Kader GÜR
  • 08/07/2021 Son günceleme: 08/07/2021 09:12
  • 6.711

Son zamanlarda ortaya çıkan yapılaşmanın başlattığı tartışmaların dışında kalmayı başaran Beykoz’un cazibesi her geçen gün artıyor.

İstanbul’un ilçeleri arasında henüz gelişim sürecini tamamlayamayan Beykoz’da beklentilerin şekli her gün değişiyor.

 2B sorunun çözülmesiyle hem ekonomik hem de psikolojik olarak rahatlayan Beykoz halkı henüz hedefine ulaşamadı. Burada bir şeye dikkatinizi çekmek istiyorum. Yıllarca tapu mücadelesi verip, daha sonra devlete 10 lira vermek istemeyenlerin, tapusunu aldıktan sonra 10 lira veremediği yerini 100 liraya satması Beykoz’u rant kapısı olarak görenlerin iştahını kabarttı. Beykoz İstanbul’un en pahalı konutlarının olduğu ilçe haline geldi. Oysa ki bu günleri gören Yücel Çelikbilek, her fırsatta Beykozlulara ‘yerlerinizi satmayın’ uyarısı yapıyordu.

Geldiğimiz noktada Beykoz kabuk değiştirdi. Daha doğrusu Beykoz uçtu gitti. Ülkenin içinde bulunduğu ekonomik şartlarında etkisiyle Beykoz şiştikçe şişti. Beykoz artık bizim gibi emeğiyle geçim mücadelesi verenlerin elinden çıkmıştır. Beykoz’un eski halini hatırlayacak olursak, emekli kenti, Anadolu kasabası tanımını yapıyorduk. Ama bugün bu olgunun değişmesi için korkunç girişimler yapılıyor. Vatandaşta bunu fark etmiş ki, kendisine lütuf gibi sunulmaya çalışılan girişimlere aldırış etmiyor.

Yani herkes değerlendirmesini kendi imkanları doğrultusunda yapıyor. Önceliklerimiz her gün değişiyor. Beykoz’da dün öncelikli olan imar planlarının bir sonraki gün öncelik olmaktan çıktığını görebiliyorsunuz. Neden mi? Bunun birçok nedeni var. Vatandaş, çıkacak olan imar planlarının kendi işine yaramayacağını, ancak güçlü inşaat şirketlerini kalkındıracağını düşünüyor olabilir mi? Ya da vatandaşın ekonomik sıkıntıları var, imar planlarını düşünecek mecali yok. Ya da istikrarsızlık nedeniyle kandırıldığını düşünüyor. Yok, yok… Beykoz Belediye Başkanı Murat Aydın’ın Beykoz’da yaptıklarına bakarak, ‘bu Beykoz’da benim yerim yok’ diye mi aklından geçiriyor.  Her ne sebeple olursa olsun, vatandaş ciddi biçimde gelecek kaygısı taşıyor.

Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum Beykoz’a geldi. Beykoz Belediyesinde temasları oldu. Kendisine yapılan çalışmalarla ilgili bilgi verildi ve Murat Kurum Beykoz’da basın toplantısı düzenledi. Bu durum Beykoz’da çok rastlanan bir durum değildir.

Murat Kurum Beykoz halkının hassasiyetine göre planlanmış birkaç müjde verdi. Çavuşbaşı ve Görele Mahallelerinin imar planlarının onaylandığını, Gümüşsuyu Karlıtepe Mevkiinde çalışmaların devam ettiğini, Tokatköy’de zemin artı 4 kat olarak projenin ihalesini yapacaklarını, Beykoz Çayırı’nın yeşil alanının artırılarak Millet Bahçesi olacağını açıkladı. Ve bu açıklamalar TV’lerden yayınlandı. Ama gel gör ki, bizim Beykoz halkında tık yok.

Vatandaş artık bu gibi açıklamalardan heyecan duymuyor. Acaba bu açıklamaların kendisi için yapılmadığını mı düşünüyor?

Öyle düşünüyorsa da çok haksız sayılmaz. Çünkü vatandaşımız 300-400 metrekare yerinde her hangi bir inşaat yapamayacağını yavaş yavaş kavramaya başladı. Bana imar konusuyla ilgili, bir gelişme var mı diye soranlara, ‘oturun oturduğunuz yerde ne kadar otursanız o kadar sizin için kardır’ diyorum.

Hazırlanan imar planlarıyla ilgili kısmen de olsa bilgi alıyoruz, aldığımız bilgilerin bizim vatandaşımızın beklentileriyle örtüşmediğini görüyorum. Ondan ziyadesi, günümüzde geçerli olan yapılaşma modellerinin getireceği ek külfeti bizim gibi sabit gelirli insanların kaldırabileceğini asla düşünmüyorum

Beykoz’da 2B kanunu çıktıktan sonra yapılan binalara bakıyorsunuz daire fiyatları 2 milyondan başlıyor. Böyle bir ekonomik döngü sizce kime hizmet ediyor. Bize hizmet etmediği kesin, ancak bize ameleliğin yolunu açıyor. Milyarların döndüğü Beykoz’da bizim gibi insanlara da inşaat işçiliği düşüyor.

Yazarın Yazıları