Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
A. Raif ÖZTÜRK
A. Raif ÖZTÜRK

Vebâle düşmeden, Karar vermek…

Gündem yoğunluğu nedeniyle ele alamadığım çok ciddi bir konuyu, bugün inceleme fırsatı buldum. Aslında, “tüm güzide Türk halkını” ilgilendiren çok önemli bir konudur bu.

Çünkü, birçok kimsenin hâlâ hüsn-ü zan beslemeye gayret ettiği bir ZİHNİYETİ, bu ciddi belgelerle, daha doğrusu “kendilerinin ap-açık itiraflarıyla” çok daha iyi tanıyacağız.

Elime ‘AKP’NİN YÜZ KARASI’ isimli bir kitap geçmişti. Tam 192 sayfa. Hiçbir siyasi kuruma bağlı olmayan, araştırmacı bir Türk vatandaşı olarak benim, çok ilgimi çekti.

Önce rast gele birkaç sayfa açıp göz attım. Bu tür konulara ayıracak pek vaktim olmadığı halde, radikal bir kitap ile karşı karşıya olduğumdan, A’dan Z’ye okumaya karar verdim.

Sayın Deniz Baykal’ın önsözünü yazdığı ve onun döneminin tarihini taşıyan bu kitap, CHP kadın kolları tarafından, sözde AKP’yi eleştirilmek için hazırlanmış.

(Sadece bir link: http://www.frmtr.com/turkiyeye-sahip-cik/2607124-iste-chpnin-yuz-karasi.html Lütfen Bkz. 2007 yılından beri birçok değişiklikler, yapılarak yeniden basıldığı ve piyasaya sürüldüğü görülüyor.)

·         Rastgele birkaç yerini açıp, göz atmadan önce: sanayimizin aksamalarından, pahalılıktan, enflasyonun halkı ezmesinden, doların azıp halkı ezmesinden, yol, su, elektrik veya doğalgazdan dem vurup, bu iktidarın tembelliğinden bahsedeceğini zannetmiştim.

Sn. Baykal’ın da içinde bulunduğu bu zihniyetin, YÜZ KARASI diye feryat ettiği en önemli maddelerden bazılarını, utanarak arz ediyorum. Sıkı durun:

  • Eğitim sistemimizin DİNSELLEŞTİRİLMESİ, çocuklarımızın çağdışı bir ideolojiye teslim edilmesi. (Önemli bir suç! Ve yüz karası!)

  • Kutlu doğum haftalarına müsamaha göstererek, irtica-i faaliyetlere çanak tutması. Bu tür başka programlarla, yalan yanlış bilgi ve dogmaların topluma taşınması. (Önemli bir suç! Ve yüz karası!)

·         Diyanet işleri Başkanlığı`na bağlı olarak faaliyet gösteren 5 bin Kuran Kursu`na, bin tane daha eklenmesi(Önemli bir suç ve yüz karası!)

·         Kadın hak ve özgürlükleri adı altında, irticâ-i bir giysinin yani BAŞÖRTÜSÜNÜN dayatılması. (Çok önemli bir suç ve yüz karası!)

..Tansiyonunuz yükselmeye başladı, değil mi?  ..Evet dostlar, bunlardan başka halkın %85’inin mukaddesleri olan, daha birçok benzer SUÇ ve YÜZ KARASI (!) var ama canınızı daha fazla sıkmamak için burada kesip, biraz da satır aralarına göz atacağız.

Bu kitapta; kadını hedef alan `İRTİCA ADIMLARI` başlıklı bölümde; bazı belediyelerin dağıttığı kitapçıklardaki, örtünme ve dini kurallara atıf yapıldıktan sonra, başörtüsü ve kadınların yaşadıkları insan hakları müsamahalarına, “irticai faaliyet” damgası vuruluyor.

İslâm ülkelerinde uygulandığı iddia edilen, kadına yönelik cezalardan bazı örnekler veriliyor. Saf ve temiz zihinleri, bu örneklerin etkisi altına sokarak, Türkiye`nin hangi tehlike (!) ile karşı karşıya bulunduğunun iyi anlaşılmasına çağrı yapılıyor…

Bu kitapta; Yüce Rabbimizin, Kur’ân-ı Kerimin Ahzâb sûresi 59. âyet ve Nur sûresi 31. âyetlerde nasıl bağlanacağının bile açık-açık tarif edilerek emredildiği BAŞÖRTÜSÜ de, maalesef`KARA LEKE` olarak adlandırılıyor… Kitabın 49. sayfasında bulunan ve camide bir kız çocuğunu, Kuranı Kerim okurken gösteren fotoğrafı, CHP`nin irticadan nasıl bir anlam çıkardığını da ortaya koyuyor… (NOT: Bu kitaba, Ak Parti Yönetim Kurulu Üyesi Av. Duygu Köken tarafından cevap verildiği ve kınandığı da haberler arasındadır…)

***

Yahu, siz nasıl zavallılarsınız ki, şu Müslüman Türk halkının GÖZÜNÜN NÛRU, kalplerinin süruru, yüce Allah’ımızın kesin emri olan konuları ele alıp, YÜZ KARASI veya KARA LEKE olarak iddia edersiniz? Niçin aklınızı hiç kullanamıyorsunuz acaba?…

  • Sizi, kendi taraftarlarınızın bile lânetleyeceğini, hiç mi düşünmüyorsunuz?…

Oldu olacak, camilerimizi bombalamayı karar altına alan Ergenekoncuları da meclise sokun da, halktan tamamen kopun. Böylece, bir 60 yıl daha muhalefete mahkûm olursunuz!…

***

“Acaba bunlar nereden cesaret buluyorlar?” “Yanlışta, niçin bu kadar ısrar ediyorlar?” diye düşünürken, bir taraftan da internette bu konu hakkında araştırmalar yapıyordum.

Mehmet Ali Şâdoğlu imzalı şu yazıya rastlayınca, bu şokun üstüne bir şok daha yaşadım.

Siz dostlarımla paylaşmak üzere, alıntı yapmak zorunda kaldım: (Elçiye zevâl olmaz.)

[[[Atatürk CHP’yi kurarken söylediği; “DİN’İ ve NAMUSU olanlar kazanamazlar, fakir kalmaya mahkûmdurlar. Böyle kimselerle memleketi zenginleştirmek mümkün değildir. Onun için DİN ve NAMUS telâkkisini tamamen kaldırmalıyız. Partiyi, bunu kabul edenlerle kuvvetlendirmeli ve bunları çabuk zengin etmeliyiz” ilkesinin kaçınılmaz gereğindendir. Ancak CHP’nin sıradan üyeleri ve OY VERENLER, asla bu harami dağıtımdan pay alamayacaklar, zaten alamadıkları da aşikârdır.

Dediği de belgelerle sabittir. ..Deniliyor. (..Ve bakınız, Mehmet Ali Şadoğlu nasıl devam ediyor.)

—Vicdanı ve muhakeme yetisi olan hiçbir insan, Allah’a ve Resulüne iman etmiş hiçbir Müslüman, CHP saflarında olamaz. Hangi şart ve koşulda olursa olsun, bırakın destek vermeyi, düşüncelerinde oluşabilecek bir ‘acaba’yı dahi, şeytânî addetmeleri; insanlıklarının ve Müslümanlıklarının kaçınılmaz bir zorunluluğudur… (..Diyor, Mehmet Ali Şadoğlu.) ]]]

***

Elçiye zevâl olmadığı gibi belgeseller de, “alıntısız” olmaz. İnternet ve belgeler ortada, şüphesi olan (‘Mehmet Ali Şadoğlu’ yazarak) açıp baksın. Ben çok şaşırdım. İşte böyle bir M. Kemal Atatürk portresi oluşturup, kendilerini bu şekildeki bir Atatürk’e inandırıp, İslam’a saldıranlar acaba hangi guruba giriyor? Aynı Atatürk’ü Dîn’e müsamahakâr olduğunu gösteren, camilerde hutbe verdiğini belirterek, “dindar Atatürk” portresi çizen guruplar da var. Ayrıca; “Benim atam, tek başına günde iki büyük rakıyı bitiriyordu” diye başlayarak, ayyaş bir Atatürk portresi çıkarıp, kendi işretlerine göre servis edenler de var.

Her gurup, kendi zihniyetine göre bir Atatürk portresi çizip, kendi sapık zihniyetiyle ilgili yapacaklarını, onun dokunulmazlığına sığınarak mı yapıyorlar acaba?…

  • Bu tür guruplar, M. Kemal Atatürk’ü paravan olarak mı kullanıyorlar?…

Bitmedi: 19.10.2010 Teke-tek programında, masonluğun büyük üstadı Remzi Sanver’in itirafları da, çok-çok önemlidir. Fatih Altaylı’nın, “1935’te Atatürk’ün masonluğu yasaklamasıyla” ilgili sorusuna, verdiği cevap içindeki şu bölüme lütfen dikkat: –“Aslında öyle bir süreç yaşandı, fakat o zamanın mason yöneticileri şöyle bir açıklama yaptılar: BİZİM UMDELERİMİZ (yani, ilke ve prensiplerimiz) CHP.’DE İFADESİNİ BULDUĞUNDAN (!!!Lütfen anlama dikkat ediniz), BİZ MASONLUK FAALİYETLERİNİ KENDİMİZ KAPATIYORUZ’…(NOT: Bu kısmı lütfen o orijinal video’dan izleyin! Çünkü alt yazıda bir hayli sansürleniyor. Oradaki ifadeler çok daha ağırdır.)

  • Evet, araştırmak lâzım. Bu belgeler ışığı altında çok daha fazla düşünmek lâzım…

Çok net görünen şu: CHP, Din ve maneviyat düşmanları tarafından maalesef parsellenmiş, köşe başları tutulmuş ve böyle bir zihniyet tarafından, halktan koparılıp karanlıklara sürükleniyor. Yukarıdaki gibi: “Kurtuluş savaşlarında eşsiz kahramanlık gösteren bir lider olan Atatürk’ü, kendi zihniyetlerine göre senaryo ve servis edip” istismar ediyorlar…

İçinde bulunan birçok saf, temiz ve iyi niyetli seçmenin veya birçok yöneticinin, maalesef bunda hiçbir rolü yok. Belki bu gerçeklerden de habersizler. Bundan sonra takdir sizlerin…

Bu zaman; ellerimizi vicdanlarımıza koyup, VEBÂLE düşmeden oy verme zamanıdır…

A. Raif ÖZTÜRK
A. Raif ÖZTÜRK HAKKINDA

A. Raif ÖZTÜRK... 20 Nisan 1950 yılında Tekirdağ Çorlu’da doğan Raif Öztürk, ilkokulu Çatalca’da okudu. O dönemin şartlarına göre eğitimini ve iş yaşantısını birlikte sürdürmeyi hedefleyen A. Raif Öztürk, Meslekî Ortaokulu Paşabahçe’de sürdürerek, Sultanahmet Meslek Lisesi’nde özel olarak Makine Yüksek Teknik Ressamlığa devam etti. Türkiye Şişe ve Cam fabrikalarında 26 sene ‘Robotik ve Tam Otomatik Makineler Üretim Hattı Makine Teknisyenliği’ & Fabrika Vardiya amirliği yaptı. ‘Özel Araştırma, Geliştirme ve Eğitmen’ (ARGE) görevlisi olarak 1980’de İngiltere’ye, 1986 yılında da Japonya’ya giden yazarımız, dönüşünde de Meslek Lisesi mezunlarına, (Üretim makinaları, Kalite çemberleri ve beyin fırtınası teknikleri hakkında) iş programlamaları, eğitmenlik, rehberlik ve liderlik dersleri verdi. 1990 yılında Türkiye Şişe Cam Fabrikalarından kendi isteğiyle emekli olan A. Raif Öztürk, Öz Emek Spor Ltd. Şt. Mağazalarını açarak, hâlen işletmeye devam etmektedir. 1990’lı yıllarda bir yıl Diksiyon, bir yıl Osmanlıca, iki yıl da Arapça eğitim alan Öztürk, Halen (1962’den beri) Beykoz, Kavacık’ta ikamet etmektedir. Hiç Kur’ân bilmeyen 30-40 kişiye; aynı anda ve 10 Saatte Kur’ân öğretme uzmanı olan yazarımız, 2014 yılında Sakarya Üniversitesinden “Eğitimciye Eğitim” adıyla eğitim aldıktan sonra, “DEĞERLER EĞİTİMİ UZMANI” sertifikası kazanarak, Beykoz Milli Eğitim Müdürlüğünde ve ülkenin çeşitli illerinde 6 yıldan beri konferanslar ve görsel seminerler vermektedir. Yazarımızın, 2002 yılından bu yana; ‘Fikir Bahçesinden BİR DEMET’, “Derdim bana DERMAN imiş”, ‘Biyoenerji ve Kozmik Bilimin ışığında ŞİFA OLAYI’ adlı Belgesel, tevhid ve tefekkür içerikli kitapları yayınlandı. Sn. Öztürk Ulusal ve Uluslararası Sempozyumlarda, 2015’te Kastamonu Üniversitesinde ve 2018’de Ukrayna Üniversitesindeki sunumlarda kürsü almış olup, hâlen köşe yazılarına ve Kitap çalışmalarına devam etmektedir. 2006 Yılından beri “Dost Beykoz Ailesi” mensubudur…

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER