Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
A. Raif ÖZTÜRK
A. Raif ÖZTÜRK

Kur’ânî Bakış ile ‘GEZİ’ Olayı…

“GEZİ olaylarına Kur’âni bakış”... başlıklı müthiş bir yazı dikkatimi çekmişti.

Diğer meşguliyetlerimi bir tarafa bırakarak, bu çalışmayı ciddi bir incelemeye aldım.

Bu araştırmayı okudukça Kur’ân-ı Kerim, nazarımda bir kat daha büyüdü. Demek ki yüce kitabımız olan Kur’ânı Kerîmi, daha çook tahkik etmemiz gerekiyormuş.

  • Önceleri Kur’ândaki, En’âm S., 59.A.; "Yaş ve kuru ne varsa, hepsi Kitabı Mübinde vardır,"ayetini tam hazmedemiyordum.

Bediüzzaman Hz. imdadıma yetişti. Ve:

“Evet, her şey Kur’an’da vardır, fakat bu bulunma durumu farklı şekillerde olduğu için, herkes her şeyi göremez”diye tefsir edişi, konu uzmanlarını işaret ediyordu. O tarihten sonra ben de uzmanları tarafından yapılan tefsirlere ve tespitlere rağbet etmeye başladım.

İşte böyle bir uzman tarafından yazılan, “GEZİ OLAYLARINA Kur’âni bakış” köşe yazısının orijinali ile sizleri baş başa bırakıyorum…

***

  • GEZİ olaylarına Kur’âni bakış. (Dini Haberler.com.)

Kur’ân, insanlığa yol haritası olarak gönderilmiş bir kitaptır.

Kur’ân, hayatı ve olayları yorumlar. Şifreleri çözer.

Hayatın temel yasaları hakkında bilgiler verir. Sorulara cevaplar, sorunlara çözümler sunar.

Kur’ân ayetleri ile hayatın olayları arasında, 4 tür bağlantı kurulabilir:
1-Ana Bağlantı, 2- Yan bağlantı, 3- Uzak Bağlantı, 4- Derin bağlantı.
Şimdi bu Gezi olayları ile ilgili bağlantılara hep birlikte bakalım.

  • BAĞLANTI NOKTALARI:

1- Gezi olayında; “ağaç” üzerinden hareketle, sosyal bir fitne çıkarılmıştır. Ağaçların kesilmesi ya da sökülmesi bahane edilerek, adeta ağaçtan kuvvet alınarak, meşruiyet kazanılmaya çalışılmıştır.
2- Gezi olayında faiz lobisi, Yahudi destekli iç ve dış kuvvetler, yabacılar v.s. yer almıştır. Bu yönü ile bir ihaneti içermektedir.
3- Bu olayda belli bir mekân muhasara altında kalmıştır.
4- Gezi olayı sürecinde yaşananlar ile sonradan ortaya çıkan bazı gelişmeler, gezicilerin asıl hedeflerini ortaya çıkarması açısından, çok ilginç olmuştur.

Gezi olayını, şimdi de Haşir Suresi 5. ayetle birlikte anlayalım:

Haşir Suresi, Yahudi Nadir Oğullarının ihanetleri sebebi ile Medine’den sürülmelerini konu almaktadır. Kaynakların verdiği bilgiye göre, Nebimiz (sav) Medine’ye göç edince önce şunları yapmıştır: 1- Mescid-i Nebevi’nin inşaatı, 2-Medine Pazarının Kuruluşu, 3- Nüfus Sayımı 4- Medine Anayasası… yapmıştır.
Medine Anayasanın kurucu unsurları arasında, Muhacirler, Ensar ve Yahudiler yer almakta idi. Yahudiler 3 kabile halinde yaşıyorlardı. Kaynuka Oğulları (Altın Ticareti yaparlardı) 2-Nadir oğulları (Hurma Bahçeleri vardı), ve 3-Kurayza Oğulları…

Bu üç Yahudi kabilesi, Nebimizin (sav) Medine’ye hicreti öncesinde, Medine Araplarını sömürüyorlardı. Medineli Araplar, Evs ve Hazrec kabileleri olarak ikiye ayrılmışlardı. Aralarında yüzyıllardır süren Buas savaşları vardı. Yahudiler, bankerlik yapıyor ve bunları finanse ediyordu. Nebimizin (sav) gelişi ile birlikte bu sömürü bitmişti. Araplar İslam’ı seçerek kardeş olmuşlardı. Bir kısmı da münafıklık yaparak Yahudilerle Müşrikler arasında gidip geliyorlardı.

Uhud savaşı henüz bitmişti. Bu savaşta Nebimizin (sav)  mübarek dişi kırılmış, Müslümanlardan 70 kişi şehit düşmüştü. Müslümanlar, son anda Allah’ın yardımı ile yok olmaktan kurtulmuşlardı.
Uhud Savaşı dönüşü, Nadir Oğulları ihanet etmişti. Medine Anayasasından kaynaklanan bir yükümlülüğü yerine getirmemiş, diğer taraftan Nebimize (sav)  suikast düzenlemişlerdi. Bu olaylar üzerine Nebimiz hurma ve tarımla uğraşan Nadir Oğullarının mahallesine ordusunu göndererek muhasara altına almıştı. Nadir oğulları kalelerine çekilerek, günlerce direndiler. Kalelerinden dışarıya çıkmadılar. Münafıklar ve bazı müşrik kabilelerinin yardımına ve sözlerine güvenerek günlerce direnmişlerdi.

  • Nihayet Nebimiz (sav) bir strateji ortaya koyarak, direnişi şöyle bitirmişti.

Emre göre; Yahudi kalelerinin pencerelerinden dışarıya bakan cephelerinden dış bahçelerinden, belirli ağaçların kesilmesine başlandı. Kaynakların verdiği bilgiye 7-8 adet ağaç, belirli noktalardan kesildi. Kesilecek ve kesilmeyecek ağaçlar belirlenmişti.

Bu kesilen 7-8 ağaç, Nadir Oğullarının (Yahudilerin) kalelerinden çıkmasına yetmişti.İnlerinden dışarıya çıkmışlardı. Bu çıkışın ardından hemen Medine’den sürülmüşlerdi…
Başta Yahudiler ve münafıklar olmak üzere dedikodu ürettiler ve ağaç üzerinden Müslümanlara ve Nebimize (sav) hakaret ettiler: “Ağacın günahı ne? Sizler kendiniz ıslah edici olarak, düzeltici olduğunuzu söylüyorsunuz. Öyleyse bu ağaçların suçu ne? !” diyorlardı.

  • Yüce Rabbimiz Haşr Suresi 5. Ayetinde bununla ilgili olarak şöyle buyurdu:

-“Hurma ağaçlarından herhangi birini kesmeniz veya olduğu gibi kökleri üzerinde dikili bırakmanız hep Allah’ın bilgisi içinde, planına, iradesine uygundur. Bütün bunlar fâsıkları, âsileri, bozguncuları rezil etmesi içindir.”

Bu ayet, bu içeriği ile ne kadar da güncel değil mi? Küfür ve şirk psikolojisi, ne kadar da birbirine benziyor? Bakara 118’de buyrulduğu gibi; “Kalpleri birbirine benzedi. ”(Teşabehet Kulûbühüm).

  • BU OLALAYLAR NİYE OLUR?

Sosyal çalkantılar, savaşlar ve buna benzer olaylar hep birer sebebe dayanırlar.
Enfal Suresi 36-37. Ayetleri birlikte okuyalım:
-“Şüphesiz inkâr edenler, mallarını Allah’ın yolundan insanları alıkoymak için harcarlar ve daha da sarf edeceklerdir; ama sonra içleri yanacak, acıları onlara dönecek ve hem de mağlup olacaklardır. Bu, Allah’ın, temizi murdardan ayırması ve murdarları üst üste koyup, hepsini yığarak cehenneme yerleştirmesi içindir”…
Hakikaten de bütün şer güçler bir yerde toplanmıştır. Ayrıca Gezi Parkının murdarlarla, pisliklerle dolu olması ne kadar da büyük bir benzerlik arz ediyor…! Allahü Ekber…!
İşte yaşayan Kur’ân…! İşte hak ile batılın mücadelesi…!

                                                                                                            (Kaynak: Dinî Haberler.com.)

***

  • Bir olay, Kur’ân âyetleriyle, bu kadar da mı örtüşür Ya Rabbi…

Evet, bu kadar net örtüştüğüne göre, NETİCE de çok önemli ve müjdelerle dolu.

Şöyle ki: (Yukarıdaki Âyetten kopyalıyorum.)

-“Şüphesiz inkâr edenler, mallarını Allah’ın yolundan insanları alıkoymak için harcarlar ve daha da sarf edeceklerdir; (yani bir süre daha devam edecekler) ama sonra içleri yanacak, acıları onlara dönecek ve hem de mağlup olacaklardır. …”

Bu organizasyonda; baronların, bazı bankacıların, faiz lobilerinin harcadıkları ve çapulculara dağıttıkları paraları, haberlerden hepimiz izledik. Denek ki, biraz daha sarf edecekler. Neticesi ise çok net; “..ama sonra içleri yanacak, acıları onlara dönecek ve hem de mağlup olacaklardır.” Âyetin devamındaki “temizin murdardan ayrılmasında” konumumuza dikkat!

  • Evet dostlar, müsterih olunuz, fakat asla gevşemeyiniz… Vesselâm.

A. Raif ÖZTÜRK
A. Raif ÖZTÜRK HAKKINDA

A. Raif ÖZTÜRK... 20 Nisan 1950 yılında Tekirdağ Çorlu’da doğan Raif Öztürk, ilkokulu Çatalca’da okudu. O dönemin şartlarına göre eğitimini ve iş yaşantısını birlikte sürdürmeyi hedefleyen A. Raif Öztürk, Meslekî Ortaokulu Paşabahçe’de sürdürerek, Sultanahmet Meslek Lisesi’nde özel olarak Makine Yüksek Teknik Ressamlığa devam etti. Türkiye Şişe ve Cam fabrikalarında 26 sene ‘Robotik ve Tam Otomatik Makineler Üretim Hattı Makine Teknisyenliği’ & Fabrika Vardiya amirliği yaptı. ‘Özel Araştırma, Geliştirme ve Eğitmen’ (ARGE) görevlisi olarak 1980’de İngiltere’ye, 1986 yılında da Japonya’ya giden yazarımız, dönüşünde de Meslek Lisesi mezunlarına, (Üretim makinaları, Kalite çemberleri ve beyin fırtınası teknikleri hakkında) iş programlamaları, eğitmenlik, rehberlik ve liderlik dersleri verdi. 1990 yılında Türkiye Şişe Cam Fabrikalarından kendi isteğiyle emekli olan A. Raif Öztürk, Öz Emek Spor Ltd. Şt. Mağazalarını açarak, hâlen işletmeye devam etmektedir. 1990’lı yıllarda bir yıl Diksiyon, bir yıl Osmanlıca, iki yıl da Arapça eğitim alan Öztürk, Halen (1962’den beri) Beykoz, Kavacık’ta ikamet etmektedir. Hiç Kur’ân bilmeyen 30-40 kişiye; aynı anda ve 10 Saatte Kur’ân öğretme uzmanı olan yazarımız, 2014 yılında Sakarya Üniversitesinden “Eğitimciye Eğitim” adıyla eğitim aldıktan sonra, “DEĞERLER EĞİTİMİ UZMANI” sertifikası kazanarak, Beykoz Milli Eğitim Müdürlüğünde ve ülkenin çeşitli illerinde 6 yıldan beri konferanslar ve görsel seminerler vermektedir. Yazarımızın, 2002 yılından bu yana; ‘Fikir Bahçesinden BİR DEMET’, “Derdim bana DERMAN imiş”, ‘Biyoenerji ve Kozmik Bilimin ışığında ŞİFA OLAYI’ adlı Belgesel, tevhid ve tefekkür içerikli kitapları yayınlandı. Sn. Öztürk Ulusal ve Uluslararası Sempozyumlarda, 2015’te Kastamonu Üniversitesinde ve 2018’de Ukrayna Üniversitesindeki sunumlarda kürsü almış olup, hâlen köşe yazılarına ve Kitap çalışmalarına devam etmektedir. 2006 Yılından beri “Dost Beykoz Ailesi” mensubudur…

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER