Talip ERCAN
  • 22/04/2020 Son günceleme: 22/04/2020 14:29
  • 5.397

Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de Koronavirüs Hadisesi sosyal yaşama fazlası ile etki etmeye devam ediyor. Birçok işyeri çalışmalarına ara verdi, ya da satış olmadığından kapatmaya başladı… Her gün tıka basa otobüsler, vapur ve diğer ulaşım araçları ile işlerine giden binlerce Beykozlu var, bu süreçte onlardan da birçok iş kaybı yaşayanlar oldu. Yüce Allah sıkıntıda olana yar ve yardımcı olsun.

Beykoz ilçemiz geniş bir emekli kesimini de bünyesinde barındırmakta… Allah’tan vakti zamanında bugün yaşayanların baba ve dedeleri evleri kondurmuş, hatta birkaç kat olan da çok… Yani işini kaybedenlerin bazıları anne-babaları ile aynı apartmanda kira vermeden oturmakta ki bu kesim biraz şanslı… Anne-babalarının emekli maaşları ile mutfakta yapılan çorbadan bir kase de kendilerine düşebilmekte, ya kirada oturanların hali ne olacak? İş yok, para yok, birkaç ay sabredilse de sonrasında eski ya da yeni işlerine gidebilecekler mi, iş bulabilecekler mi meçhul…

Şu yaşananlarda alınacak çok mesajlar var ki birçok kişi de alacak gibi… Bir kere çalışır durumda iken, işimiz gücümüz var iken mutlak surette kenara zor günler için bir birikim yapılmalı… "Yahu borç harç geçiniyoruz ne birikimi…” diyenler olacaktır, o halde koronavirüs günlerini düşünün, ne sıkıntılar yaşadık…

Son yıllarda iyiden iyiye tüketici toplumu olup çıktık, her hangi bir markete gittiğimizde ihtiyacımız olan alacaklarının yanında bir o kadar da anlık, ihtiyaç olmayan abur cuburu doldurmakta idik… Bunların bir ay içindeki dağılımı, rakamı bir hayli tutmakta… Mesela elimizde kullanmaya devem edilecek bir telefon varken, yeni çıkanlarına hücum edip alınmakta idi, evler tencere, tava, tabak, çata-bıçak takımı dolu iken çok mağazalı işletmelere açılış anlarında sıraya girip ekstradan gereksiz alımlar yapılmakta idi.

Neyse bu konuda yazılacak o kadar çok şey var ki tam bir tüketici toplumu olup çıkmış idik, bir bela bir musibet bin uyarıdan evladır derler eskilerimiz, işte zor günlerde bir top tuvalet kağıdını arar hale geldik…

Gelelim işin spor kulüpleri boyutuna, moda ya da klasikleşmiş bir tabir olacak ama “Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak…”  önümüzdeki sezon birçok kulüp liglere katılıp katılmamayı, katılsa bile 78 ayrı yaş grubu takımı ile değil, bir iki kategoride katılmayı tercih edecek gibi… Spor Kulüplerinin gelirleri yok ki para nereden bulunacak, ilçemizde sadece birkaç kulübün gelir getiren yerleri var…

İsmi amatör ancak cismi ile profesyonel bir mantığa bürünen Amatör Liglerde artık o uçuk transfer ücretlerinin sonu gelecek gibi… Özellikle bu süreç sonrasında altyapı takımları büyük önem kazanacaktır diye düşünmekteyim. Düşünün İstanbul Süper Amatör Ligde 40-50 Bin Liraya sezonluk anlaşma yapılan futbolcular vardı. 10 futbolcudan hesap edilse hadi 300 bin lira diyelim gerekmekte idi…

Niye 10 futbolcu diyorsun derseniz, diğer isimler sırtları sıvazlanan, sen bizim altyapımızdan çıktın, sen bizim semttin adamısın deyip cüzi rakamlara ikna edilen futbolcular olmakta. Onlar da işimiz, okulumuz burada daha iyi teklif veren takımlar olsa da yol çilesine değmez diye düşünmekte idiler….

Her sezon semtindeki, mahallesindeki kulüplere yardımcı olan görünür ve gizli kahramanlar bulunmakta idi… Şimdi işler bozulduğundan, bazıları işyerlerini kapamak zorunda kaldığından kendi başının çaresine bakmak zorunda olduğundan yardımlar kesilecek… Eskiden kulüp için birisinden yardım istendiğinde vereyim 100-200 lira bizim de katkımız olsun diyenler o rakamları kendi ceplerinde bile göremez oldular.

Sözün özü altyapısı olmayan takımlar liglere bile zor girecek gibi…bu durum belki de yıllardır güven duyulmayan burun bükülen bu futbolcu kardeşlerimiz açısından da bir şans haline gelebilir. Kulüpler bütçelerinin 10’da biri ile kadrolar kurmaya mecbur olduklarından ellerindeki rakamları onlara aktarmak zorunda kalacak. Falanca bir takımın kadrosundaki 20 futbolcunun 15’ini ilçe içi ve dışından değişik takımlardan transfer etme hali ortadan kalkacak. Düşünün Abdürrahim Albayrak gibi bir isim bile kulüplere amatör şubeleri kapatalım önerisi sunuyorsa anlı şanlı kulüpler bunu onaylama haline gelmiş ise vay amatör kulüplerin haline…

Bu süreçte benim önerim ne mi olacak? Diyeceğim o ki gelin bu ilçenin lokomotifi olan Beykoz 1908 Takımını üst liglere atalım…onca kulübümüz  A Takımları ile lige katılacağına bu sezon altyapı liglerinde mücadele etsin, en iyi futbolcularını Beykoz 1908’e versin, dışarıdan da birkaç takviye oyuncu ile Beykoz 1908’e odaklanalım ve profesyonel liglere atalım…Beykoz 1908 bunu ne zaman başarırsa diğer kulüpler de aynı kulüpler sırası ile aynı yöntem ile üst liglere atılabilir.

Bu arada bir jestte Beykoz Belediyesinden bekleyen binlerce Beykoz Sevdalısı var… Gelin şu sahildeki kulüp binasını Beykoz Kulübüne geri verelim, tapusu, hakkı sizde olsun tamam, kullanma hakkını verelim… En alt katına Beytaş işletmesini açabilirsiniz… Buradan sağlanacak gelirin yüzde beşini bile kulübe aktarılsa kendi kendini çevirmeye başlar Türk Sporunun Asırlık Çınarı… Bu zorlu süreçte Beykozlular bu konuda Beykoz Belediyesi ve Başkanı Murat Aydın’dan moral olacak bir jest beklemekte. 

Yazarın Yazıları
Yorumlar (0 Yorum)

Bu içeriğe yorum yapılmadı, yorum yapmak ister misin?

Yorum Yaz