Büyük bir beğeniyle izlediğim Gazete Beykoz’u yayın hayatına başladığı gün dizüstü bilgisayarımın Sık Kullanılanlarına eklemiştim. Beykoz yerel basınına ayrı bir soluk ve tarz kattığını kimse inkâr edemez.
Gazete Beykoz geçtiğimiz günlerde Çayan Çalık adındaki kerameti kendinde meçhul birisi vasıtasıyla Dost Beykoz’u hedef almış. Bizi gazete olmamakla, hatta düşman olmakla itham etmiş…
Sevgili Çayan, Dost Beykoz bir gazete değil, düşünce platformudur bu biir.
Dost Beykoz, çağdaş, modern ve kalkınmış bir bölgede yaşamaya susamış 250 bin Beykozlunun duygularını provoke ederek prim yapmaya çalışanların her zaman karşısında olacaktır bu da ikiii.
Ancak şunu özellikle belirtmek isterim ki Dost Beykoz asla hiç kimseye düşmanlık gibi ilkel duygularla bakmamıştır.
Sevgili Çayan; Beykoz’da belli başlı bazı kişiler vardır ki bunların yer aldıkları gruplar veya kurumlar ya provokatif çıkışlarıyla sistemde egemen olmaya çalışırlar, ya da tepesinde bulundukları kurumlar vasıtasıyla adeta saltanat sürerler. Bu kişilerin bulundukları iş ya da eylem doğru bile olsa, bu kişilerin yer alması nedeniyle şaibelidir. İşte o gün o malum kişilerden bazıları “Beykoz Devlet Hastanesi peşkeş çekilemez” diyerek hastane önünde arz-ı endam ediyorlardı.
Her seçim öncesinde Tokatköy’ü yerle bir edenler de hep aynı kişilerdir.
Neden özellikle Tokatköy’ü yerle bir ettiklerini bilir misin Çayan? Tokatköy Beykoz’un ta kendisidir. Tokatköy’ü sokağa dökersen, Beykoz’u sokağa dökersin. Tokatköy’ü alırsan Beykoz’u alırsın. Tokatköy’de milletvekillerini tartaklatanlar, yuhalatanlar dün hastane bahçesindeydi, yarın yine meydanlarda olacaklar.
Bugüne kadar bölge milletvekilleri Beykoz’un sorunlarını TBMM’de dile getirmemişse bunda o provokatörlerin payı yadsınamaz.
İşte bundan dolayı bilgisayarımın “Sık Kullanılanlar” ayarında çok az sayıda yayın ve kurum yer alır.
Sık(ı) üzüldük!
Sık kullanılanlar demişken, biz de bundan fazlasıyla nasibimizi aldık. Seçim döneminde ve sonrasında yaşananlar bizi bir hayli üzdü. İftira ve yalanlarla süslenmiş yayınlara kırk yıllık siyasilerin bu kadar kolay atlaması ise üzüldüğümüz diğer bir konu oldu.
Hele hele ağabey dediğimiz bir siyasinin saygıdeğer eşinin alışveriş masasında malum gazetenin hakkımızda ortaya attığı iftira ve yalanları zikretmesi, bunları sahiplenmesi inanın yüreklerimizi dağladı.
Elbette bu iftira ve yalanları yayınlayan o aşağılık gazeteye karşı Kavrakoğlu ailesi olarak hukuk savaşı başlattık ve yeri geldikçe bunları sizlerle paylaşacağız. Ama inandığımız, güvendiğimiz, ağabey dediğimiz dostlarımızın bu süreçteki duruşu bizi hakikaten çok sarstı.
Dediğim gibi, o aşağılık gazetenin yetkilileriyle mahkemede hesaplaşacağız. Ancak asıl hesaplaşma ebedi dünyada olacak ve şüphesiz ki Allah’ın adaleti asla şaşmaz.
Başlattığımız hukuk savaşının detaylarını yargı aşamasında olduğu için veremiyorum. Ancak, devam eden dört dava olduğunu değerli okurlarımın ve merak edenlerin özellikle bilmesini istiyorum.
Neticede kimseye kırgın değilim, ama bedel ödeyecekler burada veya ebedi dünyada bu bedeli mutlaka ödeyecektir. Zira ne eşim, ne de ben, şerefimizle oynamaya yeltenen bu insan müsvettelerine ve bunların bu tutumlarına karşı kayıtsız kalan, hatta ve maalesef bunu kendi politik hesaplarına malzeme yapanlara hakkımızı asla helal etmiyoruz.
Fırsat buldukça inandığım doğruları yazmaya devam edeceğim, vesselam.
YORUMLAR