Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Muharrem ERGÜL
Muharrem ERGÜL

Nerelisin hemşerim?

Vallahi bıktık, billahi bıktık. Üslup aynen şöyle; “Bizden biri belediyede başkan yardımcısı yapılmadı. Bunu not ettik.” Bizden biri diye bahsedilen “bizim hemşeri grubumuz yani”.

Nerelisin hemşerim?

Vallahi bıktık, billahi bıktık. Üslup aynen şöyle;

“Bizden biri belediyede başkan yardımcısı yapılmadı. Bunu not ettik.” Bizden biri diye bahsedilen “bizim hemşeri grubumuz yani”.

Bunu kim diyorsa desin. Ayıptır, yazıktır, günahtır. Görev verilen Başkan Yardımcıları sanki uzaylı. Onlar da, hangi siyasi görüşten olursa olsun, “Beykoz’un çocuğuysalar, başımız gözümüz üzere” diyemedik vesselam.

İlla da bizim Beykoz’a göç ettiğimiz şehirden, kasabadan, köyden olsun da çamurdan olsun zihniyeti şehri köy yapmaktan öte hiçbir anlam taşımıyor.

Hiç tarzım olmamasına rağmen yazıya böyle bir giriş yapmak zorunda kaldım.

Çünkü şehirlerimizde yükselen ve dem be dem artan hemşericilik faşizminin gelecek nesillerimize nasıl zarar verdiğinin farkına varmamızı istiyorum.

Yanlış anlaşılmasın. Buradaki kastım, ata, dede toprağına olan bağlılık değil. Tabii ki köklerimizi hiç unutmayacağız. Amma velakin yaşadığımız şehri de, şehrimiz bileceğiz. Orada yaşayanları, şuradan gelenler, buradan gelenler diye ayırmaya başladık mı, her türlü ayrım bizleri tabiri caizse “parça pinçik” eder.

Dedesi Beykoz’da doğmuş, babası Beykoz‘da doğmuş, kendi Beykoz’da doğmuş, onun da çocuğu Beykoz’da doğmuş bir arkadaşımızın hala filanca ilin dernek başkanlığı yaparak ve yaşadığı yerle hiçbir bağ hissetmemesinin Beykoz’a ne faydasının olacağını varın, siz düşünün.

Siyasi partilerin ve kamu yöneticilerinin hemşericiliği meslek haline getirenlere prim vermekten vazgeçmeleri de önemli bir etkendir. Seçim öncesi köy derneklerini gece gündüz ziyaret eden siyasiler acaba eski kaç Beykozluyu ziyaret etmiştir? Ettiklerini hiç duymadım. Varsa da yoksa da sözüm ona hemşeri kanaat önderi diye niteledikleri dernek mensuplarını ziyaret edip onu sosyal medyalarında paylaşmayı da marifet sanıyorlar.

Yani siyasiler hemşeri derneklerinden, hemşeri dernekleri de siyasilerden besleniyorlar.

Bu kısır döngü ne yazık ki büyükşehirlerimizi ve ilçelerimizi büyük bir köy yapmaktan ileri gidemiyor. Herkes büyükşehirlerde ki yaşadığı mahalleyi, Anadolu’dan geldiği köye dönüştürüyorsa ona sormazlar mı? “Niçin geldik. İstanbul’a.”

Dönelim yeniden Beykoz’a.

Elbette sivil toplum örgütü olan dernek yapılanmaları yaşadığımız yere katkı vermekle anlam kazanır. Yoksa şu kuruma “bizden biri”, şu partiye “bizden biri” demekle dernekçilik olmuyor bu. Bir de her yaz yapılan festivallerde belediyeden alınan katkı payı altındaki gelirlerle birilerinin nemalanması da hiç dernekçiliğe yakışmıyor.

Beni bilenler bilir, oldum olası Beykoz’un yararına olmayan dernek faaliyetlerine hep mesafeli yaklaşmışımdır. Hatta dernek mensuplarına, “derneğinizi Beykoz’un yararına işler yapacak bir derneğe dönüştürün” dediğimde yüzlerindeki şaşkınlığı hala hatırlarım.

Benim çocukluğumun Beykoz’unda hiçbir hemşeri derneği olmadığını çok net hatırlarım. Var olan yardım derneği türündeki birkaç dernekti. Kızılay, Yeşilay, Çocuk Esirgeme ve Beykoz Musiki Cemiyeti gibi.

Beykoz’da hemşeri dernekçiliğinin 1970’li yıllardan sonra artarak devam ettiği görülür. Bunun tabii ki, siyasi ve sosyolojik nedenleri vardır. Ve araştırılması da gerekir ancak, hemşeri dernekçiliğinin bugün geldiği nokta kaygı vericidir.

Acilen ve behemahal,  hemşeri derneklerimiz Beykoz’un yararını da önceleyen derneklere dönüşmelidirler. Yani yaşadıkları mahallenin sosyal yardım derneği veya çevre derneğine benzer bir yapılanmaya dönüşmeleri en doğru karar olacaktır. Yaşadığımız yerde nereden gelmiş olursak olalım. Hepimiz yaşadığımız yeri korumuş ve kollamış oluruz.

Böyle olursa, hiç kimse diğerine sen şuralısın, ben buralıyım diye parmak sallamaz hiç değilse.

Hemşerim nerelisin? Diye sorulan soruyu göğsümüzü gere gere Beykozluyum diyorsak bilin ki o zaman dernek ağalarına geçmiş olsun diyeceğiz.

Kalın sağlıcakla

Muharrem ERGÜL
Muharrem ERGÜL HAKKINDA

Aslen Kuzey Kafkas göçmeni. Aile Trabzon ve Ordu kökenli. Beykoz doğumlu. İlk, orta ve lise öğrenimini Beykoz’da yaptı. Yüksek öğrenimini Marmara Üniversitesinde tamamladı. Beykoz Paşabahçe Ortaokulu’nda Türkçe Öğretmenliği yaptı. (1980-1982) Ardından aynı okulda Müdür Yardımcılığı yaptı. (1983) Daha sonra müdürlük sınavlarını kazanarak; Beykoz Anadoluhisarı Ortaokulu Müdürü oldu. (1984) 1987 yılında kamu görevinden ayrılarak özel sektöre geçti. Birleşik Yayın Dağıtım Şirketi Genel Müdürü oldu. İki yıl bu görevi sürdürdü. Aynı görevine paralel olarak, Türkiye’nin ilk ve saygın kitap dergilerinden biri olan “KİTAP DERGİSİ’NİN” editörlüğünü yaptı. 1989 yılında dönemin Milli Eğitim Bakanı Avni Akyol’un davetiyle yeniden Kamu görevine döndü. Milli Eğitim Bakanlığı Müşavirliği yaptı. (1989-1991) Bakan değişiminden sonra Milli Eğitim Bakanlığı Devlet Kitapları Genel Müdür Yardımcılığına atandı. (1990-1993) 1993 yılında Beykoz Milli Eğitim Müdürü oldu. 1994 yerel seçimlerinden sonra İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı Özel Kalem Müdürü oldu. (1999) Ardından 2004 yılındaki yerel seçimlerde Ak Parti’den Beykoz Belediye Başkanlığı’na aday oldu. Yüksek oranda bir oy alarak “AK PARTİ’NİN” ilk Beykoz Belediye Başkanı seçildi. 2009 yerel seçimlerinde aday olamadı. 2010 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı Müşavirliğine atandı. 2012 yılından itibaren İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanlık Danışmanlığı görevini sürdürmüştür. Eğitimcilik ve yöneticilik dışında Uzun yıllar Kanlıca, Beykoz ve Anadoluhisarı kulüplerinde amatör ve profesyonel olarak futbol oynadı. Yine Beykoz’da birçok sivil toplum kuruluşunda kurucu olarak görev aldı. Yayınlanmış dört kitabı ve yüzlerce makalesi bulunmaktadır. Türkiye’de birçok belediyede yöneticilik dersleri verdi. Yurtiçi ve yurtdışında birçok seminer konferans ve panele katıldı. Halen Beykoz Üniversitesi Mütevelli Heyet Üyeliği yapmaktadır. Evli ve üç çocuğu bulunan Muharrem Ergül orta derecede İngilizce bilmektedir. Yaşadığı yer olan Beykoz’dan ve sokağından hiç ayrılmamış olup, Beykoz ve Beykozluluğu İstanbul ve İstanbulluluğuyla özdeşleştirmiş bir Beykoz çocuğudur.

YORUMLAR

2 adet yorum var

  1. Yüreğinize sağlık elleriniz dert görmesin başkanım ne güzel yazmışsınız. Ben de yıllardır aynı şekilde dile getiriyorum. Keşke herkes aynı düşünceye sahip olsa. Kendinize iyi bakın.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER