Büşra ŞEN ÇOBAN
  • 01/01/1970 Son günceleme: 21/02/2015 23:11
  • 7.881

Bir kere baharı yaşar insan. İkinci Bahar diye bir şey yoktur aslında.

Bir kere baharı yaşar insan.  İkinci Bahar diye bir şey yoktur  aslında.

Ya birincidir bahar olan ya da diğeri. Bir kalbe iki defa gelmez bahar. Gelince de gitmez zannımca.

Daha çekici olur daima farklı ve imkânsız olan. Ne kadar uzakta, ne kadar sen değilse o kadar vazgeçilemezdir.

Nefesi alırsın içine, tam verene kadar olmuş bitmiştir her şey. O kadar da hızlı  gelişir her şey. Dur demezsin,  diyemezsin zaten, dur demek de istemezsin.

Beden bir  kere alınca bu zehirli mutluluk iksirini,  yine  ister,  dahasını, daha yoğun duygularla daha canlı, daha aşikâre.

Karşısında eleştiriye açık bitirilmemiş bir tez gibisindir. Her an  değişime açıksındır ve  tamamlanmak üzere teslim etmişsindir kendini.  O tamamlasın,   o anlatsın,  o konuşsun istersin.

Susarsın sen de o konuşmayınca, sonra konuşmak çabası içerisine girersin ama takılır kelimeler dilinin ucuna. Yutkunup  tekrar denersin sonra, ama  ne gelen vardır ne giden.   Ne iştah vardır, ne uyku.  Hem neşe vardır hem hüzün.  Belki biraz da buruk bir pişmanlık.  Bir tutam  keşke  vardır  biraz da tatlı telaş.

 Hep böyle karışık karmaşıktır her şey.  Yaşayanın kafası kadar güzel ve onun kadar karmaşık.

Bazende boş bir kahkaha peydah olur sarhoşçasına. Âşık ile sarhoşu ayıran temel kaide; sarhoş biri iki görür, âşık ise ikiyi  bir görür.    

Her şeyi o görür, her şeyde onu görür  ve de hep güzel görür.

Tabiî ki gördüğü  O ADAM  değildir. O ADAM olarak görmek istediğidir. Kusursuz, huzur verici ve zariftir.

Tabi  bir de sır vardır ortada. Sırdır zaten onu kutsallaştıran.   Sır olmasaydı O ADAM da basitleşirdi diğerleri gibi. Dile gelen bozulur. Zaten  dile de gelmez kolay kolay  O ADAM. Ağza alınamayacak kadar  yücedir o sır isim, O  SIR  ADAM.

Sırrı kutsal kılan  en büyük  etki de gözyaşıydı. Ağlamak da bir huzurdu. Bu huzura ulaşmak  da gizli olurdu.

 Hatıralara bakılır  ve gözyaşı çeşmeleri açılırdı. Bazen bir ıslak mendil bile en kutsal hatıra olurdu. Mendilin kılıfına yazılan notlar belki de hiç silinmeyecekti. Oradan silinse sevgilinin aklından ve hatta kalbinden silinmeyecekti.

Adı neydi bunun, ne denmeliydi?

 Bedenler uzakta olsa da belki hiç birleşemeyecek olsa da;  kalplerde, akıllarda yaşanmışlıklar vardı.

 Varsın O ADAM da olmasın burada. Ne denirse de  densin   adına. İster aşk ister heves.

Yalnızca O ADAM  okusun da ne derse desin…

Yazarın Yazıları