Anadolu’da ise şimdilik Karadeniz hâkimiyeti var. Her şehir kendi defterine sahip çıktığı takdirde toplumsal topografyamız daha netleşecek.

“Defterlerin açılması niye bu kadar gecikti?” gibi bir meraka kapılmış olabiliriz; ama önce şunu sormalıyız: Defterleri sabırsızlıkla bekleyen kaç araştırmacı vardı? Üç sene zarfında Anadolu’ya ait yalnızca dört defter yeni Türkçeye kazandırıldı: Trabzon, Of, Ünye, Tirebolu… İstanbul’u zaten söyledik; 600’e yakın defter arasından yalnızca Beykoz… Her araştırmacı, vefa duygusu ve merak saikiyle kendi memleketinin nüfus defterini yeni Türkçeye kazandırdığına göre, Sivaslılar, Antepliler, Karslılar, İzmirliler, Bursalılar da bir an evvel harekete geçmeli. Nüfus defterleri toplumsal topografyamızı daha da belirginleştirecek çünkü. Üç yıl uzun bir zaman sayılmaz belki, 80 yıllık bekleyişin ardından özellikle… Beykoz ve Ünye defterlerini yayımlayan yerel tarih araştırmacısı İrfan Dağdelen, gecikmenin büyük oranda belgelerin tasnifiyle ilgili olduğunu düşünüyor. Ancak demografik yapıya ilişkin bilgilerin stratejik öneme sahip olduğu da gözden kaçırılmamalı.İlk resmî nüfus sayımında (1834) Beykoz için tutulan 10 defteri ‘Beykoz Nüfus Defterleri’ başlığı altında toplayan İrfan Dağdelen’in çalışması umulur ki diğer ilçeleri de harekete geçirir; Üsküdar’ı, Fatih’i, Beyoğlu’nu; hatta o yıllarda yalnızca çiftlik olarak anılan ama kayıtları titizlikle tutulan Sultançiftliği’ni, Alibeyköy’ü Ferhatpaşa’yı… Burada önemli olan, araştırmacının, hayli zahmetli olan bu çalışmayı destekleyecek bir yetkiliyle buluşabilmesi. Beykoz örneğinde olduğu gibi; Osmanlıcaya vâkıf ve yerel tarihe meraklı bir araştırmacı olan İrfan Dağdelen, projeyi Beykoz Belediye Başkanı Yücel Çelikbilek’e götürüyor ve gerekli desteği görüyor. Ortaya hacimli ve tahmin edileceği üzere satışa sunulmayan ‘prestijli’ bir eser çıkıyor. Meraklısının kütüphanelerden ulaşabileceği kitabın nüfus defterlerinin orijinal metinlerine yer verdiğini de belirtelim.
ÜLKÜ ÖZEL AKAGÜNDÜZ / Aksiyon