“Bu günlerde, bendenize çokça sorulan bir soru şu: “Hocam, Allahüekber diye nâra atan gurupların, yine Allahüekber diyen başka bir Müslüman guruba saldırmalarını, hatta öldürmelerini haberlerde izliyoruz.
”
Bu ne iş? Müslüman, Müslüman’ı öldürür mü hiç? Bunun mutlaka bir izahı olmalı, değil mi?”
Hatta T.B.M.M. Başkanı Sn. Cemil Çiçek bile 13 Kasım 2013 Aşûra gününde: Müslümanların birbirini öldürmesini eleştirdi ve "Ölen 'Allahuekber' diyor öldüren 'Allahuekber' diyor. (Hâşâ) Allah bunun neresinde" dedi. Bazıları tarafından da Yüce Dînimize saldırırcasına “..Hani huzur İslam’daydı?” diye eklemelerde bulunulması, bu konuda ciddi bir yazı yazarak, aynı düşüncede olup da soru soramayan binlerce kardeşlerimize de bir nebze cevap vermek istiyorum.
· Evet, çok doğru: Huzur İslâm’dadır, ancak DOĞRU İSLÂM’I yaşayanlar,mutlaka huzurlu ve mutlu olurlar. Hatta kendilerine musibet isabet etse dahi, yine de mutlu olmasını bilirler. Bu da ancak tahkîk-i Îman ile olur…
Allahüekber diyerek çatışanlar için; “Âhir zamanda (Kıyamet çok yaklaştığında),ümmetim 73 fırkaya ayrılacak, bunlardan sadece bir fırka ‘fırka-i nâciye’ (yanikurtuluşa eren grup) olacaktır” Hadîs-i Şerîfini hatırlatmak isterim.
Eğer “Kurtuluşa eren gurup hangisidir?” derseniz, net cevabım Kur’an-ı Kerimden olacaktır. Birçok âyette Yüce Rabbimiz doğru İslâm’ı, yani doğru hareket tarzımızıaçık-seçik anlatarak “..işte kurtuluşa erenler, bunlardır!” diye defalarca te’yid etmektedir. Diğer 72 fırka ise bu şablonun dışarı taşanlardır.
· İşin en kötü tarafı da yine yüce Kitabımızın da vurguladığı gibi, maalesef hergurubun kendisini DOĞRU zannetmesidir.
İşte bu konudaki İlâhî uyarılar: “Onlar ki; dinlerini parçalayıp ayrılığa düşerek, bölük pörçük olmuşlardır. Her topluluk kendisininkiyle övünür, durur.” (Rum, 32.) (Yani neticede de aralarında rekabet başlar.)
“Allah, insanların bir kesimini doğru yola iletti, bir kesimi de sapıklığı hak etti. Çünkü onlar, Allah’ı bir yana bırakarak, şeytanları dost edindiler ve (buna rağmen) kendilerinin DOĞRU yolda olduklarını sanıyorlar.” (A’raf, 30.)
Allaha c.c. binlerle şükürler olsun ki, biz sağlam belgelerle konuşuyoruz, çünkü bugün Kur’ân-ı Kerimin tek bir kelimesi bile, ilk Kur’ân’dan farklı değildir…
“Peki, bu farklı gurupların oluşma sebepleri nelerdir?” derseniz, sınav gereği, şeytanve nefis aldatmaları, Yahudi gibi şer güçlerin fitneleri, ileri gelenlerin dünyevî saltanat tercihleri v.b. gibi, beklide binlerce sebep söylenebilir. Ancak bu uçsuz bucaksız konuya girmek yerine bizler, yukarıdaki İlâhî uyarılara bakalım. Sebep bunlardan hangisi olursa olsun, bu uyarılar gerçeğin tâ kendileridir.
Bu konuya sadece bir örnek göstererek, bu 73 fırkadan, “..kurtuluşa erenler”den olabilmemiz için, yapılması gerekenleri tahlil etmeye çalışacağım.
· Öncelikle şu anda haberlerde izlediğimiz Suriye’deki Müslüman’ların (!), Müslüman’ları öldürmelerine bir göz atalım:
Beşşer Esed zâlimi, verilen kaynaklara göre İslâm dışı Şii Nusayrîdir. İslâm’ın temel prensiplerinden birçoğunu reddeden bu güruhu, İslâm hukukçuları, asla Müslüman olarak kabul etmemektedirler. Mutlaka başka bir dinin veya inanışın mensubu olarak mu`âmele edilebileceğini söylemektedirler. Ayrıca o toplulukların içerisinde, Şia’lığın bile reddettiği, Gulât-ı Şia olanlar da vardır. Esed’in anne tarafından dedesinin, bir Yahudi haham olduğu da, kaynaklar arasındadır. Fakat Esed’in şeceresinin Yahudi oluşu da, ya da Şii Nusayrî oluşu da tek sebep değil, şeytanın oyuncağı olmuş bir zâlim oluşu esas sebeptir…
Yukarıdaki A’raf, 7/30. Âyette vurgulandığı gibi, “..Çünkü onlar Allah’ı bir yana bırakarak, şeytanları dost edindiler ve (buna rağmen) kendilerinin DOĞRU yolda olduklarını sanıyorlar.” ..O zalimler de kendisini hâlâ doğru yaptığına inanmaktadır. Çevresine de bunu telkin etmektedir. Ancak aralarından, gerçeği fark edip ayrılanların, hatta isyan eden generallerin sayısı da az değildir.
-
Bu bölgedeki olayların en acı tarafı: Böylesine farklı inanışlara ve zengin petrole sahip bir potansiyeli, kendi menfaatleri doğrultusunda, kendi KUCAKLARINA DÜŞÜRME planları yapan, İsrail, Yahudi lobisi, sinsi İngiliz, gayrimüslim AB ve ABD güçlerinin ittifaklarıdır.
-
Bu tuzağı İslâm âlemi her ne kadar fark etse de, saltanat sevdaları,zenginlikleri, gafletleri ve vurdumduymazlıkları nedeniyle ittifak etmemeleriise çok-çok daha acı bir gerçektir.
Bir de Kütüb-i Site'de bulunan bir Hadis-i Şerifte: Efendimiz sav “Allah'tan üç istekte bulundum. İkisini kabul etti. Birisini ise, ‘Ümmetimin geçmiş ümmetler gibi ihtilafa düşmemesini’ SINAV GEREĞİ kabul etmedi'' buyurmuş. Bu belge de, olayın bir başka boyutunu gösteriyor. Hemen çaresini de bildiren Efendimiz (SAV) “Benden sonra ihtilafa düştüğünüzde, Sevâd-ı Â'zam'a (Büyük Çoğunluğa – Branş Âlimlerinin Ekseriyetine) tabi olunuz” buyurmuştur.
NETİCE: Şu “Allahüekber” diye nâra atan gurupların, yine “Allahüekber” diyen başka bir Müslüman guruba saldırmalarındaki sebep, her iki tarafın da gerçek İslâm’dan uzaklaşmalarıdır. Hattâ uzaklaştıklarını da, fark edememelerindendir.
Diğer taraftan; Mısır’daki Sünnî olan Mürsi taraftarlarının da başka türlü metod hataları vardır, fakat o derin konuya girmemiz şimdilik mümkün değil. (Gerekirse ileride ele alırız.) Yüce Rabbimiz bizlerin, onların ve tüm masum halkın Yâr ve yardımcısı olsun. Hepsine de feraset, barış ve huzûr ihsan eylesin. Âmîn…
NOT: Âhir zaman fitnesini çok iyi tanımlayan bir karikatür linki tıklayınız
YORUMLAR