Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
A. Raif ÖZTÜRK
A. Raif ÖZTÜRK

Olaylara, panoramik ve objektif bakabilmek

Âhırzaman fitnelerinin doludizgin cirit attığı bir zaman dilimi içindeyiz.

Âdetâ “at izi ile it izi birbirine karıştı” atasözünün tezahür ettiği bir dönemi yaşıyoruz. Çok güvendiğimiz kişi veya kurumların, bazı menfaatler uğruna, umulmadık “U” dönüşleri yaptığı ve sırat-ı müstakim çizgisinden çıktıklarını gördükçe şok üzerine şoklar yaşıyoruz. Daha da acısı; Fitne çıkaranlar bile âdetâ Zuhruf S. 37. Âyetinde tam tasvir edildiği gibi davranıyorlar. Yani: “Hiç şüphesiz ki şeytanlar o insanları yoldan çıkarırlar. Onlar da kendilerinin hâlâ doğru yolda bulunduklarını, hidayete erdirilmiş olduklarını zannederler.”  Bu nedenlerle de tövbe edip temizlenmiyorlar. İnadına fitneye devam ediyorlar…

İşte böyle şoklar yaşadığımız son üç yıl içinde bana “..hocam, kafamız iyice karıştı, hangilerine inanacağız? Bu fitneler içinde yanlış yapmamak için, nasıl bir davranış sergilememiz lâzım? Vb.” gibi çokça sorular geliyor. Kimilerine e-maillerle, kimilerine telefonlarla, kimilerine de bizzat kanaatlerimi arz ettiğimde “..hah şöyle yâ, şimdi manzarayı veya vahâmeti çözmeye başladım, Allah cc Râzı olsun” anlamında olumlu tepkiler de alıyorum. Üstelik de şimdilerde saflar daha da netleşmeye başladığı halde, hâlâ kafaları karışık olan kardeşlerime faydalı olabilmek adına, bugünümü bu konuya ayırdım.

Pek tabiidir ki onlarca partinin, onlarca inanışların, onlarca cemaatlerin ve yüzlerce vakıfların, yüzlerce STK’ların, hatta binlerce farklı görüşlerin olduğu bir ülkede, herkesin bu panoramik ve objektif bakışta olmaları beklenemez. Elbette bazı farklı düşünceler olacaktır. Ancak herhangi bir saplantısı olmayan, gerçekten olayları tam takip edememiş olan, HASSAS davranarak fitnelere bulaşmak ve günahlara ortak olmak istemeyen bahtiyarların, hayır dua ve şükranlarına muhatap olacağıma inanıyorum. Bu girizgâhtan sonra en doğru tespiti yapabilmek için, manzara-i umumîye tamamen objektif bakmağa çalışacağız.

Yukarıda arz ettiğim onlarca, yüzlerce ve binlerce farklılıkların, bugün bir başka şekil aldığını, tüm insanların âdetâ (HAÇ-HİLÂL gibi) İKİ ayrı gurup hâlinde kümelenildiğini, çok net görüyoruz. Bu nedenle de bir tercih yapılması, çok daha kolaylaşmış oluyor.

X” GURUBUNDA= Dâhilî olarak: CHP, HDP, PKK, DHKP-C, DAEŞ, YPG, PYD, FETÖ (diye anılan kendi devletine ihanet eden guruplar), Y.asya, Zaman, Cumhuriyet Gzt., Doğan Medya gurubu, Dîne ve mukaddesata düşman basın kuruluşları, Mukaddesat düşmanı ve HDPKK yanlısı 1128 Akademisyen, vs. var… Haricî olarak: Rusya, Suriye, Ermenistan, ABD, İsrail, İngiltere, Masonlar, Yahudiler, Tüm din düşmanı kuruluşlar ve ülkemizin coğrafî konumumuza talip olan tüm ŞER güçler, 1923 Lozan’da gasp edilen haklarımızı 2023’te iade etmek istemeyen 8 Müttefik ülkeler. V.s. yer alıyor…

“Y” GURURBUNDA= Dâhilî olarak: En Meşrû seçimlerle güvenini arttırarak defalarca seçilen ve Cumhuriyet tarihinin en muhafazakâr, İslâm’a müsamahakâr ve bir çok kusurlarına rağmen ekonomi ve sosyal bakımdan gelmiş geçmiş en başarılı bir Hükümet, “ülkeyi İslâmlaştırmakla” suçlanan İHL kökenli bir Cumhurbaşkanı, En güvenilir bir Diyanet İşl. Bşk., Peygamber ocağına dönüşen bir TSK, Dînî cemaatlerin neredeyse tamamı, Bediüzzaman Hz.’nin hayattaki tüm mümtaz talebeleri, (Y.asya haricindeki) tüm Nur cemaatleri, STK ve Vakıfların neredeyse tamamı, FETÖ üst düzey yönetimden ayrılanların tamamı (K. Özdemir, H.Gülerce, Prof. Dr. A.K., S.Alpsoy, T.B.Terkeşli, Hasan K., A. Bayram, Latif Erdoğan, Hayati Küçük v.d.) , Vatan Millet sevdalısı 5000 küsur akademisyen, BBP vb. gibi muhafazakâr seçmen, v.s. Hâricî olarak: İran ve Suriye haricindeki TÜM İslâm ülkeleri, diğer ülkelerdeki Dînî liderler ve cemaatler, … v.s. Yer alıyor…

Şimdi Allah aşkına tamamen objektif bir nazarla şu iki tabloya bakalım ve aklımızı kullanarak, mantık ve vicdanımıza danışalım. Akl-ı Selim ve vicdan sahibi bir Müslüman olarak, hangi gurupta yer almak isteriz?…

X Gurubunu tercih eden Din, îman, Kurân, Mukaddesat, vatan, millet, vb. ulvî duygulara sahip olmadıklarını açık açık söyleyenlere bir sözümüz yok. Elbette o gurupta yer alacaklar. Ancak, birtakım kuyruk acısı olan muhafazakârlar, şimdilik hayal kırıklığına sebep oluyorlar.

Fakat her birimiz, küçük ayrıntıları ve kuyruk acılarını bir tarafa bırakıp, şu yukarıdaki iki tablonun birinde yer almak zorundayız. İşte o zaman müsterih ve makul olabiliriz. İnançlarımızın zıddına ve devletimizi aleyhine olan kurum ve kuruluşların aralarında olduğumuzu fark edememek veya bazı kuyruk acılarına kapılmak, en hafif bir ifadeyle GAFLETTİR…

Çünkü; “Y” gurubunun zayıflaması, hem dünyada ve hem de Âhirette bizlere çok büyük VEBÂL getirecektir. Dünyada; ülkemize karşı kışkırtılan tüm terör örgütleri rahat bir nefes alacaklar. Eski tek parti zihniyetinin zulümlerine fırsat verilmiş olarak, ülke tekrar dinsizleştirilmeye itilip, bir felâkete sürüklenebilir. 22 000’lerde alınıp, 80 000’lere yükselen ekonomi ibresi tekrar düşüp, faizler ve enflasyon aşırı şekilde yükselebilir. Yeşil sermaye ve İrtica yaftalarıyla, çoğunlukta olan inançlı kesim çökertilmeye başlanabilir. Başörtüsü, ezan Kur’ân v.b. mukaddesler yasaklanabilir. (Bunlar zaten “X” gurubunun vaatleri içinde yer alıyor.) 14 Sene içindeki tüm kazanımlar tek tek kaybedilir. Kuyruklar, yokluklar, susuzluklar, çöplükler, hastanelerde rehineler hortlayabilir. Dış şer güçlerin arzu ettikleri, “Suriye durumuna” düşülebilir. 2023’deki haklarımız, kazanmaya ramak kalmışken yine tamamen kaybedilir.

Zaten, bazı kardeşlerimizin bilinçsizce yada küçük hesaplarla, fakat tüm şer güçlerin ÜST AKIL planları gereği olarak “X” guruptaki ittifaklarının neticesi bu değil mi? Bu hayâtî ve çok çok önemli gerçeklerin üstü artık asla örtülmemeli, tüm sevdiklerimizle paylaşılmalıdır…

A. Raif ÖZTÜRK
A. Raif ÖZTÜRK HAKKINDA

A. Raif ÖZTÜRK... 20 Nisan 1950 yılında Tekirdağ Çorlu’da doğan Raif Öztürk, ilkokulu Çatalca’da okudu. O dönemin şartlarına göre eğitimini ve iş yaşantısını birlikte sürdürmeyi hedefleyen A. Raif Öztürk, Meslekî Ortaokulu Paşabahçe’de sürdürerek, Sultanahmet Meslek Lisesi’nde özel olarak Makine Yüksek Teknik Ressamlığa devam etti. Türkiye Şişe ve Cam fabrikalarında 26 sene ‘Robotik ve Tam Otomatik Makineler Üretim Hattı Makine Teknisyenliği’ & Fabrika Vardiya amirliği yaptı. ‘Özel Araştırma, Geliştirme ve Eğitmen’ (ARGE) görevlisi olarak 1980’de İngiltere’ye, 1986 yılında da Japonya’ya giden yazarımız, dönüşünde de Meslek Lisesi mezunlarına, (Üretim makinaları, Kalite çemberleri ve beyin fırtınası teknikleri hakkında) iş programlamaları, eğitmenlik, rehberlik ve liderlik dersleri verdi. 1990 yılında Türkiye Şişe Cam Fabrikalarından kendi isteğiyle emekli olan A. Raif Öztürk, Öz Emek Spor Ltd. Şt. Mağazalarını açarak, hâlen işletmeye devam etmektedir. 1990’lı yıllarda bir yıl Diksiyon, bir yıl Osmanlıca, iki yıl da Arapça eğitim alan Öztürk, Halen (1962’den beri) Beykoz, Kavacık’ta ikamet etmektedir. Hiç Kur’ân bilmeyen 30-40 kişiye; aynı anda ve 10 Saatte Kur’ân öğretme uzmanı olan yazarımız, 2014 yılında Sakarya Üniversitesinden “Eğitimciye Eğitim” adıyla eğitim aldıktan sonra, “DEĞERLER EĞİTİMİ UZMANI” sertifikası kazanarak, Beykoz Milli Eğitim Müdürlüğünde ve ülkenin çeşitli illerinde 6 yıldan beri konferanslar ve görsel seminerler vermektedir. Yazarımızın, 2002 yılından bu yana; ‘Fikir Bahçesinden BİR DEMET’, “Derdim bana DERMAN imiş”, ‘Biyoenerji ve Kozmik Bilimin ışığında ŞİFA OLAYI’ adlı Belgesel, tevhid ve tefekkür içerikli kitapları yayınlandı. Sn. Öztürk Ulusal ve Uluslararası Sempozyumlarda, 2015’te Kastamonu Üniversitesinde ve 2018’de Ukrayna Üniversitesindeki sunumlarda kürsü almış olup, hâlen köşe yazılarına ve Kitap çalışmalarına devam etmektedir. 2006 Yılından beri “Dost Beykoz Ailesi” mensubudur…

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER