan faktörünün bu gelişmede etkili olduğu gayet açıktır.

AK Partililer olarak zaman zaman yakın kaynaklardan Davutoğlu ile Tayyip Erdoğan arasında bazı farklılıklar olduğunu duysak da, bunları pek ciddiye almıyorduk. Çünkü Dr. Ahmet Batu’nun dediği gibi, bu milletin AK Partiye değil, Recep Tayyip Erdoğan’a oy verdiğini 7’den 70’e herkes kabul ediyor.

"Sen Bize Reis'in Emanetisin" sloganıyla Davutoğlu'nu bağrına basan AK Partililerde aslında aynı inanca vurgu yapıyor, hatta Davutoğlu'na bu mesajı açıkça veriyordu… Yani Recep Tayyip Erdoğan AK Parti’yi ayakta tutan tek faktör ve rakipsizdir. Nokta.

Hal böyle olunca hiç bir şeye ses çıkaramıyoruz… Yapılan haksızlıklar karşısında bağrımıza taş basıyoruz, sabrediyoruz… Teşkilatlarda yaşanan vurdum duymazlıkları görmezlikten geliyoruz. Teşkilatın içine sızan AKP'lilerin, Tayyip Erdoğan'a gönül verenlere "Parya" muamelesi yapmasını da içimiz acıyarak izliyoruz… 'Yeter ki, bölünme olmasın, yeter ki AK Parti'de kavga çıkmasın, yeter ki birlik beraberlik görüntüsü bozulmasın' hassasiyetiyle davranıyoruz.

Gerçek AK Partililerin, rantiyeci AKP'lilere dış bilemesine rağmen, bu sahte birlikteliğin ne kadar daha devam edeceğini de bilmiyoruz? Bir taraf ülkesi ve partisi için fedakarlık yaparken, diğer bir tarafta fitne fesat üreterek güç gösterisi yapanları görüyoruz.

Erdoğan bir taraftan, dindar gençlik isterken, AK Parti gençliğini elinde tutanların, kepazeliğin her türlüsüyle partiden her gün 3-5 genci kopardığını duyuyoruz. Erdoğan, özel sohbetlerinde, eski yol arkadaşlarını küsüp gitmekle suçlarken, yeni yetme AKP'lilerin Erdoğan'ın dostlarını uzaklaştırmak için yaptığı fırıldaklığı siyaset olarak değerlendiriyoruz.

Şimdi soruyorum sizlere; yalan, iftira, küfür ve hakaretin her türlüsünün reva görüldüğü samimi AK Partililer, AK Parti'yi kuranlar, Tayyip Erdoğan'ın can dostları Pelikan dosyaları karşısında ne yapacaklar?

Tayyip Erdoğan'ı iyi tanıyan bir insan olarak Pelikan dosyasını görmemezlikten gelmiyorum. Kamuoyuna ve teşkilatlara mesaj vermek adına biraz abartılı olsa da, teşkilatların atama ve görevden alınma yetkisinin MKYK'ye verilmesinin hemen ardından böyle bir şeyin olmasını anlamlı buluyorum.

Eğer Recep Tayyip Erdoğan bu pelikan dosyası ile alakalı, bugüne kadar AK Parti'ye nifak sokmak isteyenlere yaptığı gibi sert bir tepki vermezse bu gerçekten değerlendirilmesi gereken bir durumdur ki, bu durumdan kimse payına düşeni almaz ise eğer önümüzdeki süreçlerin çok daha karışık olacağı yorumunu yapmak mümkündür.

Tayyip Erdoğan bu pelikan dosyasını yorumlar mı acaba? Bence yorumlar!… Daha önce Osmanlı Ocakları diye bir şey vardı hatırlar mısınız, Erdoğan o ocakları tek bir cümlesiyle yerle yeksan etmişti. Onun için gelinen son duruma da mutlaka bir yorum yapacak, yada bir mesaj verecektir.

Aksi takdirde sessizlik, AK Parti içinde ve Türkiye genelinde Tayyip Erdoğan'a sevgi duyan ona inanan, ona güvenen milyonların sabrının sonu geldiği anlamına gelir ki, Pelikan dosyası daha etkili bir anlam kazanır… Ortalık toz duman olur.

7 Haziran Seçimleri'nden çıkan sonuç, AK Partiye bir ders niteliği taşıdı… Bunun devamında samimiyet ve güven duygusu daha bir öne çıkarıldı… Buna birde terörün artması ve ekonomik dengelerin bozulması eklendiğinde 1 Kasım Seçim sonuçları geldi. Eyvallah, hep beraber şükrettik… Ama maalesef  AK Parti'yi kısa sürede 7 Haziran Seçimleri öncesinde olduğu gibi bağnaz tutumuna geri döndürdüler. Biz yüzde 49 bucuk oy aldık, kral biziz… Küçük küçük gruplara bölünmüş herkes bir şeyler kotarma peşinde. Bir şey yapmayan, yapan insanlara da engel olan insan yığınları.

İsrail'e laf eden İrem Aktaş'ın ihraç edileceği açıklaması yapılan AK Parti'de, 1 bucuk milyarlık İslam Alemi'nin peygamberine saygısızlık yapanların kamuoyundan özür dilemediği gibi hala yönetici olarak görev yapması asla kabul edilebilir bir siyaset değil… Ha ille de böyle olacak diye ısrar ediyorsanız, o zaman siz AK Parti'yi düşünerek değil, gelecek kaygısı güderek, şahsi menfaatinize hizmet ediyorsunuz!… Neden birileriyle kötü olmak istemiyorsunuz? İşte onun için insan yığını durumuna düşüyorsunuz!

AK Parti içinde bunun gibi çok sayıda olay anlatılabilir… AKP'lilerin egemen olduğu her ilçede başka pelikan dosyaları da çıkabilir. Çıksın sorun değil…

Ama bu nifak dosyalarını etkisizleştirmek için, samimi ve güvenilir bir AK Partili olmak gerekir.

Kader Gür
Kader Gür HAKKINDA

1972 yılında Rize’nin Güneysu ilçesinde doğdu… Eğitim hayatını orada tamamladı… Ortadoğu ve Avrupa ülkelerine yapmış olduğu birçok seyahatinde çeşitli araştırmalar yaptı. Libya, Cezayir, Tunus, Fas, Beyrut, Suriye, İtalya, İspanya, Rusya, Romanya, Bulgaristan ve Yunanistan gibi ülkelerde seyahatleri sırasında Türkiye ile ticari ilişkiler üzerinde çalışmalar yürüttü. Kader Gür, Refah Partisi Gençlik Kollarında siyaset yaptı. 1997 yılında Sağlık Bakanlığı bünyesinde kamuda çalışmaya başladı. 1997 yılında Akit Gazetesinde, Recep Tayyip Erdoğan’ı konu alan bir makalesi nedeniyle 28 Şubat aktörleri tarafından soruşturmaya tabi tutuldu. Daha sonra Recep Tayyip Erdoğan’ın Pınarhisar Cezaevi’nde başlatmış olduğu parti çalışmalarına Beykoz’da destek verdi. Partinin kuruluş aşmasında aktif rol oynadı. AK Parti Kurucu Beykoz İlçe Başkanı Dr. Ahmet Hulusi Batu, Salim Kararmaz ve Adem Sefer’in basın danışmanlığını uzun yıllar yürüttü… 1998 yılında yazmaya başladığı Recep Tayyip Erdoğan’ın siyasi hayatını konu alan, “Esaretten Zirveye” isimli kitabı 2002 yılında yayınlandı. Kader Gür'ün yine kendi yazılarından oluşan 2 kitabı bir de Yayın Yönetmenliğini yaptığı toplamda 4 kitabı raflardadır. Beykoz Rizeliler Derneği’nin kurucuları arasında da yer alan Gür, halen Beykoz Polis Hizmetlerini Koruma Derneği Yöneticisidir. Kader Gür, Anadolu Yakası Gazeteciler Derneği ve Yüzüncü Yıl Gazeteciler Derneği üyesidir. 2024 yılında kamu çalışma hayatını sonlandıran Gür, evli ve 3 çocuk babasıdır… Kader Gür, yine 2002 yılında bir araya geldiği arkadaşlarıyla Dost Beykoz’u kurdu.

YORUMLAR

2 adet yorum var

  1. İşte seni bunun için seviyorum.. Allah ömrüne bereket versin herkesede bu cesareti versin yanlış yapılanlara itiraz edip idarecileri doğruya yönlendirsin yoksa gidişat iyi değil, bütün her şeyi bir kişiye bırakıp o her şeyi yapar düzeltir halleder mantığıyla idarecileri ilahlaştırmak en büyük felakettir.. Ve bu felaket bu huydan vazgeçilmediği takdirde hızlanarak mutlaka gelecektir. Allah aklımızı başımıza getirsin. (Sn Kader bey.. şu yakalanan Beykozdaki Camileri soyan hırsız ne oldu tutuklandımı salındımı bu haberide sizden bekliyoruz.)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER