Okuyucuların engin bir hoşgörüsü olduğunu varsayarak herkese tamamen matematiksel uçuk ve açık bir soru sormak istiyorum, …
Tahminen; beş trilyon saniye ne kadar zaman eder dersiniz?
Dakika, Saat, Gün, Hafta, Ay veya Yıl olarak...
Önce bir ipucu vereyim:
44 yıldır bu soruyu kime sorsam genellikle çok yakın ve benzer cevaplar alırım:
1 Hafta, 1 Ay, 3 Ay, 3 Yıl, 5 Yıl, gibi…
10 ya da 15 yıl diyen tek tük çıkmıştır.
İlk yanıtlarıyla 30 yıl, ya da 50 yıl diyen ise hiç çıkmadı…
İsterseniz hemen şu an siz de bir tahminde bulunabilirsiniz…
Bulundunuz diyelim, aklınızda dursun…
Sizi temin ederim ki, bu bir zekâ testi değildir, yani doğru yanıta yakın bir tahminde bulunamamak kesinlikle geri, ya da orta zekâlılık göstergesi değildir. Soru uçuk ve açık; beş trilyon saniye ne kadar zaman eder, tam doğru sonucu bilin demiyorum sadece tahmin edin?
Örneğin doğru cevaba 10 yıl, ya da 100 Yıl veya bin yıl yaklaşırsanız doğru cevabı bilmiş sayılacaksınız. Ama büyük bir ihtimalle doğru yanıta 10 Bin Yıl bile yaklaşamayacaksınız.
Yine de alt satırdaki doğru cevaba bakmadan önce en son tahmininizi hemen şimdi yapın ve doğru cevaba lütfen öyle bakın: Bakın bakalım; doğru cevaba 10 bin yıl yaklaşabildiniz mi?
158 Bin, 548 Yıl, 11 Ay, 17 Gün, 22 Saat, 6 dakika eder...( Sağlamasını yapabilirsiniz.)
Acaba kaç kişi; “148 bin veya 168 bin” yıl diyerek doğru tahmine 10 bin yıl yaklaşabilir ki?
Ne büyük önyargı ve yanılgı bu farkında mısınız?
Peki, ya evrensel gerçekleri yeterince doğru kavrayamayanların önyargıları yüzünden, bunca yıldır yaşadığımız kaos, eza, felaket, sıkıntı ve acıların gerçek nedenlerinin acaba ne kadarının farkındayız?
Bu satırlar, karınca kararınca farkında olanların çoğalmasına bir nebze de olsa katkıda bulunmak için deryalara damıtılan düşüncelerin belki de bir damlası bile değildir. Değildir ama bu kadarını bile tusanimi sananlar topluma ve insanlığa karşı çok büyük bir günah işliyorlar.
Özellikle de siyasi erki ele geçirenler; “benim zıttım düşünceleri sakın yazma, konuşma, kendini kültür, sanatla ifade etmeye kalkıp mutlu olmaya çalışma gibi son derece bencil, gayri insani ve haksız olan bu davranışlarını din ve ideoloji gibi başka ambalajlarla kakalıyorlar.
Keşke siyasetçiler, biraz daha realist, ön yargısız ve empatik olabilseler yani yaşadıkları her sorunda kendilerini karşısındakinin yerine koyabilselerdi, dünya gerçekten yaşamak için çok değerli bir ödül olurdu.
Fakat ne acı ki; son yıllarda ülkemizde hızla değişen sosyal yaşam koşullarından yediden yetmişe yaşayanların çok büyük bir bölümü sanki ölenleri kıskanır oldular…
Lütfen, sadece ve sadece kendilerini sanatlarıyla ifade etmelerine yasaklar konduğu için ölüm orucuna yatan Gurup Yorum Üyelerine daha fazla kıymayın efendiler, Hâşâ siz Allah değilsiniz…
“Bu insanların tek talebi gitar çalmak, konserlere çıkmak… Türkülerinin yasaklanmasını kabul edemiyorlar. Onlara ya türkülerinizden vazgeçin ya da ölün diyorlar.”
