İstanbul Büyükşehir Belediyesi ilçe ilçe deprem haritası çıkardı. Haritada Beykoz’un durumuna da açıklık getirildi.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi bilim insanlarının sürekli vurgu yaptıkları büyük İstanbul depremine ilişkin olasılıkları ele alarak rapor hazırladı. İstanbul’un ilçe ilçe değerlendirildiği raporda konutları % 85 oranında kaçak olan Beykoz’da kapsamlı bir şekilde ele alındı.
Ekrem İmamoğlu: “İstanbul’da birinci konu deprem”
İlçe bazlı mahallelilerde yaşanması muhtemel sorunlarında değerlendirildiği raporun kapak kısmında İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun, “Dünyada deprem riski en yüksek kentlerin başında, hem nüfus ve yapı yoğunluğu hem de fay hatlarına yakınlığı nedeniyle maalesef İstanbul geliyor. Kadim kentimizde, değişmeyen öncelikte ve önemdeki birinci konu deprem riski ve beraberinde getireceği yıkımlardır. Bu nedenle, İstanbul’u daha yaşanabilir, daha dayanıklı, daha sürdürülebilir bir şehir yapabilmek için çalışmalarımıza hızlıca başladık” ifadelerine yer verildi.
2019 yılında elde edilen verilerden yola çıkılarak hazırlanan çalışmada İstanbul Büyükşehir Belediyesi Deprem ve Zemin İnceleme Müdürlüğü (DEZİM) tarafından Beykoz’un olası bir deprem durumu mahalle bazlı olarak yeniden derlendi.
Beykoz’a yönelik öznel analizler ve haritalamalar yapıldı.
Buna göre Mw=7,5 büyüklüğündeki senaryo depreminde, Beykoz’daki binaların ortalama % 79’unun hasar görmeyeceği tahmin edilirken, binaların ortalama % 14’ünün hafif, % 5’ünün orta, % 0,86’sının ağır ve % 0.22’sinin de çok ağır hasar göreceği kaydedildi.
Beykoz’da, analiz edilen toplam bina sayısı 51.201’dir.
Ağır ve çok ağır hasarlı binaların aldıkları deprem hasarının, onarılamayacak boyutta olabileceği ve bu hasar seviyelerindeki binaların yıkılıp tekrar yapılması gereğinin ortaya çıkacağı öngörülmektedir. Öte yandan, orta hasarlı binaların da onarım yerine yıkılıp yeniden inşası çoğunlukla daha uygundur. Senaryo depreminde, Beykoz’daki binaların ortalama % 7’sinin (yaklaşık 3.312 bina) orta ve üstü seviyede hasar göreceği tahmin edilmektedir. Yaklaşık 47.889 binanın ise, hasarsız veya hafif hasarlı olması beklenmektedir.
Mw=7,5 büyüklüğündeki senaryo depreminin, en kötü senaryo olan gece meydana gelmesi halinde, Beykoz’da ortalama 25 civarında can kaybı meydana gelebileceği, yaklaşık 16 kişinin ağır yaralanabileceği ve 112 kişinin de hastane şartlarında tedavi görmesi gerekebileceği öngörülmektedir. Deprem nedeni ile meydana gelen bina hasarlarının önemli bir etkisi de binaların barındırma özelliğini kaybetmesidir. Acil barınma ihtiyacının belirlenerek, bunun karşılanması için gerekli ön planlama ve çalışmaların yapılması, özellikle yoğun yapılaşmaya maruz anakent alanlarda beklenen depremler için kritik önemdedir. Deprem sonrası insanların, hasarlı olmasa da binalara girmeyip bir süre dışarıda olmayı tercih etmeleri de genel resmi ağırlaştıran bir durumdur. Beykoz’da Mw=7,5 senaryo depremi sonrasında 5.937 hanelik acil barınma ihtiyacının ortaya çıkacağı tahmin edilebilir. Hane başına 3 kişilik nüfus kabulüyle, yaklaşık 17.811 kişinin acil barınma ihtiyacı olacağı beklenmektedir. Bu tahminlerde de depremin oluş şekline göre, hasarlarda gördüğümüze benzer belirsizlikler bulunmakta olup, deprem sonrası gerçekleşen acil barınma ihtiyacı içindeki nüfus verilen değerin altında ya da üstünde gerçekleşebilir.
Yapılan çalışma ile Beykoz’da öncelikli risk bölgeleri ve kritik mahalleler ortaya konmuş ve karar vericilerin afet riskini azaltmaya yönelik tüm adımlarında yol gösterici nitelikte veriler üretildi.
Bu doğrultuda alınabilecek önlemler açısından ilçenin kentleşme karakterine bakıldığında, Beykoz’daki yapıların büyük oranda 1-4 kat aralığında yer aldığı görüldü.
Beykoz’da yapı yaşları baz alındığında ise yapıların yaklaşık % 67’sinin, 2000 ve öncesi yıllarda inşa edildiği tespit edildi. Deprem kaynaklı riskin azaltılmasına yönelik eylemlerde, önceliğin bu yapı grupları olması gerektiği düşünülürken, risk azaltma eylemleri planlanırken de tekil yapı ölçeğinde değil, en azından ada bazlı veya bölgesel yaklaşımların benimsenmesinin önemine vurgu yapıldı.
Üstyapı odaklı çözümlemelerin yanında, altyapı sisteminin de sürdürülebilir ve dayanıklı nitelikte olması bütüncül bir çözümleme için gerekli görüldüğü belirtilen raporda, yapısal eylemlere ek olarak, ilçe genelinde uygulanabilecek eğitim, farkındalık ve görünürlük çalışmaları ile vatandaşların afet riski farkındalığının ve bireysel önlem seviyelerinin arttırılması, riskin azaltılmasında kritik öneme sahip olduğu vurgulandı.
GENİŞ KAPSAMLI RAPORU İNDİRMEK İÇİN TIKLAYINIZ
Haber Merkezi
