Bahar ayının gelmesi ile beraber beklediğimiz ramazan ayını da, hava koşulları sebebiyle çokta zorlanmayacağımız bir dönemde karşılamış olacağız.
Bu ayda unutmamamız gereken en önemli durum, vücudumuzun her ay için alışık olmadığı bir tempoya girecek olmasıdır. Oruç tutmanın sağlığımız açısından birçok olumlu etkisi vardır. Ancak yanlış beslenme, bazı hastalıkların göz ardı edilmesi, yoğun çalışma tempoları oruç tutarken bazı sorunları beraberinde getirebilmektedir. Burada asıl olan, her koşulda olduğu gibi vücudumuzu iyi tanıyor olmaktan geçmektedir. Vücudumuzun verdiği uyarılara ve sinyallere kulak vermemiz, oruç tutmayı daha kolay hale getirecektir.
Oruç tutmanın kısaca faydalarına bakacak olursak, mide ve bağırsaklarımızı dinlendirir. Zihinsel fonksiyonlarımızı güçlendirir, cildimizi güzelleştirir, yağ yakımını hızlandırır, kalp sağlığımızı korur. Alzheimer ve kanser gibi hastalıkların önüne geçmemize yardımcı olur. Başta da belirttiğimiz üzere vücudumuzun seslerine mutlaka kulak vermemiz gerekmektedir. Eğer oruç tutmanıza engel bir rahatsızlığınız mevcutsa, bunu mutlaka doktor kontrolünde yapmanız gerekmekte veya olumsuz sonuçlarla karşılaşıyorsanız vücudunuzu çok fazla yormamakta fayda vardır.
Oruç tutarken iftar, iftar sonrası ve sahurda yediklerimize dikkat etmek gün boyu konforumuz açısından önemlidir. Yapılan en büyük yanlışlardan biri sahura kalkmadan oruç tutmaktır. Sahur, iftara kadar vücuda gerekli olan enerji ve su ihtiyacının karşılandığı öğündür. İftar ve sahur arasında ara öğün yenmelidir. İftarda yemek seçimi kadar küçük porsiyonlar yemek ve güzel sindirmek, kızartma ve hamur işi gibi besinlerin çok fazla tercih edilmemesi, mide ve bağırsak sağlığı açısından önemlidir. Hatta uzmanlar oruç açıldıktan 20 dakika sonra çorba ile yemeğe devam edilmesi gerektiğini sıkça duyururlar.
Bu saydığımız küçük ama sağlık açısından önemli detaylara uyulması vücudumuzu yormayacaktır.
Vücudumuzun uzun süre aç kalması, gün içerisinde şeker düşmelerini veya baygınlıkları beraberinde getirebilmektedir. Peki bu tür durumlarda nelerin yapılması doğrudur? Özellikle iftar saati yaklaştıkça, sabrımızın bazı durumlara azalmasının en büyük sebebi şeker düşmesidir. Aynı zamanda açlık hissi, titreme, huzursuzluk, davranış bozukluğu, çarpıntı, göz kararmaları gibi belirtilerde vücudumuzun verdiği sinyaller arasındadır. Bu sinyaller ciddiye alınmalıdır. Çevremizde bu belirtileri gördüğümüz biri olduğunda veya kendi vücudumuzda hissettiğimizde bedenimizi artık biraz dinlenmeye almakta fayda vardır. Şeker düşmesi yaşandığında yapılması gereken, kişiye şekerli su verilmesidir fakat ramazan ayında karşımızdaki kişinin rızasını alarak veya belirtiler ciddi boyutlara geldiğinde kişi ile görüşerek bunun yapılması daha doğru olacaktır. Bunun dışında küçük baygınlıklarında ramazan ayında sık sık yaşandığı görülmektedir.
Baygınlık geçireceğini anladığınız kişiyi yatırıp ayaklarını 30 cm kadar yukarıya kaldırarak beyne giden kan akışının hızlanmasına yardımcı olmak yararlıdır. Eğer kişi bayıldıysa, aynı şekilde ayaklarını havaya kaldırmak ve biraz beklemek kişinin kendisine gelmesine yardımcı olacaktır. Bu sırada herhangi bir kusma durumunun olup olmadığına çok dikkat etmeli, böyle bir durumda ise kişiyi yan çevirip yatırmak boğulmasını önleyecektir. Ancak bayılma sonrası herhangi bir geri tepki gelmiyorsa, bilincin kapandığı düşünülerek kişi yan çevrilmeli ve mutlaka 112’nin aranması gerekmektedir. Bu esnada kişinin solunum kontrollerinin hızlı bir şekilde yapılması ve yaşamsal fonksiyonlarda bir problem varsa devamlılığının sağlanması çok önemlidir. Tüm bu gibi durumlarda daha fazla nelerin yapılabildiği ile ilgili yeterli bilgi sahibi olmak ve sağlıklı bir müdahalede bulunabilmek için mutlaka ilkyardım eğitimlerine katılım sağlanması gerekmektedir.
Sağlıklı ve huzurlu bir ramazan ayı geçirmenizi dilerken, oruç tutmanın ve çevremizde oruç tutan kişilerinde sağlığı açısından bilinmesi gereken her şeyin öğrenilmesinin önemini bir kez daha hatırlatmak isterim.
