Murat Aydın’dan Beykoz’u sarsacak açıklamalar
Yerel seçimleri kaybettikten sonra hiçbir açıklama yapmayan, Beykoz Belediyesi eski Başkanı Murat Aydın ilk kez Dost Beykoz’a konuştu. Aydın, “siyasi parti değiştirmek doğru bir şey değil” dedi.
Beykoz’da son iki yıla yakın süreci değerlendiren Murat Aydın çarpıcı açıklamalar yaptı. Dost Beykoz Yazarları Kader Gür, Süleyman Çalık, Şenel Ustabaşı ve Erdal Öztürk’ün sorularına yanıt veren Murat Aydın, Özlem Vural Gürzel’in AK Parti’ye geçişini de değerlendirdi.

31 Mart’la ilgili gerekli yerlere konuştum
31 Mart 2024 Yerel Seçimlerine yönelik ilk kez konuşan Murat Aydın, “31 Mart’tan sonrasıyla ilgili düşüncelerimi teşkilat içerisinde konuştum. Hem Genel Merkez hem il teşkilatı bu konuyla ilgili toplantılar yaptı. Bizleri davet ettiler. Ben orada düşüncelerimi zaten söylenecek yere söyledim.” ifadelerine yer verdi.
Beykoz’da parti potansiyelini muhafaza ettik
Kamuoyuna söylenecek bir şey yok. Seçimi kaybetmişiz. Millet bizi destekledi. Teşekkür ediyoruz sağ olsun. Çok da güzel oy verdi. Parti potansiyelini muhafaza etmek üzerine birkaç puan da olsa oy alabilmek güzel bir şey. Ama kaybetmek kötü bir şey, kaybeden adam olmak istemezdim. Fakat yüzde 45 oy aldık o fırtınaya rağmen. Ben Beykoz halkına müteşekkirim, bana 5 yıl hizmet etme imkânını vermiş.

Bizim için sürpriz oldu kaybetmek
Hakikaten İstanbul’un en güzel ilçesine arkadaşlarımla beraber beş yıl hizmet etmişiz. Arkasından, Anadolu yakasının en yüksek oyunu vererek bu sefer kırmızı kart göstermiş. Yeter demiş. Milletin sözünün üzerine söz söylenmez. Bizim için sürpriz oldu kaybetmek.

Kaybetme psikolojisinin tanımı var mı sizde?
Kaybetmek güzel bir duygu değil. Ama hayatın gerçeği, bir de ilk defa da kaybetmedim.
Ben 1991 yılında da milletvekili adayıydım… O zaman da kaybettik. Ve kendim de aday olmamıştım. AK Parti kaybediyor… Seçimi kaybetmese de seçimlerden beklentinin altında oy aldığı zamanlarda oldu.
Ayağa kalkabilmek için ayakta olmamak lazım. Yani düşmüş olmak lazım. Düştüğün zaman da çok fazla hasar almaman lazım, yani düşmüş olmak ayağa kalkabilme iradesini ortaya koyabilmenin başlangıcı.
Siyasette, Beykoz’da belediye başkanı olayım, öyle bir düşüncem kesinlikle yok. Arzu ederdik ki, Beykoz’da başlayan işler devam etsin. Beykoz’da 5 yılda biz 15 yıllık hizmet demiştik. Fazlası da oldu. Hakikaten fazlasını bile gerçekleştirdik. O trendin devam etmesini arzu ederdik. Benim sağlığım açısından sıkıntılı olabilirdi, çok yorulurduk.

Beykoz çok şey kazanacaktı
Tek üzüntüm o hizmetlerin devam etmiyor olması. Biz, Beykozluyla beraber Beykoz için bir ufuk belirlemiştik. O yolda yürünmesi en çok arzu ettiğim bir durumdu. O tarafına üzülüyor insan. Yani Beykoz çok şeyler kazanacaktı. Beykoz halkına müteşekkirim. Beykoz tarihinin en yüksek 2. oyuyla kaybettik. Ona rağmen gitti.
Misyon devam ettiriliyor olsaydı o hizmet çizgisi, o gayret o motivasyon devam ediyor olsaydı Beykoz açısından güzel olurdu. Onun olmayışı insanı üzüyor tabii ki.

Beykoz’da bayrağı CHP’ye devrettiniz, bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Cumhuriyet Halk Partisi’nin talihsizliği mi, şanssızlığı mı? Bizim şansımız mı artık? Ama milletin şanssızlığı, talihsizliği bence. Ana Muhalefet Partisi’nin umut vaat etmiyor olması bu ülke için ciddi bir kayıp. Beykoz’da da aynı şeyi yaşadık.
Seçimden hemen sonra şu kadar milyar borcu var diye pankartlar asıldı. Şöyle söyleyeyim. Belediyenin borcu olur mu? Evet olur. Alacağı da olur. Biz kar kurumu değiliz, hizmet kurumuyuz. Belediye halkın yaşamını kolaylaştıracak, onu mutlu edecek hizmetler yapar. Bizim 1 milyar 100 milyon borcumuz var. 2023 sonu itibariyle 1 milyar 200 milyon alacağımız var… Yani bir gelir gider dengesi var. O şekilde bırakmışız.
Gelen yönetim rutini devam ettirse taş taş üzerine koymasına gerek yoktur. Rutini devam ettirse bir hizmet beklentisi insanlarda yok ki. Yani insanlarımız rutin devam etsin diyor. Zaten hizmeti çok öncelemiş olsaydı seçimde farklı bir sonuç çıkardı.
İş yapmama düşüncesiyle bahane üretmek bakımından 3 milyar 600 milyon lira borcumuz var diye olmayan hayali bir şeyi ortaya koydu. Bu, ‘ben iş yapmayacağım, hizmet üretmeyeceğim’ niyetidir. Ben borç bahanesine sığınacağım noktasında bir çıkış yaptı CHP.

Ama o süreçte bırakın rutini devam ettirmek hep geriye gitti. Yani tesisler çalıştırılamadı. Rutin belediyecilik hizmetleri yapılamadı. Personel maaşı ödemekte problem yaşandı. İçeriye girilmesini gerektirecek olumsuz bir sürü eylemlerin içerisine girildi. Birbirlerine şikâyetler vesaireler.
Ya Beykoz’un böyle bir şeyle anılmasını ben içime sindiremiyorum doğrusu. Yani böyle olmaması lazımdı. Yani o ilk çıkış, şu kadar borç var. Yani bir bahane üretme meselesi.
Maalesef Cumhuriyet Halk Partisi yönetimindeki belediyelerin birçoğunda yapılan yanlışlar bunlar.
Geçmişin hesabını zaten millet sormuş ki, seni seçmiş getirmiş oraya, geçmişteki başkanı seçmemiş. Seni seçmiş getirmiş. Hesap sorulmuş. Sen, ‘o hesap sorulmuştur, biz önümüze bakıyoruz’ de. Yürü millete umut ol… Tamam, belediyenin borcu varsa vatandaş hesabı kesti. Biz gittik.

CHP’ye yapılan yolsuzluk operasyonlarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
O yargıdaki bir konu. Millet değerlendiriyor. Siyaseten yapıldığı yok hayır. Yani bunlar zaten birbirlerine ihbar etmişler. Konuşmak doğru değil yargıda. Bekleyeceğiz.
Siyasetle ilgili şu anda kafanızda ne var?
Murat Aydın Allah nasip etti 25 yıl İstanbul’un 2 tane güzel ilçesinde milletin verdiği yetkiyle hizmet ettik. Bu güzel bir onur, belediye başkanlığı çok uzun sürdü. Ticareti belediye başkanlığıyla beraber sürdüremedik. Onu bırakmak zorunda kaldım. Şimdi ben Kocaeli’de Sağlık ve Teknoloji Üniversitesi’ne haftada bir gün gidiyorum, fotoğrafçılık derslerine giriyorum. Fotoğrafçılıkla ilgili üniversitede eğitim veriyorum. Hem de üniversitenin mütevelli de icra kurulundayım.
Bize bir şey söylenirse geri durmayız
Beykoz’u İstanbul’u ve Türkiye’yi yaşamaya vaktim olmaya başladı. Rabbim sağlık verirse davet edildiğimiz yerlere gidiyoruz. Yani bilgimizi, deneyimimizi, bulunduğumuz ortamlarda paylaşıyoruz. Yeni şeyler öğreniyorum. Sağlığımız olursa böyle devam ederiz.
Ama ülkenin yarınlarıyla ilgili bir şey yapmak, bir söz söylemek bir adım atmak talep edildiğinde de tabii ki o konuda biz geri durmayız. Onu da söylemek lazım ama şu halimden memnunum.

Parti değiştirmek doğru bir şey değil
Şimdi tekrar AK Parti misyonu inşallah Beykoz’da yeşeriyor. O beni mutlu ediyor. Normalde parti değiştirmek doğru bir şey değil. Ama benim gördüğüm kadarıyla Özlem Hanım, başkan vekilimiz sıkıştı. Bulunduğu yerde hizmet etme şansını bulamadı. Ya siyasetten ayrılacaktı veya hizmet etmek için böyle bir adım atacaktı. O da siyasete devam etme yolunu tercih etti. Normalde bu parti değiştirme konusu çok sıcak karşılanmaz.
AK Parti misyonu Beykoz’da yeşeriyor
Ama benim açımdan baktığımda AK Parti misyonunun Beykoz Belediyesi’nde yeşermesine imkân sağlayan bir ortam oluştuğu için ben mutluyum. Umuyoruz ve inanıyoruz ki Özlem Hanım da çalışır, kendini halka kabul ettirir. AK Parti iklimini ne kadar çok teneffüs ederse o kadar halka hizmet edebilir. Başarılı olabilir diye inanıyorum. O iklimi içselleştirmesi ve o iklimi belediyede idari kadroda yeniden inşa etmesi, oluşturması gerekir. Onu yaptığı zaman başarılı olacağına inanıyorum. Beykoz için umarım iyi olur. Başlangıç iyi oldu, bitişi de iyi olur temennimiz.
Arzumuz Özlem Hanımın devam etmesinden yanadır
Yani 2 – 3 yıl sonra seçim zamanı geldiğinde milletin aklına gelen isim olur. Yani, Özlem Hanım yine belediye başkanı olarak devam etsin dedirtebilirse, demek ki başarılı olunmuş olacak. Bizim de arzumuz odur. Beykoz halkı onu diyebilsin. Onu diyebilmesi demek ki güzel işler yapıldı. Güzel bir gönül bağı kurmuş diyebiliriz o zaman.

Bundan sonra Beykoz’un neresinde olacaksınız?
Biz belediye başkanı olarak doğmadık. Nasıl gideceğimizi de Allah bilir. Yarına çıkar mıyız? Çıkmak mıyız? Biz faniyiz. Beykoz yürür. Yani gençlerin içerisinden öyleleri çıkar ki bizim arzumuz da odur zaten. Bizlerden daha ileri çıksın. Yani yarınlar daha emin ellerde olsun. Ben yıllarca zaten siyaset yapmışım. Belli makamlarda olmuşum. Benim bir makamda olmama gerek yok. Sağlığım el verdiği sürece bu misyonun bu ülkede devam etmesini arzu ederim. Zalimin karşısında olmayı arzu ederim. Güzelliğin hâkim olması için ben bulunduğum ortamda yapabileceğim ne varsa onu yapmaya çalışırım. İlla partinin bir organında ya da seçilmiş olarak falanca noktada olmama gerek yok. Mazlumun yanında olalım. Ülkenin birliği, dirliği, beraberliği için mücadele edelim. Kucaklaşalım.
Türkiye’nin en çok ihtiyacı olan şey o. Oyun yeniden kuruluyor. Bu oyun kurulurken bizim o masada olmamız lazım. Onun için en büyük güç kucaklaşma. İşte CHP’lisinin, AK Partilisinin, A Partilisinin, B Partilisinin kucaklaşması lazım. Bundan daha büyük bir güç yok. Türkiye’de o ayrışma iklimi var.
Şimdi bak biz Beykoz’dayız. Dünyanın gözü o Boğaz’da değil mi? İstanbul’da değil mi? Şimdi bütün oyun yeniden kurulurken, taşlar dağıtılmışken, biz burada oyun kurucu olamasak da, etkili bir aktör olmamız gerekmez mi? Bu nasıl olacak? Siyasetle olacak yani. Toplum hayatının içerisinde olarak olacak. Ama bu illa da tanımlanmış bir pozisyonda olmakla olmuyor.
AK Parti Özlem Hanıma güveniyor mu?
Bak ben ana prensip olarak ne diyorum parti değiştirmek doğru bir iş değil normalde. Ama bak bütçesi bile çıkarılmadı. Kendi arkadaşları bile aleyhte oy verdi. İki yol vardı önünde. Ya siyasetten çekilmek, devam ediyorsa da iktidar partisiyle devam etmek gibi iki seçeneği vardı. 29 Mayıs’taki törenlerde gidip Cumhurbaşkanı’nı karşılaması müspet bir sinerji aldı herhalde. Bir şey oldu sığınacak liman olarak gördü, yani siyaseti bırakmayı göze almadı. Burada da hizmet edebilirim diye düşündü. Bizim arzumuz başarılı olması.
Özlem Hanım sizinle istişare etti mi?
Ben ilçe başkanımızla o süreçte Özlem Hanım’a sahip çıkması noktasında görüşmelerim olmuştu. Yol yürünürken ne olabilir? Oraları bilen, Beykoz’u belediyeyi bilen birisi olarak ne olabilir konusundaki düşüncelerimi ilçe başkanımızla paylaştım.
İlçe başkanımız da bunu Özlem Hanım’a da aktarır mısın? Ben de olabilir, uygundur. Beraber olursak birlikte aktarabiliriz. İlk geldiği zaman Beykoz halkının AK Parti tabanının kendisini sahiplenmesinde katkısı olacağını düşünerek hem sosyal medya platformunda bir paylaşımda bulundum. Hem de gittik, “hoş geldiniz” dedim. Düşüncelerimi kendisiyle paylaştım. Hepsi o kadar.
Şimdi arkasından Murat Aydın belediyeyi yönetiyor. Zarar vermesin diye ben belediyeden özellikle uzak duruyorum. Özlem hanımın gölgede kalmaması lazım. Biz orada beş yıl belediye başkanlığı yaptık. Neticede başarılı da bir süreç yaşadık. Şimdi orada Özlem Hanım var. O kendi aklıyla, kendi kafasıyla yönetmesi lazım orayı. Bizim tecrübelerimizden yararlanmak istediğinde zaten telefonumuz var. Arar, sorar, eder, gider. Yani o noktada da bildiklerimizi paylaşmaktan imtina etmem. Ben o süreçte ilçe başkanının yanında, ilçe başkanıyla birlikte genel düşüncelerimi paylaştım.

Parti yöneticileri yeni bir başkan arayışına girmemesi lazım
O süreçte kendisine, ‘burada önümüzdeki seçimlerde hem Beykoz halkının, hem de parti yöneticilerimizin yeni bir başkan arayışı içerisine girmemesi lazım. Akla gelen isim sizin olmanız lazım. Sizin başarılı olmanız lazım. Başarılı olursanız da süreç sizi oralara götürür, oralara taşır. Bizim de arzu ettiğimiz gönlümüzden geçen bu olur’ dedim.
Benim partimin genel başkanı bir karar vermiş. Biz o kararın Beykoz’da sahiplenilmesi için elimizden gelen adımları attık. Yani halkın benimsemeyeceği olumsuz işler olursa da üzülürüz. Üzülmek de istemem doğrusu. Ama müdahil olmam.

Muhammed Hanefi Dilmaç ve Murat Aydın?
AK Parti’nin orada ilçe başkanı var. İlçe Başkanı kim ise ben ona sahip çıkarım. İlgili organlarından karar çıkmış, seçimler yapılmış. Birini sevsem de sevmesem de ilçe başkanlığı yapmışsa olumsuz düşüncem olursa ilgili yerlerde paylaşırım. Ben ilçe başkanıma sahip çıkarım. Bariz bir yanlış varsa da ben sokakta da konuşmam. İlgili yerlerde onu gündeme getiriyorum.
Yedi yıllık bir Beykozlu olarak iç kavgaların içerisinde olmak istemem… Yıllarca belediye başkanlığı yapmışız.
Hanefi Başkanımız Belediye Başkanı olmak istemiştir
Tamam, Hanefi Başkanımız belediye başkanı olmak istemiştir. Olamamıştır. Üzülmüştür. Süreçte ben kendisiyle birkaç kez teşebbüste bulundum olmadı. Görüştüğümüz oldu, görüşemediğimiz oldu. Yani neticede partimiz bize adaylık müracaatımız yoktu ama şartlar bizim aday olarak devam etmemizi gerektirdi. Şimdi seçimi de kaybettik mi?

Ben sorumlu aramıyorum
Seçimde niye kaybettik? Falancının, filancının onun yüzünden değil, Murat Aydın’ın yüzünden kaybettik. Neticede aleyhte çalışanlar yok muydu? Evet, tabii ki vardı. Onların aleyhte çalışmasını engelleyecek adım atmam lazımdı. Demek ki başarılı olamamışım. Ya ben niye dışarıda sorumlu arayayım? Yok oydu. Yok, buydu demek doğru değil ki. Sorumlu varsa ben aynaya bakıyorum. Benim sorumlu.
Dolayısıyla ben başarmalıydım. Geminin kaptanı benim. Büyük fırtınalar vardı, gemi içinden çok dışındaki şartlar son derece zordu. Ama o zorluklara rağmen gemiyi limana çekmem lazımdı.
Tamam, rekor oy aldık. Güzel oy aldık. Kaybettik, onurlu kaybettik yani. Parti potansiyelini üç puan üzerinde oy almışız. Yok, Hanefi Dilmaç’ın yüzünden oldu. Yok, bilmem kimin yüzünden oldu. Yok, öyle bir şey, sorumlu benim.
AK Parti’nin Türkiye’de metropolde en uzun süre belediye başkanlığı yapmış birisi olarak ben rakip mantığıyla kimseye bakmam… Ben niye rakip gözüyle bakayım? Niye dalaşayım? O bana tavır yaptı… Telefonla aradım çıkmadı… Görüştüğümüz yer oldu tabii ki… Ya olmasa iyi olurdu. Sorumlusu o değil. Yani sonuçta birileri tavır koyuyorsa onu da ikna etmek benim görevim. Ya evine gidecektim, kovalayacak hali yoktu yani. Evine gitmedik yani. Gitmemiz lazımdı.
Özkan Ayduğan 1 Nisan sabahı tek başına mıydı?
Öyle bir psikoloji içerisine girmiş olabilir bir insan yani. Seçim kaybetmişsin. Ama doğru bir ifade değil. Parti büyük şehirlerde, ilçede seçimi kaybedince gerek bürokratlar, gerek halk benim için partiye gelmedi kimse. Aynı şeyi söylüyoruz. Tabii öyle yani iktidarda değilsen millet sana gelmez.
Ben ticaret yapmıyorum. Nereden param olacak? Ben bireysel menfaat, ne yakın akrabamla, ne kendimle ilgili öyle bir şeyin içerisinde hiç olmadım. Çünkü dua ettim beni korudu Allah. Biz oraya, ilçemize sahip çıktık.