“Vallahi bıktık, billahi bıktık. Üslup aynen şöyle; “Bizden biri belediyede başkan yardımcısı yapılmadı. Bunu not ettik.” Bizden biri diye bahsedilen “bizim hemşeri grubumuz yani”.
”
Nerelisin hemşerim?
Vallahi bıktık, billahi bıktık. Üslup aynen şöyle;
“Bizden biri belediyede başkan yardımcısı yapılmadı. Bunu not ettik.” Bizden biri diye bahsedilen “bizim hemşeri grubumuz yani”.
Bunu kim diyorsa desin. Ayıptır, yazıktır, günahtır. Görev verilen Başkan Yardımcıları sanki uzaylı. Onlar da, hangi siyasi görüşten olursa olsun, “Beykoz’un çocuğuysalar, başımız gözümüz üzere” diyemedik vesselam.
İlla da bizim Beykoz’a göç ettiğimiz şehirden, kasabadan, köyden olsun da çamurdan olsun zihniyeti şehri köy yapmaktan öte hiçbir anlam taşımıyor.
Hiç tarzım olmamasına rağmen yazıya böyle bir giriş yapmak zorunda kaldım.
Çünkü şehirlerimizde yükselen ve dem be dem artan hemşericilik faşizminin gelecek nesillerimize nasıl zarar verdiğinin farkına varmamızı istiyorum.
Yanlış anlaşılmasın. Buradaki kastım, ata, dede toprağına olan bağlılık değil. Tabii ki köklerimizi hiç unutmayacağız. Amma velakin yaşadığımız şehri de, şehrimiz bileceğiz. Orada yaşayanları, şuradan gelenler, buradan gelenler diye ayırmaya başladık mı, her türlü ayrım bizleri tabiri caizse “parça pinçik” eder.
Dedesi Beykoz’da doğmuş, babası Beykoz‘da doğmuş, kendi Beykoz’da doğmuş, onun da çocuğu Beykoz’da doğmuş bir arkadaşımızın hala filanca ilin dernek başkanlığı yaparak ve yaşadığı yerle hiçbir bağ hissetmemesinin Beykoz’a ne faydasının olacağını varın, siz düşünün.
Siyasi partilerin ve kamu yöneticilerinin hemşericiliği meslek haline getirenlere prim vermekten vazgeçmeleri de önemli bir etkendir. Seçim öncesi köy derneklerini gece gündüz ziyaret eden siyasiler acaba eski kaç Beykozluyu ziyaret etmiştir? Ettiklerini hiç duymadım. Varsa da yoksa da sözüm ona hemşeri kanaat önderi diye niteledikleri dernek mensuplarını ziyaret edip onu sosyal medyalarında paylaşmayı da marifet sanıyorlar.
Yani siyasiler hemşeri derneklerinden, hemşeri dernekleri de siyasilerden besleniyorlar.
Bu kısır döngü ne yazık ki büyükşehirlerimizi ve ilçelerimizi büyük bir köy yapmaktan ileri gidemiyor. Herkes büyükşehirlerde ki yaşadığı mahalleyi, Anadolu’dan geldiği köye dönüştürüyorsa ona sormazlar mı? “Niçin geldik. İstanbul’a.”
Dönelim yeniden Beykoz’a.
Elbette sivil toplum örgütü olan dernek yapılanmaları yaşadığımız yere katkı vermekle anlam kazanır. Yoksa şu kuruma “bizden biri”, şu partiye “bizden biri” demekle dernekçilik olmuyor bu. Bir de her yaz yapılan festivallerde belediyeden alınan katkı payı altındaki gelirlerle birilerinin nemalanması da hiç dernekçiliğe yakışmıyor.
Beni bilenler bilir, oldum olası Beykoz’un yararına olmayan dernek faaliyetlerine hep mesafeli yaklaşmışımdır. Hatta dernek mensuplarına, “derneğinizi Beykoz’un yararına işler yapacak bir derneğe dönüştürün” dediğimde yüzlerindeki şaşkınlığı hala hatırlarım.
Benim çocukluğumun Beykoz’unda hiçbir hemşeri derneği olmadığını çok net hatırlarım. Var olan yardım derneği türündeki birkaç dernekti. Kızılay, Yeşilay, Çocuk Esirgeme ve Beykoz Musiki Cemiyeti gibi.
Beykoz’da hemşeri dernekçiliğinin 1970’li yıllardan sonra artarak devam ettiği görülür. Bunun tabii ki, siyasi ve sosyolojik nedenleri vardır. Ve araştırılması da gerekir ancak, hemşeri dernekçiliğinin bugün geldiği nokta kaygı vericidir.
Acilen ve behemahal, hemşeri derneklerimiz Beykoz’un yararını da önceleyen derneklere dönüşmelidirler. Yani yaşadıkları mahallenin sosyal yardım derneği veya çevre derneğine benzer bir yapılanmaya dönüşmeleri en doğru karar olacaktır. Yaşadığımız yerde nereden gelmiş olursak olalım. Hepimiz yaşadığımız yeri korumuş ve kollamış oluruz.
Böyle olursa, hiç kimse diğerine sen şuralısın, ben buralıyım diye parmak sallamaz hiç değilse.
Hemşerim nerelisin? Diye sorulan soruyu göğsümüzü gere gere Beykozluyum diyorsak bilin ki o zaman dernek ağalarına geçmiş olsun diyeceğiz.
Kalın sağlıcakla
Aynen katılıyorum sayın Başkanım 👏👏👏
Yüreğinize sağlık elleriniz dert görmesin başkanım ne güzel yazmışsınız. Ben de yıllardır aynı şekilde dile getiriyorum. Keşke herkes aynı düşünceye sahip olsa. Kendinize iyi bakın.