“Uzun zamandır uzak kaldığım köşeme ve ‘bakalım bu çocuk ne yazmış’ diyen okuyucularımıza tekrardan merhaba…
”
Biraz kişisel kalp kırıklığımı anlatacağım size. Konu uzun o yüzden en başa derdimi yazıyorum.
Ya sen beni kardeşin gibi görüyordun Özlem Abla!! Neden beni çağırıp ‘Mert üstümde baskı oldu ya da yapamadın, edemedin ya da ben böyle uygun gördüm, o yüzden böyle bir karar alıyorum demedin? Ben illa beni özel kalem yap demedim ki sana? Başkaları baskı yapmış da olabilir. İlçeden , ilden, İBB’den ya da Genel Merkezden vs. sen belediyeyi yönetiyorsun.
İnsan çağırıp iki çift kelime konuşmaz mı kardeşim dediği kişiye? Ben bunu beklerdim sizden. Konu Bilgehan Murat Miniç’e yakınlığımsa; beni özel kalemde görevlendirdiğinde de ben Bilgehan Murat Miniç’e yakındım. 2012 den beri yanındayım ben adamın. Aklında şüphe varsa gönder beni abla diye dedim sana üstelik.
Neyse anlatıyorum toplaşın.
Beni tanıyanlar bilir ben muhalif bir insanım. Siyaseten AKP politikalarına eleştiriler getirdim. Muhalefet saflarında siyaset yaptım. Bunu yaparken de ne Beykoz’da ne de başka bir yerde doğruyu esnetmedim. Kalp kırmamaya gayret ederek, kardeşlik hukukuyla cümlelerimi özenle kurdum.
31 Mart seçimlerinden önce İYİ Parti Beykoz İlçe Başkan Yardımcısıydım. Beykoz’da ittifakla AKP’den seçim alınabiliyordu. Siyaset üstü olarak Beykoz ittifakının hazırlığında ve içerisinde bulundum. CHP çatısı altında girdiğim seçimleri Allah’ın izni Beykozlularında teveccühü ile kazanarak 17.sıradan yedek meclis üyesi seçildim.
Beykoz Belediyesi’nin durumu ve yaşananlar hala hafızalarda. O kısma hiç değinmeyeceğim. Suçu olmayanların beraat edip sevdiklerinin yanına bir an önce dönmesini sabırsızlıkla bekliyorum. Belediyenin bu duruma gelmesinde payı olan basiretsizleri de Beykoz İttifakını bozup bugün seçim olsa CHP’yi Beykoz’da kaybedecek duruma getirenleri de Beykozluların vicdanına havale ediyorum.
Neyse 2012’den beri Bilgehan Murat Miniç ile tanışıyorum. Kendisinin yanında büyüdüm, yetiştim. Günahıyla sevabıyla abimdir. 31 Mart seçimlerinden sonra kendisinin gönüllü olarak koordinatörlüğünü yaptım. Belediyeden veya başka bir yerden bir gelirim olmadı. Kimseden bir talebim de olmadı. Gündeme geldiği konuları da tasvip etmiyorum. Kendisiyle de bu konuları konuştum. Söylesem tesiri yok sussam gönül razı değil misali olan oldu. Geçmişi değiştiremem.
Alaattin Köseler Bey gözaltına alınıp tutuklandıktan sonra yerine Başkan vekili olarak meclis üyelerinin oylarıyla seçilen Özlem Abla!! beni yanına özel kalem yapmak için aldı. Benim kendisinden ‘beni özel kalem müdürü yap’ gibi bir talebim olmadı. Bilgehan Murat Miniç belediye başkan yardımcısı olarak beni tavsiye etmiştir. Doğrudur.
Bu süre zarfında görevde olan ve göreve gelen başkan yardımcıları ve başkan danışmanı da konuyla ilgili bana bu göreve gayet uygun olduğumu ve yakışacağımı da belirttiler. Bir kişi daha; Özlem Abla’nın eşi de özel kalemde benim olmam hususunda olumlu görüşlerini hem eşine hem de bana söylemiştir. Benim için büyük bir onur.
Birisinin beni; ailesini emanet edebilecek kişi olarak görmesi muhteşem bir duygu ve büyük bir sorumluluk. Allah’a çok şükür.
Neyse yaklaşık bir buçuk aya yakın bir süre artılarıyla eksileriyle ve özellikle belirtiyorum “ne belediyeden ne de bir başkasından bir kuruş almadan” ve talep etmeden hatta bazen cebimden ödeyerek bu görevde bulundum. Bu süre zarfında Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına; istisnai kadrodan memur olmam hususunda 10 Nisan’da yazımı yazdırdı Özlem Abla. Yazıdan hemen önce de memuriyet talebi olduğundan dolayı kendisinin de bilgisi ve oluruyla 8 Nisan’da CHP’den istifa ettim.
Kendisine ‘Abla eğer aklında Mert buradan Bilgehan Başkana laf taşır gibi bir düşüncen varsa al benim telefonum sende kalsın. Bana kim ne yazıyor, kimler arıyor hepsi senin bilgin dahilinde olsun. Ben bir tuşlu telefon alayım kendime kişisel olarak eşimin ve senin numaran olsun içinde dökümleri sana gelsin. Özel kalemin telefonunun dökümü de sana gelsin. İstediğin zaman al telefonu bak kimle ne yazışmışım, aramış ya da aranmışım diye. Ben burayı namusum gibi görüyorum. Namusuna halel getirmem. Buna rağmen olmuyorsa, yenemiyorsan o düşünceyi bırak beni gideyim ben abla.’ dedim. Elimden gelen bu kadardı.
O da bana; ‘Sorun yok sen insanlarla aynı bu şekilde iletişimini sıcak tutarak devam et ben seni rahatlıkla savunabiliyorum’ dedi.
Zaten Bilgehan Murat Miniç, ben özel kaleme geçtiğim gün; ‘insani olarak demiyorum fakat artık bizim kardeşimiz değilsin, senin ablan Özlem Başkandır. Makamın sorumluluğu namusundur, bana makamla ilgili hiç bir şey anlatmayacaksın. Devlet terbiyemizin gereği budur.’ diye beni uyardı. Bende buna sonuna kadar uydum. Uymadın diyen çıksın ispat etsin.
15 Nisan Pazartesi günü birlikte Bilgehan Murat Miniç’in makam odasında 3’lü bir görüşme yaptık ve kendisi Bilgehan Murat Miniç’e ‘özel kalemi kadın arkadaşlarla yürütmeyi istiyorum abi. Mert’in yazısını yazdık sorun yok onda. Onayı gelince de başka bir müdürlükte değerlendireceğiz.’ dedi.
Bana daha önce bu konuyu söylemişti zaten. Hay hay dedik ikimizde. Bana daha o gün; artık başkanlık makamında durmana gerek yok da dedi Özlem Abla! Biraz ani oldu ama ona da hay hay; emir demiri keser sonuçta.
16 Nisan’da Fidan Gül Hanım evinde göz altına alındı. Kapıyı Bilgehan Murat Miniç açtı. Sonrası malumunuz.
Ben Özlem Abla!!’ya o gün mesaj attım. Aynen şöyle; “Başkanım nasılsınız; Malum durumla ilgili olarak benlik bir şey var mı? Yapmamı istediğiniz bir şey var mı? Yazımızla ilgili bir değişiklik var mı? Belirsizlik olmasın diye sormak istedim başkanım. Müsait olursanız 3 dakika ayaküstü vaktinizi almak isterim.”
Kendisi cevaben;” Mert senin yazını yazdık sorun yok. Sözüm söz.’ yazdı.
Ben de kendisine minnettar olduğumu, yalnız bırakmamak adına ne zaman, ne derse, ne takdir ederse onu yapacağımı belirttim.
Kendisi“ Teşekkürler Mert. Ben de seni kardeşim gibi sevdiğimden aramız bozulmasın diye bu şekilde bir karar verdim. Sen yazının çıkmasını koştur. Bir an önce onu halledersen sevinirim. Eşine selamlar, çocukları öpüyorum.” Yazdı.
7 Mayıs’ta yazımın geri çekildiğini öğrendim. Neden? Ne yaptım ben? İhale için adam mı getirdim. İmza için yazı mı koydum önüne birilerinin fayda sağlayacağı. Para pul işlerine mi girdim o makamı kullanıp. Ne yaptım? Kendisinin cevap hakkı var. Ama ben kendimi biliyorum çok şükür.
Aç parantez; Seçim öncesi meclis üyesi listesinde CHP İlçe Başkanı Mahir Taştan Bey 15.sıraya beni yazacağının sözünü verdi, çünkü en başında biz de ona çalışıp 15 meclis üyesi sokacağımızın sözünü verdik. Alaattin Köseler Bey de bu konunun şahididir. Buna rağmen 17. sıraya beni kaydırınca Bilgehan Murat Miniç liste tadilat süresi bitiminde istifa edecekti.
Ben konuştum kendisiyle de ikna ettim. Bu sürecin kötü adamının bizim olmamamız gerektiğini, daha çok çalışıp oyumuzu arttırarak meclise girebileceğimi ifade ettim. Yalvardım desem yalan olmaz. O gün ikna etmeseydim ve istifa etseydi Bilgehan Murat Miniç; acaba bugün Özlem Abla!, onun da öncesinde Alaattin Köseler Bey o makamları görürler miydi? Bugün Özlem Abla’nın öz kardeşi eskort aracının arka koltuğunda ablasının kullandığı makam aracını takip ederek programlara katılabilir miydi? Takdir Beykozluların. Kapa parantez.
Neyse; ya baskı yaptılar Özlem Abla!!ya yazıyı geri çek diye ya da kendi isteğiyle çekti. İkisinin de bir önemi yok benim için. Dediğim gibi illa beni yap diye bir isteğim hiç olmadı kendisinden. Lakin bana söz verdi. Sözünü tutmadı.
Hadi baskı yapıldı kendisine ya da kendi isteğiyle sözünü yedi. Ona da eyvallah, herkes kendine yakışanı yapar sorun değil. Peki; insan kardeşim dediğine kardeşlik hukuku gereği alıp karşısına konuşmaz mı Mert böyle böyle diye. Onu da yapmadı. Hiç bir şey demeden, hatta benim haberim olmaması için İnsan Kaynakları Müdürlüğü personellerini tembihleyerek yazımı geri çektirdi.
Hak var kendisiyle artık aramızda.
Şimdi bakıyorum sosyal medyadan çağrı yapmış. ‘Kırgın olan, küskün kalan, uzaklaşan herkese…’ diyor. Kapımız herkese açık diyor. Beykoz’un yarınlarını birlikte yazalım diyor.”
Ya sen başkalarının baskıyla ya da kişisel isteğinle sözünden dönen birisin Özlem Abla!
Seninle ortak sorumluluk alınıp birlikte yol yürünür mü? Beni partiden kopardın. Resmen “Ya hep beraber ya hiç birimiz ama Mert hariç dedin” Her şeyden önemlisi güvenimi kaybettim. Kardeşlik samimiyetten gelir.
Kardeşin gibi gördüğünü söylediğin beni karşına alıp durumu izah etmekten, aldığın kararı söylemekten acizsin. Samimiyetine güvenilir mi senin? İyi niyetli olduğun söylenebilir mi? Senin doğru bir insan olduğun, iyi ve hakkaniyetli bir yönetici olduğun söylenebilir mi? Umarım o masada oturduğun birbirinden değerli insanları da kardeşin gibi görmüyorsundur.
Biraz kişisel kalp kırıklığıma dair bir yazı oldu. Sen de ne ağladın diyebilirsiniz. Farkındayım. Siyaseten de değil hiç bir eleştirim. Lakin bilinsin istedim.
Beykoz Belediyesini yönetsin diye mührün teslim edildiği Özlem Abla!!, birine söz verdiğinde ya da birini kardeşi gibi gördüğünde nasıl davranıyor bilinsin.
Masasına oturursanız ya da masanıza çağırırsanız aklınızda olsun.
HERKES EKTİĞİNİ BİCİYOR KARDEŞ ADALET HERKESE LAZIM BELEDİYE DEDİĞİN YER KİMSEYE KALMIYOR… HERKES REZİL OLUP GİDİYOR BİRŞEKİLDE ( Alma mazlumun ağını çıkar aheste aheste ) en güzel şey ALLAH’In adaleti
HERKES EKTİĞİNİ BİCİYOR KARDEŞ ADALET HERKESE LAZIM BELEDİYE DEDİĞİN YER KİMSEYE KALMIYOR… HERKES REZİL OLUP GİDİYOR BİRŞEKİLDE ( Alma mazlumun ağını çıkar aheste aheste ) en güzel şey ALLAH’In adaleti
HERKES EKTİĞİNİ BİCİYOR KARDEŞ ADALET HERKESE LAZIM BELEDİYE DEDİĞİN YER KİMSEYE KALMIYOR… HERKES REZİL OLUP GİDİYOR BİRŞEKİLDE ( Alma mazlumun ağını çıkar aheste aheste ) en güzel şey ALLAH’In adaleti
HERKES EKTİĞİNİ BİCİYOR KARDEŞ ADALET HERKESE LAZIM BELEDİYE DEDİĞİN YER KİMSEYE KALMIYOR… HERKES REZİL OLUP GİDİYOR BİRŞEKİLDE ( Alma mazlumun ağını çıkar aheste aheste ) en güzel şey ALLAH’In adaleti
YAA İŞTE GÜN GELİP ADALET ARARSINIZ ADALET HERKESE LAZIM KARDEŞ… KOLTUĞA OTURUNCA EGOLARINLA YÖNETMİYECEKSİN GÜN GELİR REZİL OLUR GİDERLER ALLAH’ a HAVALE EDECEKSİN ALLAH KİME KAPI AÇTIRACAĞINI ÇOK İYİ BİLİR REZİLDE EDER VEZİRDE