“Nisan ayı, ilkbaharın tam ortasında soğukların sıcakla yer değiştirmeye başladığı bir aydır.
”
Bu ayda havalar bir ısınır peşinden soğur. Sonra tekrar ısınır ve tekrar soğur. Günler bu şekilde geçer. Ne tam ısınır nede tam soğur havalar. Bu inişli çıkışlı hâl; bir düzensizlik değil, bilakis İlahi hikmetin bir tezahürüdür. Çünkü yeryüzündeki hiçbir değişim başıboş değildir.
İlk bakışta düzensiz gibi görünen bu hava değişimleri, aslında bitkilere hayat veren rahmet zincirinin ilk halkasıdır. Bu durum bitkiler için önemli bir olayın tetikleyicisidir. Bitkilerin dallarındaki tomurcuklar kış boyunca uykudadırlar. Bunların uyandırılıp çiçeğe dönüşebilmesi için bu inişli çıkışlı hava değişimlerine ihtiyaç vardır. Buna bilim dilinde “vernalizasyon” denir.
Soğuk ile sıcak arasındaki geçişler, tomurcuklara “uyan” emri gibi ulaşır. Soğuk-sıcak değişimleri dış tetikleyici olarak tomurcuklarda giberellin hormonunun aktivasyonunu ve sentezini uyarır. Bu şekilde fizyolojik olaylar zinciriyle tomurcuklar çiçeğe dönüştürülür. İlahi plan bu şekilde tecelli eder. Böylece kış boyu sükûnet içinde bekleyen tomurcuklar, Rabbinin “Ol” emrine itaat ederek çiçek açar.
Her bahar, dirilişin bir provasıdır. Her tomurcuk, kıyametteki yeniden dirilişin habercisidir. Topraktan fışkıran her canlılık, "Sizi ölü iken diriltti" (Bakara, 28) ayetinin yeryüzündeki delilidir.
Ancak insanoğluna, tabiatla ilişkide sorumluluk da yüklenmiştir. Ona yeryüzünde tasarruf yetkisi verilmiş; fakat bu tasarrufun sınırları Allah’ın koyduğu dengeyle çevrelenmiştir: "Göğü Allah yükseltti ve mizanı O koydu. Sakın dengeyi bozmayın." (Rahman, 7-8)

Ne var ki insan, bu İlahi sınırları aşınca, karşılığını da tokat gibi alır. Bu yıl Nisan ayında yaşanan ani soğuklar ve -10 dereceye kadar inen sıcaklıklar, sadece meteorolojik bir olay değil; aynı zamanda insana, yaptığı müdahalelerin sonuçlarını gösteren bir ikazdır. Açmış olan çiçeklerin soğuktan etkilenip dökülmesi, “dengeye riayet etmeyenin karşılaşacağı zorluk” şeklinde okunabilir. Tarımda “zirai don” denilen bu olay hakikatte, İlahi nizamın insana verdiği bir derstir.
Yine de ümitsizlik, iman ehline yakışmaz. Çünkü Allah, her şeyi hikmetle yaratır. Bitkilerdeki tomurcuklar bile hepsi aynı anda çiçek açmaz; kimisi erken, kimisi geç. Genellikle bitkinin üst dallarındakiler erken, alt dallarındakiler ise geç çiçek açar. Böylece erken açanlar zarar görse bile, geç açanlar korunur. Onların üzerinde kahverengi bir koruyucu tabaka vardır; adeta Allah’ın rahmetinden bir örtü… Bu örtü, henüz uyanmamış tomurcukları muhafaza eder.
Böylece her şey zayi olmaz, kayıp mutlak değildir. Bu da bize şunu gösterir: “Elbette zorluğun yanında bir kolaylık vardır” (İnşirah, 6).
Kısaca, Nisan ayı sadece tabiatın değil, insanın da tefekkürü için bir fırsattır. İlahi kudretin, hikmetin ve rahmetin bir arada tecelli ettiği bu ay; hem bitkiler için bir diriliş hem de kalpler için bir uyanıştır.
YORUMLAR