Talip ERCAN
  • 14/09/2021 Son günceleme: 14/09/2021 10:14
  • 4.659

Beykoz İlginç bir ilçe genç nüfus sayısı da fazla yaşlı nüfusu da… Ortadaki kesim her ikisine göre biraz daha az gibi…

Beykoz’da bir zamanlar ailelerin iç içe yaşadığı, aynı mahallede akrabaların yan yana yaşadığı yıllar vardı… Diyeceksiniz ki şimdilerde de örnekleri var…

 

Maalesef kendi anne babalarımız da dahil aileler bazında öyle sorunlar yaşanıyor ki? Yaşayacak ev, daire olmadığı için ilçe dışına çıkan hatta il dışına çıkan bir kesim var… Yaşları 70’in üzerinde birçok anne-baba var… Bunların sağlık sorunları ve de özellikle Alzaymır Hastalığının artık daha da duyulur tanınır olması dikkatlerden kaçmıyor.

 

Biz de Annemizde aynı durumu yaşıyoruz… Bu hastalığın muhatabı olan hastanın yıllardır ikamet ettiği evinden alınıp kendi oğlunun kızının yanına gitmesi de sorun, çünkü her ne kadar alzaymırın etkileri yoğun yaşansa da Allah tarafından affedersiniz tuvaletin yerini unutmuyorlar.

 

Dedik ya tuhaf bir durum bu yaşlılardaki hastalık halleri… Alzaymır olayı ise her bir aşamasında ayrı, ayrı üzüntü verici durumlar yaşatmakta. Evinize alsanız kendi evini istiyorlar, kapıyı açık buldular mı hemen dışarı kaçıyorlar. Mutfakta ocak, fırın çalışsa tehlike, elektrik fişleri, prizlerini elleme alışkanlıkları var.

 

Haydi kendi kaldığı evinde bakım olsa aile ikiye bölünüyor… Çünkü gecesi gündüzü olmayan bir hastalık bu. Kimi zaman saatlerce uyumaktalar kimi zaman ise uyumayı bırakın oturmuyorlar bile. Hep kendi annemden örnekleme yapıyorum ya 2 ay önce bana kalma sırası geldiğinde tam 16 saat ayakta dolaşan 81 yaşındaki bir anne… Ne yapsanız, ne etseniz oturamıyorsunuz… Kimi zaman da 48 saate yakın uyuma hallerini de söylemek isterim.

Alzaymır Hastalığı toplumda çok görülmeye başlandı, eskiden bunadı, aklı gitti derlerdi yaşlı bu türden vatandaşlara, şimdilerde adı alzaymır oldu.

 

Hadi diyelim karı-koca çalışıyorsunuz, ya da ufak çocuklarınız var… Bir de çocuk haline gelen anne-babalar…bu kez dışarıdan bu tür hastalara bakan çalışan arıyorsunuz, maalesef Türk Vatandaşları bu işe rağbet etmiyor, gariban diyorsunuz onlar bile gelmiyor yüksek rakam da verseniz. Bu tür insanlar zaten Beykoz’da oturuyorsa karşıda, karşıda oturuyorsa bu yakada dileniyor ve de hatırı sayılır bir parayı da cebe indiriyorlar duygu sömürüsü ile.

 

Gelelim işin sektörüne… Türk cumhuriyetlerinden vatandaşlar bu işte piyasayı ele geçirmiş… Şu anda alzaymır ve farklı hastalığın muhatabı olmuş insanların bakımı en düşük 2500 liradan başlıyor, 5 binlere kadar uzanıyor. Bu söylediğim de hani yatalak halde olanları kapsamıyor bile…

 

Tamam birini buldunuz, evde kamera sistemi de var… İyi başlayıp iyi götüreni hiç görmedik, biz 5 ya da 6.bakıcı ile çalışıyoruz. Bunlarda sene dolmadan zam isteme hastalığından tutun da izi günümü ben belirlerim, yıllık izin, yok resmi evraklarım diye istediği günde izne gitmekteler.

 

Örneğin siz karı-koca hafta içi çalışıyorsunuz annenize babanıza bakan bakıcı tutup Cumartesi izne çıkıp Pazar günü dönmek istiyor. O yorgun hal ile hayda anne-babaya geçme durumu.

 

Bu işte dediğim gibi Türkmenler başta olmak üzere diğer Türk Cumhuriyeti çalışanları, Gürcüler ve Tatarlar, Ermenilerden çalışanlar çok var.

 

Hani toplumda konusu geçer ya şu gariban, bu düşkün, bunun üç kuruşa muhtaç hali var, nedense 24 saat evde kalmalı yediğin önünde yemediğin ardında, ne elektrik ne su, ne doğalgazda tasarrufu kullanayım diyeni yok… Bulunmuyor… Aynı paraya asgari ücrete insanlar inim, inim inlerken beleşe, yardımlarla geçinmeye alışkın tonlarca insan var. İşte bu yüzden Bakım Hizmeti sektörü yabancıların elinde istediği gibi at koşturuyorlar.

 

Bugün spor dışında farklı bir konuya kendi yaşadıklarımızdan da örnekleme ile bakış açısı getirdik. Bu da şu gerçeği ortay çıkarmakta ki Alzaymır Bakım Yerleri, Hastaneleri mutlak surette yapılmalı ve Beykoz’da bunun için uygun bir yer.

 

Maalesef insanlarımız el alem ne der diyerekten bu konuyu gündeme taşımak istemez… Üzerine kilit vurup giden çok kişi var arka sokaklarda, tenha kuytu mahallelerde yaşayan…

 

Beykoz’da da bu konun muhatabı olan çok aile var yukarı tükürsek bıyık, aşağı tükürsen sakal misali bir sorunlar yumağı var. Eskiden hele 30-40 yıl öteye gidelim aile reisi bey çalışır, anne hem günlük işler, çocukların ve yaşlı anne babaların bakımı ile uğraşır giderdi.

 

Ya şimdilerde? Bir kere birlikte yaşayacak evler kalmadı, kendi evlerine alsalar çalışmaktalar, dışarıdan bakıcı tutsalar onların bir dediğini iki etmeme halleri, az yüz göz olsan farklı haller, sürekli zam talepleri, sızlanmaları… Kendi ülkelerinde üç kuruşa mahkûm yaşamak zorunda kalanların ülkemizde 103 kuruşa tenezzül bile etmez halleri…

 

Değerli okuyucularım, takipçilerim bu gün spor dışında toplumdaki bir yaraya değindik… Spor haberlerimiz zaten her gün yayında… İnanıyorum ki bu yazıyı okuyan birçok arkadaşım, okuyucumuz aynı durumdan dert yanacak… Yorumlarını da bekliyorum

Yazarın Yazıları