Salih ŞİŞMAN
  • 05/07/2018 Son günceleme: 05/07/2018 09:11
  • 10.991

Erken seçim sürecinin ardından, Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) süreci de çok sıcak bir gündemi olan haziran ayı içerisinde tamamlandı.

Sonuçların açıklanması akabinde her yıl olduğu gibi milyonlarca öğrencimiz yine heyecan içerisinde üniversite tercihlerini yapacaklar.

2000’li yılların başlarından itibaren teknolojinin her geçen gün artması eğitim sisteminde de bir takım devrimsel nitelikte diyebileceğimiz değişikliklere sebep oldu.

Bilindiği üzere yüz yüze eğitim modeli olan örgün eğitimden sonra akla gelen ilk eğitim şekli açık öğretim modelidir. Açık öğretim modeli ülkemizde 35 yılı devirmiştir. Bu iki modelde bilinen eğitim sistemleri olduğundan bu yazımda daha çok uzaktan eğitim kavramı üzerine değinmek istiyorum.

Uzaktan eğitim kısaca teknolojinin gelişmesi akabinde internete bağlı bir cihazdan yer ve mekandan bağımsız olarak senkron yani canlı bir şekilde derslerin ve uygulamaların öğrencilere aktarılması ve yine örgün eğitimdeki gibi dersler esnasında geri dönüşler sağlanarak eğitimin kalitesinin artırılmasıdır. Açık öğretimle karıştırılmaması için bu kısa açıklama bile yeterlidir. Çünkü açık öğretim sisteminde size hazır kitaplar verilerek kendi kendinize çalışarak öğrenme metodlarını ek yollarla artırmanız beklenirken, uzaktan eğitim sisteminde herhangi bir basılı kitap verilmeyerek tüm dokümanlar ve kitaplar öğrencilere elektronik ortamda sunulur. Bunun haricinde yukarıda da belirttiğim üzere dersler aynı örgün eğitimdeki gibi öğretim üyeleri tarafından çevrimiçi olarak canlı bir şekilde anlatılmakta ve öğretmen-öğrenci ilişkisi daha da geliştirilmektedir.

Yine yüz yüze dediğimiz klasik eğitim sistemi yani örgün eğitim modeliyle karşılaştırıldığında ise uzaktan eğitim öğrenciyi yer ve mekan bağımlığından kurtarmaktadır. Dersler internete bağlı herhangi bir cihazdan hem canlı (senkron) hem de kayıt üzerinden (asenkron) bir şekilde takip edilebilir. İş yoğunluğu, ulaşım sorunları, engellilik hali gibi nedenlerden dolayı ya da öğrenim görmek istediğiniz fakat il dışında olduğu için gidemediğiniz bir üniversitede de eğitim görmenizi sağlamaktadır. Örgün eğitimden faydalanamayan öğrenciler için bir nevi fırsat eşitliği de sağlamaktadır.

Üniversitelere göre değişmekle birlikte uzaktan eğitim de vize ve final sınavları olmak üzere 2 sınav yapılmaktadır. Çevrimiçi altyapısı gereği vize sınavları online olarak yapılır. Final sınavları ise ilgili üniversitelerin yerleşik binalarında yüz yüze yapılmaktadır.

Tabi ki öğrenci bunlarla sınırlı bırakılmamaktadır. Yine üniversitelere göre değişmekle birlikte ilgili derslerin öğretim üyeleri tarafından verilen ödev ve sunumlar, canlı derslere devam oranları, öğretim üyelerinin kanaat notları gibi kıstaslarda öğrencinin dönem sonundaki notlarına büyük oranda etki etmektedir.

Uzaktan eğitim sayesinde açık öğretim sistemindeki gibi sadece sosyal bölümler değil bazı teknik bölümler de açılmış ve açılmaya da devam etmektedir. Böylece teknik bölüm okumak isteyen öğrencilere de ulaşılmış ve kendilerini geliştirme imkanı sağlanmıştır.

Yine bazı örgün eğitim veren üniversiteler dahi bazı dersleri uzaktan eğitim sistemine kaydırarak bu modelden faydalanma yoluna gitmiştir.

Aynı örgün öğretim ve açık öğretimde olduğu gibi uzaktan eğitim programlarına kayıtlı öğrenciler de tüm öğrencilik haklarından faydalanabilmektedirler.

Bazı üniversitelerde de her ne kadar çok uygulanmasa da ‘karma eğitim’ denen bir model de geliştirilmiş ve örnek olarak hafta içi öğrenciler belli saatlerde internet üzerinden derslerini alırken hafta sonu ise uygulama dersleri için yüz yüze eğitime gitmektedirler. Her ne kadar karma eğitim modeli az sayıda üniversite tarafından uygulansa da uzaktan eğitim modelinin eğitim sistemine kattığı eğitim sistemlerinden biridir. Uzaktan eğitim modelinin eğitim sistemine katkısı her geçen gün artmaya devam etmektedir.

Uzaktan eğitimin faydalarını anlattıktan sonra yazımızı fazla uzatmadan birkaç kelam da dezavantajlarından bahsetmek istiyorum.

İlk olarak uzaktan eğitim modeli masraflı bir eğitim modelidir. Bu masrafların oluşmasında ilgili üniversitelerin teknik altyapısını kurma ve devamlı aktif tutma gibi masraf kalemleri olduğu gibi ayrıca canlı derse katılan ve kayıtlı öğrencilerle ilgilenen öğretim üyelerine ödenen ders ücretleri de etkilidir.

Her ne kadar uzaktan eğitim modeli, açık öğretim modeliyle karşılaştırıldığında muazzam bir gelişme göstermiş olsa da bazı hususlar da halen örgün eğitim modelinin gerisindedir.

Açık öğretim modelindeki kadar sıkıntılı olmasa da öğrenciler örgün eğitimdeki kadar bire bir sosyal olamamakta ve kendi aralarında genel olarak alternatif sosyal medya alanlarını kullanmaktadırlar.

Yine 2017 yılında YÖK’ün aldığı son karar neticesinde 2017-2018 eğitim-öğretim dönemi itibariyle uzaktan öğretim programlarına kaydolan öğrencilerin diplomalarına ‘uzaktan eğitim’ ibaresinin yazılması kararlaştırılmıştır. Kişiden kişiye değişmekle birlikte ve kişinin kendini geliştirme aşamalarının sadece eğitim modeliyle sınırlı olmamasına rağmen yine de bu ibareyi dert ediyorsanız böyle bir karar olduğunu da hatırlatmak isterim.

Gazetemizdeki köşemizin limitlerini fazla zorlamadan son olarak şunu da eklemek istiyorum. Uzaktan eğitimin yer ve mekandan bağımsız olması sebebiyle öğrenciler, uzaktan eğitim bölümlerinin kolay bitirilebilir yanılgısına da düşmemelidirler. Emek harcamadan ve özveri göstermeden bitirilebilecek bölümler değildirler. İlgili dersler devamlı takip edilmeli ve öğretim üyelerinin verdikleri ödev, sunum vs. gibi görevler zamanında yerine getirilmelidir. Hepsi olmasa da bazı üniversitelerin uzaktan eğitimdeki ders geçme notları oldukça yüksektir. Ama bu uzaktan eğitimin kalitesini artırmış hatta bazı bölümlerde örgün kalitesini dahi geçmesine sebep olmuş ve öğrencilere katkısını maksimum hale getirmiştir.

Bir sonraki yazımızda görüşmek dileğiyle…

Yazarın Yazıları