Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Muharrem ERGÜL
Muharrem ERGÜL

Neye niyet, neye kısmet

“Taş taş değil, bağrındır taş senin.

Nereni nasıl yaksın söyle bu ateş senin.”

Şair Osman Sarı’nın “Taş Gazeli”, Türk Edebiyatı’nın en güzel “Taş” konulu şiirlerinden biridir.

Şiir sanki son yüzyılımızı ve oradan da günümüzü anlatıyordu.

“Ülkendir taş ve beton bu yanlış kent,

Her gün bir yanın biraz daha taş senin.”

Rize İkizdere’de bulunan ve biyolojik çeşitliliği nedeniyle koruma altında olan İşkencedere Vadisi’ndeki taş ocağı çalışmaları hepinizin malumudur. 

Kimilerine göre basit bir taş ocağı açma çalışması, kimilerine göre ise büyük bir doğa katliamı diye tanımlanan bu konu gündemimizi hayli meşgul ediyor.

Sonuçta olanda tek geçim kaynağı çay hasadı olan köylere ve köylülere oluyor.

Güzelim dünya mirası olan bölge taş ocağı uğruna heba edilmek isteniyor.

Siyasi duygulardan ve ön yargılardan arınarak İşkencedere Vadisi’nde yaşayan köylülerin feryatlarına kulak verme zamanımız geçmek üzere.

Güç ve para hırsı bölgenin geleceğini ipotek altına almadan yetki sahiplerinin İşkencedere Vadisi’nden yükselen bütün sesleri dikkate almaları gerekmektedir.

Şairin dediği gibi;

“Kazmayı kayalara değil, kalplere vur ey Ferhat, niçindir kırdığın bunca taş senin.”      

Taş gazelinden bir başka hüzünlü taş konusuna geçelim.

Olur ya bundan hepimizi bir ders çıkarırız.

Sonra hangi taş neye niyet neye kısmet bir kez daha düşünürüz.

Sultan Abdülaziz, Dolmabahçe üzerindeki Maçka semtine Marmara Denizi’nden bile görülebilecek büyük bir cami yaptırmak ister.

Sarayın baş mimarı Sarkis Balyan konuyla ilgili görevlendirilir.  Projeler yapılır ve 1875 yılı başlarında caminin temeli atılır. Camiin inşaat kesme blok taşlardan yapılacaktır. Uzak yerlerde açılan taş ocaklarından taşlar getirilerek caminin temelleri yükselmeye başlar.

Caminin temelleri yüksele dursun, dönemin siyasi olaylarının karışıklığı sonucu Sultan Abdulaziz tahtan indirilir.

Sultanın tahtan indirilmesi sonucu camii inşaatı durur ve yarım kalmış inşaat tamamlanmak yerine kaderine terk edilir.

Bölgeye getirilen yüzlerce taş blok etrafta gelişi güzel durduğu ve camii inşaatı da sahipsiz kaldığı için bölgenin adı bugün bile hala “Taşlık” olarak anılır.

Sultan Abdulaziz’in başlattığı cami projesi, onun yerine tahta geçen Sultan Abdulhamit tarafından pek ilgi görmez.

Ancak caminin yarım kalması ve onca taşın bölgede bulunması halkı rahatsız eder. Sonunda aranan çözüm bulunur.

O yıllarda Anadolu ve Balkanlar’da moda olan saat kulesi yapma akımı Sultan Abdulhamit’i de etkiler.  Sarayın baş mimarı Sarkis Balyan bu kez cami için getirilen taşlardan Dolmabahçe sahile saat kulesi yapımı için görevlendirilir.

1890 yılında yapımına başlanan saat kulesi 1894 yılında tamamlanır.  Gördünüz mü? Neye niyet neye kısmet!

Bu hüzünlü olayı hatırladıkça İşkencedere Vadisi’ndeki taş ocağının bizlere yeni hüzünler vermesini gönlüm arzu etmiyor. 

Ne diyor şair;

“Bir katılıktır dinamit söker mi yürekleri?

Başın bu kez kalbe çarpmasın ey taş senin.”

er foto 7RBhbVVy9E

Muharrem ERGÜL
Muharrem ERGÜL HAKKINDA

Aslen Kuzey Kafkas göçmeni. Aile Trabzon ve Ordu kökenli. Beykoz doğumlu. İlk, orta ve lise öğrenimini Beykoz’da yaptı. Yüksek öğrenimini Marmara Üniversitesinde tamamladı. Beykoz Paşabahçe Ortaokulu’nda Türkçe Öğretmenliği yaptı. (1980-1982) Ardından aynı okulda Müdür Yardımcılığı yaptı. (1983) Daha sonra müdürlük sınavlarını kazanarak; Beykoz Anadoluhisarı Ortaokulu Müdürü oldu. (1984) 1987 yılında kamu görevinden ayrılarak özel sektöre geçti. Birleşik Yayın Dağıtım Şirketi Genel Müdürü oldu. İki yıl bu görevi sürdürdü. Aynı görevine paralel olarak, Türkiye’nin ilk ve saygın kitap dergilerinden biri olan “KİTAP DERGİSİ’NİN” editörlüğünü yaptı. 1989 yılında dönemin Milli Eğitim Bakanı Avni Akyol’un davetiyle yeniden Kamu görevine döndü. Milli Eğitim Bakanlığı Müşavirliği yaptı. (1989-1991) Bakan değişiminden sonra Milli Eğitim Bakanlığı Devlet Kitapları Genel Müdür Yardımcılığına atandı. (1990-1993) 1993 yılında Beykoz Milli Eğitim Müdürü oldu. 1994 yerel seçimlerinden sonra İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı Özel Kalem Müdürü oldu. (1999) Ardından 2004 yılındaki yerel seçimlerde Ak Parti’den Beykoz Belediye Başkanlığı’na aday oldu. Yüksek oranda bir oy alarak “AK PARTİ’NİN” ilk Beykoz Belediye Başkanı seçildi. 2009 yerel seçimlerinde aday olamadı. 2010 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı Müşavirliğine atandı. 2012 yılından itibaren İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanlık Danışmanlığı görevini sürdürmüştür. Eğitimcilik ve yöneticilik dışında Uzun yıllar Kanlıca, Beykoz ve Anadoluhisarı kulüplerinde amatör ve profesyonel olarak futbol oynadı. Yine Beykoz’da birçok sivil toplum kuruluşunda kurucu olarak görev aldı. Yayınlanmış dört kitabı ve yüzlerce makalesi bulunmaktadır. Türkiye’de birçok belediyede yöneticilik dersleri verdi. Yurtiçi ve yurtdışında birçok seminer konferans ve panele katıldı. Halen Beykoz Üniversitesi Mütevelli Heyet Üyeliği yapmaktadır. Evli ve üç çocuğu bulunan Muharrem Ergül orta derecede İngilizce bilmektedir. Yaşadığı yer olan Beykoz’dan ve sokağından hiç ayrılmamış olup, Beykoz ve Beykozluluğu İstanbul ve İstanbulluluğuyla özdeşleştirmiş bir Beykoz çocuğudur.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER