“Mübarek Ramazan’a “ELVED” dediğimiz şu günlerde; çok önemli olduğu halde maalesefhafife alınan, çok ilginç bir konuyu mütâlâa edeceğiz:
”
Her Mü’min sınav gereği, Âhiret hayatını mahvedecek çok ciddi tehlikelerle karşı karşıyadır. Çünkü Şeytan ve âvâneleri asla boş durmazlar. Sürekli yeni ve sinsi tuzaklar üretirler. Bu tuzakların en tehlikelisi de Bâtılın, HAK gibi servis edilenleridir. Yani; sinsi bir şekilde, Hak’tanmış ve içimizdenmiş gibi gözükerek, yaptığı yaldızlı propagandalarla, bizleri BÂTIL tuzağına düşürmeye devam ederler. (Güneydoğu’da görevlendirilen ve bir kısmı yakalanan 1000’e yakın sahte imamı hatırlayınız.)
Bunlar; aynen sofralarımızda her zaman yediğimiz şifalı ve sağlıklı mantarlara çok benzeyen, fakat öldüren “zehirli mantar” gibidirler. Âhiretimizi sinsice zehirlerler.
İlâhiyatçı (!) gözükürler, fakat arada öyle bir zehir kusarlar ki, HAK ile ilgili donanımımız eksik veya zayıf ise bizler de İlâhî hükümlere ters düşmeye başlarız.Çünkü bizler, onu da HAK zannederiz. Hattâ, bu tuzağa düşenler bir zaman sonra, maalesef o bâtılı savunmaya bile başlarlar. Bu ciddi tehlike, mantar zehirlenmesi gibi hemen öldürmediği için, o tuzağa düşenler, zehirlendiğinin farkına bile varamazlar ve Küfre düştüklerini maalesef bilmezler… (Allah c.c. hepimizi bu tür felâketten muhafaza eylesin, âmîn.)
Aynen, mantardan zehirlenmemek için yapılması gerekenler gibidir:
Meselâ, zehirli mantar tehlikesine düşmemek için ne yapmak lâzım? Bir hatırlayalım.
a) Zehirli bir mantarın FARKLARINI ayırt edecek ilme ve tecrübeye sahip olmak lâzım.
b) Mantarlar konusunda çok güvenilir ve gerçekten konu uzmanı kimselere danışmak veya mantarı çok güvenilir yerlerden almak lazım.
Bu çok ciddi Bâtıl tehlikesine ve tuzaklarına düşmememiz için de:
A.)HAK nedir, BÂTIL nedir, bunları çok iyi öğrenmek ve tanımak lazım.
B.) İki cihandaki huzur kaynağımız olan yüce Dînimizi, çok güvenilir ve gerçekten uzman Din âlimlerinden öğrenmek şarttır. Asrımızın müceddidini bulmamız çok önemlidir.
İşte bu gün, bu ciddi tuzaklara düşmememiz için yaptığımız araştırmalarımızı, iş-güç yoğunluğundan, araştırma yapamayan dostlarımıza ve kardeşlerimize yardımcı olmak için paylaşacağız. İnşallah hayır dualarınıza mazhar oluruz…
***
A.)HAK nedir? BÂTIL nedir?
HAK= Allah c.c. kelâmı olan Furkân-ı Hakîmdir. Yani Kur’ân-ı Kerimdir ve mesajlarıdır.
Kur’ânın diğer ismi Furkân, yani HAK ile BÂTILI ayıran demektir. (Târık suresi, 13. Âyet.)
Kur’ân; sadece şu yüz senelik dünya hayatımızın değil, Ebedî ve sürekli yaşayacağımız Âhiret hayatımızın kazanılması için, eğri ile doğru yolu gösteren ilâhî kılavuzdur ve HAK’TIR. Tek mihengimiz, şablonumuz ve kılavuzumuz Kur’ân olmalıdır…
Lügat manası da; bozuk, sakat, boş, Dînen ve hukuken geçersiz, haram, haksızlık, zulüm, put, şirk v.b. anlamlara gelmektedir.
Yine sözlerin en doğrusuna bakıp, bunları te’yit ettirelim:
Hac 62. ve Lokman 30. Âyetler: “Bu böyle. . . Çünkü Allah; HAKKIN, gerçeğin ta kendisidir. Müşriklerin O'ndan başka yalvardıkları tanrılar ise BÂTILIN ta kendisidir ve tam anlamıyla, yüce ve büyük olan da ancak Allah'tır.”
Zuhruf, 83. Â.: Kendilerine bildirilen o hesap gününe kavuşuncaya kadar, onları kendi hallerine bırak, BÂTIL’larına (hakka aykırı olan, bozuk, sakat, boş, Dînen ve hukuken geçersiz, haram, haksızlık, zulüm, put, şirk v.b.) dalsınlar, varsın oyalansınlar.
-
Hakkın ve bâtılın ne olduğu anlaşıldığına göre, korunma çâreleri de çok net öğrenilmeli ki, ebedî hayatımız mahvolmasın.
Yukarıdaki, mantar örneğinden sonra, A ve B şıklarında çareler özet olarak arz edildi, fakat konu başlığımız olan “En Tehlikeli BÂTIL, Hak’ka yakın olandır” uyarısını asla göz ardı edemeyiz. Çünkü Kütüb-ü Sitte, 5127’de geçen “Şüphesiz haram da bellidir, helal de bellidir; siz şüphelilerden kaçının?” ..fermânı çok önemlidir. Yani; Haram ve helal konusunda söylenecek her söz apaçık söylenmiş, onlardan zaten sakınmak zorundayız ve sakınıyoruz. Bu yetmiyor, hatta şüpheli olanlardan bile kaçınmamız da emrediliyor…
***
Gayrimüslimlerin, ateistlerin, kâfirlerin, müşriklerin, masonların vs. Yüce dinimiz ile ilgili bâtıl sözlerinin, zaten geçersiz olduğunu herkes biliyor. Onların bu konudaki aykırı sözlerine zaten itibar edilmiyor. Yani, HAKKA yakın olmadıkları çok net görüldüğü için, onların sözleriyle bir mü’minin tuzağa düşmesi çok zordur ve imkânsız gibidir.
· Ancak, ilâhiyatçı veya dindar gözüküp “Ayakkabıdan da kurban olur! Hacca gideceğine parasını fakirlere ver! Namaz, günde 3 vakit de olabilir! Oruç 9 denilmiş, otuz anlaşılmış! Gezi parkı için sokak hareketleri, bir hak aramadır! Vergi, zekât sayılır! Başörtüsü Allah emri değil! Cin diye bir varlık yok! İçki niçin haram olsun”, v.d. ..saçma sapan fetvalar verenler, çok-çok daha tehlikelidirler.
Çünkü onlar, HAKTAN görünüyorlar. Bakara S. 42. Âyetteki “Bilerek, hakkı batıl ilekarıştırmayın, hakkı gizlemeyin” emrine ters düşüyorlar. Hattâ ârızalı medyamız, maalesef bu arızalılara (sivriliklerinden dolayı) daha çok kucak açarlar ve rağbet gösterirler. Dînî konularda pek araştırma yapamamış kimselere, onların söyledikleri (biraz da işlerine geldiği için) daha câzip gelebilir. Eğer araştırma yapmadan inanılır ise vartaya düşülmesi kaçınılmazdır. Onlara inanıp HAKKA ters ve BÂTILA meyil ettikleri için, ebedî hayatları mahvolabilir.
Bu mahvoluş, zehirli mantar yiyip ölmeye de benzemez. Yüz yıllık değil, yüz milyon yıllık değil, yüz milyarlarca yıllık da değil, Ebedî hayatlarımız Cehennem azabına dönebilir. Bu işin pardonu, tekrarı ve geri dönüp halledilmesi de yok.
İşte bu nedenlerle; “En Tehlikeli BÂTIL, Hak’ka en yakın olandır” sözünü çok önemsiyor,mutlaka usulüne uygun tedbirler alınması gerektiğini haykırıyoruz…
***
Bilvesîle: RAMAZAN BAYRAMINIZI,
En içten dileklerimle TEBRİK ve TES’ÎD eder,
Tüm İslâm Âlemi ve insanlık Âlemi için,
Hayırlara vesîle olmasını,
Yüce Rabbimizden NİYÂZ ederim…
YORUMLAR