Siyaset ilginç bir mecra. Zor bir alan. Ama herkese göre değil. İlkeli olanlar için zor, ilkesiz olup eğilip bükülenler içinse oldukça kolay bir mecra. Herkesin bir tarzı var. Kimini beğenir kimini beğenmeyiz. Bu da doğal bir seleksiyon.
Yerel siyasetin dinamikleri genelden biraz daha farklı. Ülkemizde insanlar yerel siyasetle biraz daha yakından ilgileniyorlar ki bu da normal.
İlçemiz Beykoz’da da durum böyle. Mart 2019 seçimleri öncesi adaylar belli olduğunda, özellikle AK Parti’nin adayı üzerinden çok tartışma yapıldı. AK Parti teşkilatları da kendi içinde bunu tartıştılar. En nihayetinde “cumhurbaşkanımız böyle takdir ettiyse yapacak bir şey yok’’ deyip seve seve kabullendiler.
Seçim bitti ve Sn. Murat Aydın seçimi kazandı, bir kere daha tebrik ediyorum. Beykozluların iktidar partisinin mensubu olmasının da beklentisi ile sorunlarına çözüm getireceğini inandılar ve desteklediler. Çözüm getirir ya da getirmez bunu zaman gösterecek. Bu konuda yorum yapmayacağım. Bekleyip göreceğiz her şeyi.
Beykoz’u Beykozlular mı daha iyi yönetir, dışarıdan gelenler mi? sorusu da zaman içerisinde cevap bulacaktır.
Bir süredir Beykoz yerel siyaseti üzerinden yürüyen bir tartışma var. “Murat Aydın ekibini Beykoz dışından kurdu. Bu yanlış, böyle rezalet olur mu?” vs gibi tartışmalar, belediye şirketi Beyyap’ın başına getirdiği 20 yıl boyunca yakın çalışma arkadaşı olan bir isim üzerinden aldı başını gidiyor. Murat Aydın seçim çalışmalarında demişti ki “dışarıdan adam getirmeyeceğim ya da az kişi getireceğim” sözü üzerinden yürüyor tartışmalar. Seçim öncesi bu söylemini de olağan karşılıyorum. Ne de olsa zafer giden yolda bu ülkede her şey “mübah”
İtiraz eden beyler, bayanlar, ak parti teşkilatları, ilçe başkanı, kadın ve gençlik kolu mensupları; bu itirazlarınız komik. Kendinizi kandırırsınız ancak. Zira sizler itiraz edeceğiniz dönemde, yani başkanın adı açıklandığında ya da açıklanmadan hemen önce yapacaktınız bunları. Bu aşamada ki bu tutumunuzun realite ile hiçbir ilgisi yok. Sayın Hanefi Dilmaç, siz meclis listesini Murat Aydın’a neredeyse hiç inisiyatif kullandırmadan yaparken bu günlerin geleceğini, hesabın denkleştirileceğini hiç düşünmediniz mi? Karşınızda il başkan yardımcılığı yapmış, ömrünü siyasete vermiş, Türkiye’nin 1. sınıf ilçelerinden birisi olan Zeytinburnu’nda aralıksız 20 yıl belediye başkanlığı yapmış ve Türkiye yerel siyasetinde az görülen bir yöntemle 5. Dönemi için Beykoz’a gönderilmiş bir siyasetçi var. Karşınızda yaşı ve siyasi tecrübesi çok olmasına rağmen gencecik bir il yöneticisi geldiğinde dahi ayağa kalkarak ceketini ilikleyen ve “başkanım hoş geldin” diyen, teşkilatlarını el üstünde tutan, bir dediklerini ikiletmeyen, meclis üyelerini dinleyen, onlarla dertleşen, personelini daima kucaklayan ama tüm bunlara buna rağmen sizlere yaranamamış bir Yücel Çelikbilek yok. (Yaradan rahmeti ile muamele eylesin)
Belediye yönetimi başarısız olduğunda insanlar sorumluluğu parti ilçe başkanına ve parti yöneticilerine yükler mi? Asla. Kime yükler? Tabii ki belediye başkanına. Beyler kusura bakmayın ama bunca tecrübesi olan bir siyasetçi bu sorumluluk yükü ortadayken kuracağı ekibi size sormaz. Sormaması da doğal. Yıllardır birlikte çalıştığı, denediği, bilgisine ve sadakatine güvendiği insanlar varken onları tercih eder. Sizin hatır gönül olsun diye önereceğiniz insanları tercih edip çuvallamak istemeyeceği gerçeğini sizler de gayet iyi biliyorsunuz. Ben de fabrikalarıma çalışma arkadaşı seçerken bu kriterlere dikkat ediyorum ki, bu çok ama çok doğal. Belediye başkanı da sorumluluğu olan bir nevi patrondur sonuçta.
Biraz önce belirttiğim gibi belediye başkanının dışarıdan olmasını kabullendikten sonra, kadrosu üzerinden eleştiri yapılması komik kaçıyor. Hiç direnmeyin, buradan bir şey çıkmaz. Seçim öncesinde olduğu gibi tabi olun gitsin. İlçe başkanı, teşkilatı vs. seçilmiş belediye başkanı ile teraziye konulduğunda her zaman hangi tarafın ağır bastığını siz de çok iyi biliyorsunuz.
Çatışmayın!.. Size düşen küçük mutluluklarla avunmaya çalışın. Bırakın adam işini yapsın. Gerçi bıraksanız da bırakmasanız da adam zaten işini yapıyor ve bunu siyasetin gereği olarak, size sormadan yapıyor. Çünkü bu işin sevabı da günahı da ona ait. Başarısız olursa Beykoz halkına ve cumhurbaşkanımıza hesabı verecek o. Sizler değilsiniz.
Bence, Murat Aydın haklı beyler! Herkes işine baksın. Dağılabilirsiniz…
