“Ülkemizin bağrında yetişmiş ve hâlen Hollanda Rotterdam İslâm Üniversitesi Rektörü olan Prof. Dr. Ahmet Akgündüz hocamızın, “Arşiv Belgeleri ışığında; BEDİÜZZAMAN Said Nursi ve İlmî Şahsiyeti” isimli kitabını okumaya devam etmekteyim.
”
1167 Sayfa olan birinci cildi henüz bitiremediğim halde, şimdiye kadar satır altlarını çizerek ve hazmederek okumaya çalıştığım bu kitaba, hayran kaldığımı ifade etmek istiyorum ve herkese hararetle tavsiye ediyorum.
Asrımıza damgasını vurmuş ve asrımızı güzelleştiren ve olağan üstü donanımlarla teçhiz edilerek imdadımıza gönderilen BEDİÜZZAMAN Hz. işte böyle, arşiv belgeleri ışığında anlatılmaya ve tanıtılmaya lâyık, hatta ELYAK bir şahsiyettir. Bediüzzaman Hz. hakkında ve müstesnâ eserleri Risale- Nurlar hakkında küçük ebatlı (300-500) sayfalık birçok eserler okudum. Elbette onlardan da çok istifade ettim. Ancak, bu eseri okurken, Bediüzzaman Hz.’nin ne denli mümtaz ve gerçekten insanlığın tam, en muhtaç olduğu bir zamanda niçin gönderilmiş bir şahsiyet olduğunu, çok daha iyi anlamaya başladım.
Bu güne kadar bu Risale-i NUR ekolünü, yabancı bilim adamlarının “Hocasız Halk Üniversiteleri”, “Nur Terapi Merkezleri”, “İslâm’a ve Kur’âna hizmet dershaneleri”, “Nur Medreseleri”, v.s. şeklinde tanımlamaları elbette çok güzeldi. Ancak bu eserde Risale-i NUR ekolünün “Îman ve İRFAN Mektebleri” şeklinde tanımlanması, çok daha fazla hoşuma gitti. Çünkü bu ekolün ana hedefi, Âhiret hayatımızın olmazsa olmaz ve pasaportu hükmündeki en önemli belgesi, sağlam ve tahkîki ÎMAN vesikasıdır. Bu vesikayı da en kolay ve garantili kazandıran eserler de, Kur’ândan fışkıran Risale-i Nur eserleridir. İrfan ise Kültür, bilme, anlama, özellik, nitelik, hassasiyet, kavrama, güçlü seziş, idrak etmek v.s. anlamlarından çok daha üstün bir kelime olduğu için, Risale-i NUR ekolüne ve ders evlerine“Îman ve İRFAN Mektebleri” daha da yakışmaktadır.
Bu eserin en önemli hususiyeti; yıllarca din ve mukaddesat düşmanları tarafından ve lâikliği ters anlayan tek parti zihniyeti ve uzantılarının marifetleriyle ört-bas edilmeye çalışılan, irtica yaygaralarıyla bu güzide halka yanlış tanıtılan Bediüzzaman Hz. ve esrelerini, 50 000 civarında en sağlam arşiv belgeleriyle ispatlayarak, gerçekleri bütün berraklığıyla tanıtmasıdır. Üstelik de akademik bir eser olduğu halde, çok akıcı ve lâtif bir üslup kullanılmış olmasıdır.
Prof. Dr. Ahmet Akgündüz hocamızın, “Arşiv Belgeleri ışığında; BEDİÜZZAMAN Said Nursi ve İlmî Şahsiyeti” adındaki bu eseri, herkes tarafından mutlaka titizlikle okunmalıdır. Çünkü; nasıl ki önceki valilere de saygı, sevgi gösterilmesi ve onların güzel sözlerinden istifade edilmesi bir fazilet olduğu halde, bugünkü valinin EN İYİ tanınıp, emir, talimat ve direktiflerine de uyulma mecburiyeti vardır. İşte aynen bunun gibi bu asrımızın manevi hastalık, dert ve ihtiyaçlarına göre donanımlı olarak gönderilen Bediüzzaman Hz.’nin de EN İYİ tanınıp, bütün sözlerine dikkat ederek, tavsiye ve ikazlarına uyma mecburiyetimiz vardır…
Diğer âlimlerin ve imamların da faziletli söz, tavsiye ve ikazlarını yerine getirmek, elbette pek çok avantajlar sağlar. Ancak, şu asrın özel donanımlarla gönderilmiş olan Bediüzzaman Hz.’ni tanımamak, elbette birçok mahrumiyetlere ve cezalara sebep olacaktır.
İşte bu nedenlerle asrın Kur’ân tefsiri hükmündeki Risale-i Nur eserleri de onların en sağlıklı tahsil yerleri olan “Îman ve İRFAN Mektepleri” de çok önemlidir. Bu gerçekleri haykırmak; asrımızı bu eserlerle aydınlatan Yüce Rabbimizin Rızasına nail olmak için, en önemli bir hizmet şeklidir.
Ne mutlu tüm “gerçek İslam âlimlerini” tanıyanlara, sevenlere ve sözlerine, tavsiyelerine ve ikazlarına değer verenlere… Vesselâm.
YORUMLAR