Öğretmenler Günü

Niye olmadı?

Niçin olmadı?

Ne eğitimler eskisi gibi ne de veliler.

Eskiden veliler ‘eti senin, kemiği benim’ derlerdi.

Öğrenci, öğretmenden korkar, eğitimlerini aksatmamak için çaba sarf ederdi, saygı gösterirdi.

Şimdilerde ise öğretmenler öğrencilere müdahale etmekten çekinir oldular; Şikâyet gelmemesi için.

Şimdilerde ise öğretmen, öğrencilere bırakın ucundan kulak çekmeyi, yüksek sesle konuşsa, veliler koşar adım okulun yolunu tutup öğretmene ‘Sen nasıl benim çocuğuma bağırırsın?’ deyip CİMER'e, BİMER'e şikayette bulunuyorlar.

Sonra nemi oluyor?

Ne eğitim verebiliyorlar, ne de disiplin ne de terbiye. 

Son zamanlarda öğretmenler

Milli Eğitim Bakanlığı'nın müfredatının dışına çıkamıyorlar.

Zaten sürekli müfredat değişimine ayak uyduracağız diye eğitim kalitesi düştü.

Demek ki sürekli değişen bir sistemin yarattığı başarısız bir jenerasyon kaçınılmazdır.

Rast geldiğim bir bilgi yarışmasında şahit oldum ki, üniversite mezunları bize ilkokulda öğretilenleri bile bilmiyorlar.

Daha bu akşam izledim,

Bir sayının karesini almayı bilemeyen bir üniversite mezunu seyirciye sordu. Seyirci orta yaştaydı. Geneli hatta %100'ü soruyu bildi.

Nasıl olur!

Akıl almıyor.

Bilerek mi cahilleştiriliyoruz?

Yoksa okurken mi?

Bu nasıl bir oyun?

Gençlerimiz nasıl zayi oluyor?

İleri gitmek yerine geri gidiyor;

Çok üzücü ve korkutucu bir durum…

Matematiğin seçmeli ders yapılması bile konuşuldu bu ülkede, ne yapılmaya çalışıyor?

"Dünyada her şey için, medeniyet için, hayat için, başarı için en gerçek yol gösterici ilimdir, fendir. İlim ve fennin dışında yol gösterici aramak gaflettir, cahilliktir, doğru yoldan sapmaktır." Bunlar Atatürk’ün sözleri. Velhasıl, yolunda gidilseydi her şey iyi olacaktı!

Ülkenin kontenjan ihtiyacından fazla üniversite açılması, öğretim kalitesinin düşmesine ve bu işin ticari yatırım amacıyla kullanılmasına yol açmaktadır.

Paralı eğitimin tezahürü!

Üniversitelerde başarı, sayıyla değil, uluslararası başarıyla ölçülür.

Bunu söylersek abartmış olmayız.

Sonuç olarak, okul eğitiminin tek merkezden gelen uygulamalarla başarısızlığa yol açması, öğrenci-öğretmen ve veli ilişkileri gibi konular masalarda tartışılsa da politik olarak doğru kabul görse de tamamen bilimden uzaktır.

Öğretmenlik, çocukların en temel olan aile eğitiminin en üst seviyede tamamlayıcısıdır.

Her alanda teorik ve pratik yönden tüm eksiklerini gideren, evrensel dünya bakış açısını değiştiren, insancıl ruhu aşılayan, fikirleri değerlendiren, doğayı ve tüm canlıları koruyan bir nesil yetiştirendir Öğretmen.

Ülkemizde doğudan batıya en kırsal bölgelerde, ahırdan dönme lojmanlar da hayat mücadelesini düşünmeden öğrencilerine en iyi eğitimi verendir öğretmen.

Terörün olduğu o kırsal bölgede hiçbir tehdidi umursamadan korkusuzca eğitim mücadelesinde şehit olandır öğretmen.

Öğretmen sadece öğrenciyi değil oturduğu yerde vatandaşın bilgeliğine başvurduğu ve yardımcı olandır.

Öğretmenlik kutsal bir meslektir.

Öğretmenlik Cumhuriyet'tir.

Her zaman öğrenci olarak kalan, öğretmenliğin kıdemli bir öğrencilik olduğunu hep aklında tutan, Mustafa Kemal Atatürk'ü kendine rehber kılmış, aydınlık Türkiye'nin mimarlarını yetiştiren tüm Öğretmenlerin, 

Öğretmenler günü kutlu olsun.

Sağlıcakla kalın.

Süleyman ÇALIK HAKKINDA

1970 yılında Beykoz’da dünyaya gelen ve ilk eğitimini İncirköy Çukurçayır Menekşe İlkokulu’nda alan Süleyman Çalık, Açık Öğretim Lisesi Cam Dekor İşletmeciliği okudu. Paşabahce Şişe Cam Fabrikası Goble servisinde çalışırken, askerlik görevi nedeniyle çalışmalarına ara verdi. Vatanı görevinin ardından Cam Dekor Altın Yaldız İşleme sanatıyla ilgilendi. Halen, kendisine ait Cam Granit Reklam Tasarım işletmesinde çalışmalarını sürdürüyor. Anavatan Partisi İl Yönetimi ve ilçe yöneticisi olarak siyasetle ilgilenen Süleyman Çalık, AK Parti’de kongre delegesi seçildi. Beykoz Kent Konseyi İcra Kurulu’nda hali hazırda görev yapan Çalık, uzun süredir Kastamonulular Dayanışma Derneği (KAS-DER) Beykoz Şube Başkanlığını yürütüyor.