Orman İdaresi Göksu'daki araziyi istiyor

  • 0
  • 13363
Orman İdaresi Göksu'daki araziyi istiyor
Orman İdaresi Göksu'daki araziyi istiyor
Orman İdaresi Göksu'daki araziyi istiyor

Patrikhane’nin 4 yıl önce kavuştuğu Beykoz Göksu’da ki 98 dönüm arazi için Orman İdaresi ‘tapu iptal’ davası açıldı.

Azınlıkların gayrimenkulleriyle ilgili son yıllarda yaşanan iade sürecinin Rum ve Ermeni vakıflarında yarattığı büyük sevinç endişeye dönüştü.

Fener Rum Patrikhanesi’nin 4 yıl önce tapusuna kavuştuğu İstanbul’un en değerli arazilerinden olan Göksu’daki 98 dönümlük gayrimenkule ‘tapu iptali’ davası açıldı.

Orman İdaresi, söz konusu mülklerin Hazine’ye iadesini istedi. Patrikhanede şok etkisi yaratan bu davaların nasıl sonuçlanacağı merakla bekleniyor.

AK Parti Hükümeti'nin çıkardığı yasa sonucu, azınlık mülkleriyle ilgili son 6 yıl içinde önemli gelişmeler kaydedildi.

Büyükada’daki yetimhaneden, Karaköy’deki Rum okullarına kadar pek çok mülkün tapusu iade edildi. Ermeni cemaatinin mülklerinde de benzer süreçler yaşandı. Ancak son dönemde çok farklı davalar açılmaya başlandığı ortaya çıktı.

Edinilen bilgiye göre İstanbul Orman İdaresi, iki ayrı ilçede benzer davalar açarak Patrikhane’ye iade edilen iki gayrimenkulün tapusunun iptalini istedi. Bunlardan birisi Beykoz, Göksu sırtlarındaki 98 dönümlük çok değerli mülk. Göksu Ayazması, Panaiya Ayazması ya da halk arasında Meryem Ana Ayazması diye bilinen bu arazi, İstanbul Rumlarının 8 Eylül’de büyük panayır düzenledikleri bir yer. 1874’de inşaa edilen kilise de bu arazi içinde. İşte bu arazinin tapusu, ‘Orman arazisi’ olduğu gerekçesiyle iptal edilmek isteniyor.

Hukukçular inceliyor

Yasa gereği, bu mülklerin ‘orman arazisi’ sayılıp sayılmayacağına, bilirkişiler ve yargı karar verecek. Ama şimdiden azınlık cemaatleri arasında ‘üzücü gelişme’ olarak konuşuluyor. Bu gayrimenkullerin iadesi sürecinde büyük emeği geçen Vakılar Meclisi temsilcisi Laki Vingas, konuyu doğrularken şu kısa yorumu yaptı: Olumlu havayı gölgeyecek ters istikamette davalar var. Orman idaresi Beykoz'da tapunun iptalini istiyor. Şimdi de yeni bir dava süreci devam edecek. Buna enerjimiz, gücümüz yetmiyor.”

Patrık: Nefes alabiliyoruz

Patrık Bartholomeos, bu gelişmelerle ilgili konuşmak istemedi. Aksine, olumlu mesajlar verdi: “Eskiden Patrikhane 2. Vatikan olma peşinde. Devlet içinde devlet olmaya çalışıyor. ‘diyorlardı. Bugün itiraf etmeliyim ki, Patrikhanemiz ve genel olarak azınlıkların durumu iyiye doğru değişti, gelişti. Bugün durum eskiye göre değişti. Daha rahat nefes alabiliyoruz. Kapadokya’da Sümela’da dini vecibeleri yerine getirebiliyoruz. Eskiden güçlük çekiyorduk bu tür etkinlerde. Şimdi ilgili makamlar anlayışla karşılıyor. Valiler Belediye başkanları kolaylık gösteriyor. Vakıflar Genel Müdürlüğü zapt edilmiş bazı gayrimenkullerimizi iade etti. Talep etmeye devam ediyoruz. İade sonrası mahkemelik olan da var.Tetkik ediliyor.”

Bizans'ın hasta ve günahkarları bu sularda şifa buldu

Anadoluhisarı'nda yeşil alan içerisinde bulunan Göksu Ayazması 1870'li yıllarda yapılmış. Göksu Ayazması, Küçüksu Ayazması, Anadoluhisarı Ayazması, Panaiya Ayazması, Meryem Ana Ayazması ya da kilisesi gibi pek çok değişik isimle de anılıyor. Üzerinde hiçbir tanıtıcı bilgi bulunmayan binanın pencereleri duvar örülerek kapatılmış, demir kapısı kilitli durumda. Ayazma hakkında yazılan yazılarda da "Göksu'da bir de Panaiya Ayazması vardır. Eylül ayının sekizinci gününü takip eden ilk pazar, burası Rum Ortodoksları kütle halinde uğrağı olurdu... Ayazma'nın bu ziyaret günü, Göksu Panayırı diye anılırdı... O zamanlar bu alan gür ormanlarla kaplıydı. Ağaçların arasında su kaynakları vardı. Bu kaynaklardan fışkıran sular Bizanslılarca kutsal sayılıyor, bu sulardan içenlerin hastalıklardan kurtulduğuna, günahlarından arındığına inanılıyordu.

Onun için her su kaynağının başına bir ayazma yapılmış, bu ayazmalara da koruyucu aziz tasvirleri konulmuştu. Bizanslılar buraya 'Kutsal Kuyular' anlamına gelen 'Potamonion' adını vermişlerdi. Gürül gürül ve pırıl pırıl akan dereye de, 'güzellikler' anlamında 'Aretea' demişlerdi. Bizans'ın tüm hastaları, tüm günahkarları üşenmez, onca yolu aşıp buraya gelirlerdi. Bu alışkanlığı, Bizanslıların torunları İstanbullu Rumlar da sürdürdü.

8 Eylül'de düzenlenen Ayazma törenleri için, Şirket-i Hayriye bir çok kere Eminönü'nden ek seferler koymak zorunda kalmıştı. Akın akın buraya gelen Rumlar, yanlarında Müslüman Türk komşularını da getirirlerdi. Müslümanlar da bu şifalı ve kutsal suların insafına sığınır, sonra hep birlikte gönül rahatlığı ile çayırda eğlenirlerdi. O günlerin anılarına bakılırsa, çayırın her köşesinde laternalar çalınıyor, sirtakiler oynanıyordu. Eğlenceler ağaçlara asılan fenerlerin eşiğinde gece de devam ediyordu. Pano'daki koca şarap fıçılarından doldurulan şişeler teker teker boşalıyordu" diye bahsediliyor.

Haber Merkezi

Aksu İstanbul trafiğinden bıkınca
Önceki Aksu İstanbul trafiğinden bıkınca
Kırmızı Beykoz
Sonraki Kırmızı Beykoz
Yorumlar (0 Yorum)

Bu içeriğe yorum yapılmadı, yorum yapmak ister misin?

Yorum Yaz