Prof. Dr. İsmail KOCAÇALIŞKAN
  • 27/06/2022 Son günceleme: 27/06/2022 09:20
  • 4.333

Şu günlerde Marmaris’te çıkan orman yangınları hepimizi üzmüştür.

Orman yangınlarına karşı ne gibi tedbirler alınacağını yetkililere bırakarak orman ile yağmur arasındaki ilişkiye değinmek istiyorum. Orman demek ağaç demektir. Yağmur demektir. Ağaçlar semaya uzanan dallarıyla ve yapraklarıyla adeta ellerini açmış dua eden kimse gibidirler. Onlar bu halleriyle kendilerini var eden ve yaşatan Rabbimizden yağmur isterler.

Orman ile yağmur arasında ilginç bir bağlantı vardır. Orman olan yere daha çok yağmur yağar. Ormanlar yağmuru adeta bir mıknatıs gibi çekerler. Doğu Karadeniz bölgemize niçin daha çok yağmur yağar? Çünkü ülkemizin en büyük ormanları oradadır. Çöllere niçin yağmur çok az yağar. Çünkü ormandan mahrumdurlar.

Su, en kıymetli varlıklarımızdan birisidir. Susuz hayat düşünülemez. Suyu yaratan Yüce Allah ortam şartlarına ve sıcaklığa göre kılıktan kılığa sokarak ona hal değiştirtir. Normal şartlarda sıvı halde akışkan olan su, soğukta katılaşarak kar, dolu ve buz haline gelir. Sıcaktaysa buharlaşarak yükselir ve gökyüzünde bulut halinde toplanır. Dünyamızın buhar kazanları hükmünde var edilmiş olan denizler ve okyanuslar bulutların başlıca su kaynağıdır. Buralardan buharlaşan su, bulutlarda toplanıp yeryüzüne tekrar yağmur olarak indirilir. Buna “su döngüsü” diyoruz. Rabbimizin koymuş olduğu bu kanun çerçevesinde su, yer ile gök arasında sürekli dolaştırılarak canlıların su ihtiyaçları karşılanır.

Yağmur yüklü bulutlar rüzgar vasıtasıyla ihtiyaç olan yerlere sevk edilir. Fakat her buluttan da yağmur yağmaz. Ormanlar bulutları adeta kendilerine çekerek yağmur yağmasına sebep olurlar. Onun için ormanlarımızı iyi korumalıyız.

Yağmur damlalarının yere düştüğünde çıkardığı şıp şıp sesleri insanı hiç rahatsız etmediği gibi insan ruhunu okşayan ve belki de tedavi eden bir yönü de vardır. Yağmurun toprakla izdivacından çıkan toprak kokusu da insanı çok rahatlatır.

Yağmur yağarken penceremizi açıp evimizi havalandıralım ve derin bir nefes alarak bu kokuyu ciğerlerinize dolduralım. Hatta çok kuvvetli yağmıyorsa dışarı çıkıp yağmur altında baş açık yürüyelim. Bazı yörelerde Nisan ve Mayıs yağmurlarının saçları kuvvetlendirdiği söylenir ve şifalı olduğuna inanılır. Araştırmak lazım. Belki bir gerçek payı vardır. Çünkü yağmur, saf su olmayıp yapısında demir, potasyum, sodyum ve azot gibi çok çeşitli mineraller bulunur.  

Yağmurun halk arasında hayat suyu anlamında “Ab-ı hayat” ve Allah’ın kıymetli bir nimeti anlamında “Rahmet” kelimeleriyle anılması boşuna olmayıp semavi anlamlar yüklüdür. Yağmur yağıyor yerine “rahmet yağıyor” demek suretiyle olay; aklı ve şuuru olmayan tabiata, doğaya ve sebeplere değil sebeplerin yaratıcısına bağlanmalıdır.

Yağmurun davetçisi olan ormanlarımızı koruyalım!.

Yazarın Yazıları