Mısır ve Türkiye

Mısır'daki Hüsnü Mübarek'in "gidişini" hazırlayan Halk İsyanlarına destek veren bir örgüt…Hasan el-Benna tarafından 1928 yılında İsmailiye'de kurulan, İslâmiyet eksenli bir parti.Başkent Kahire'den yalnızca 1 buçuk saat mesafe uzaklıkta yer alan İsmailiye ilinde, modern bir İslam toplumunun kurulabilmesi için Kur'an ve Sünnet kılavuzluğuna dönülmesini isteyen bir anlayışla kuruldu. Yalnızca Mısır'da değil, Ürdün, Tunus, Cezayir gibi ülkelerde de tanınıyor, biliniyor ve destek buluyor.

Müslüman Kardeşlerin kurucusu Hasan el-Benna, 1949 yılı Şubat ayında öldürüldü.Benna'nın ölümüne 'gözyumduğu' konusunda dönemin Mısır Hükümeti ise yoğun eleştiri aldı. Hasan el-Benna, yazdığı eserlerde, emperyalizme karşı milli bir hareket oluşturulmasını ve Müslüman milletlerin İslâm ilkelerine dayanan birliğini savundu. Aynı zamanda Tarık Ramazan'ın da (Tarıq Ramadan) dedesiydi.

Tarık Ramazan, Mısır kökenli İsviçre vatandaşı olarak 1962'de Cenevre'de doğdu.İslamofobi (İslâm korkusu, Müslümanlara karşı beslenen önyargılar) ve Avrupa'da yaşayanMüslümanlar ile İslâm Hukuku, İslâm etiği konularında eserler verdi. Dünyanın en saygın üniversitelerinden birisi olan Oxford Üniversitesi'nde Şarkiyat Enstitüsü'nde görevliÇağdaş Bilimler Profesörü… Tarık Ramazan, 2004 yılında ABD Hükümeti tarafından çalışma vizesi iptal edilse de başta muhalif-akademisyen Noam Chomsky olmak üzere pek çok entelektüel tarafından kararın kınanması üzerine, 2010 tarihinde ABD'ye girmesini engelleyen yasak kaldırıldı.

Seyyid Kutub, UNESCO'nun çeviri kitap veri tabanına göre, çevrili 171 eseriyle Türkçe'ye en çok çevirisi yapılan yazar. Mısırlı düşünce adamı Seyyid Kutub, edebiyatın kaynak olarakİslâm'ı alması gerektiğini savundu. Müslüman Kardeşler ile 'düşünce farklılıkları' olsa da ilişkilerini hiç kesmedi. Birçok kez Müslüman Kardeşler üyesi olduğu için hapis yattı. Son tutuklanmasında ise 21 Ağustos 1966'da hakkında idam kararı verildi. Sadece 8 gün sonra29 Ağustos 1966'da idam edildi. Son sözleri ise şöyleydi:

"Eğer Allah kanunu ile mahkûm edilmişsem ben Hakk'ın hükmüne razıyım. Eğer batıl kanunlarla mahkûm olmuşsam ondan çok daha üstün bir düşünceye sahip olduğum için batıldan ve münafıklardan merhamet dilemem. Allah'a şükürler olsun ki on beş sene cihad ettikten sonra bu mertebeye ulaştım. Ben Allah yolunda yaptığım iş için asla özür dilemem. Namazda Allah'ın birliğine şehadet eden parmağım asla bir tağutun (Türkçesi: Haddini aşan mahlûk) hükmünü onaylayan tek bir harf bile yazmayacaktır"

Cemal Abdül Nasır Hüseyin, Mısırlı asker ve devlet adamı. Devrimci, milliyetçi ve sosyalist bir lider olarak tanımlanıyor. Mısır'daki köklü değişimlerin mimarı… Hür Subaylar Hareketiolarak bilinen askeri erkânla birlikte, Mısır Kralı Faruk'u tahttan çekilmeye zorladı. 1953 yılındaMısır'da Cumhuriyet'in ilan edilmesinde önemli bir rol oynadı. Kendisi gibi bir asker olanMuhammed Necib'in ardından Mısır'ın 2. Cumhurbaşkanı seçildi. 28 Eylül 1970'de geçirdiği bir kalp krizi sonucu yaşamını yitirdi.

Enver Sedat, Mısır'ın 3. Cumhurbaşkanı. İsmi Enver Paşa'ya atfen verildiği söylenir.İsrail ile masaya oturarak, meşhur Camp David Sözleşmesi’ni imzaladı. Bu anlaşmaya göreİsrail, Sina Yarımadası'nı Mısır'a geri verdi. 1978 yılında Nobel Barış Ödülü'ne layık görüldü. 1981 yılında aşırı muhafazakâr Yüzbaşı Halid el-İslâmbûlî ve 8 arkadaşı tarafından gerçekleştirilen suikastla öldürüldü. Halid el-İslâmbûlî ve 3 arkadaşı kurşuna dizilirken, diğer4 kişi asılarak idam edildi.

Enver Sedat'tan sonra Muhammed Hüsnü Said Mübarek geldi ve tam 20 yıl Mısır'ı yönetti. Ardından karışıklıklar ve Müslüman Kardeşlerin de destek verdiği protestolar sonucunda Mübarek devrildi, yerine Muhammed Mursi İsa el-Eyyat geldi. Şimdi ise protestolar sonucunda yine bir askeri darbe gerçekleşti, Mursi devrildi. Mısır’daki gelecek ise şimdilik belirsiz.

Darbelerin savunulacak bir yanı olmaz, olamaz. Peki, neden mi yazının başlığını "Mısır ve Türkiye" koydum? Şunun için:

Mısır, Türkiye'nin geçmişte geçtiği yollardan yürüyor. Yukarıdaki isimlerle benzer nitelikte olaylarımız; üç aşağı beş yukarı benzer karışıklıklarımız ve acılarımız, bizim de olmuştur. AncakMısır’ın bizden bir farklılığı vardır. Önemli bir eksiklik diyelim:

“Mısır'dan bir Recep Tayyip Erdoğan -henüz- çıkmamıştır!”

Mısır'ın tek talihsizliği budur.

Kader Gür HAKKINDA

1972 yılında Rize’nin Güneysu ilçesinde doğdu… Eğitim hayatını orada tamamladı… Ortadoğu ve Avrupa ülkelerine yapmış olduğu birçok seyahatinde çeşitli araştırmalar yaptı. Libya, Cezayir, Tunus, Fas, Beyrut, Suriye, İtalya, İspanya, Rusya, Romanya, Bulgaristan ve Yunanistan gibi ülkelerde seyahatleri sırasında Türkiye ile ticari ilişkiler üzerinde çalışmalar yürüttü. Kader Gür, Refah Partisi Gençlik Kollarında siyaset yaptı. 1997 yılında Sağlık Bakanlığı bünyesinde kamuda çalışmaya başladı. 1997 yılında Akit Gazetesinde, Recep Tayyip Erdoğan’ı konu alan bir makalesi nedeniyle 28 Şubat aktörleri tarafından soruşturmaya tabi tutuldu. Daha sonra Recep Tayyip Erdoğan’ın Pınarhisar Cezaevi’nde başlatmış olduğu parti çalışmalarına Beykoz’da destek verdi. Partinin kuruluş aşmasında aktif rol oynadı. AK Parti Kurucu Beykoz İlçe Başkanı Dr. Ahmet Hulusi Batu, Salim Kararmaz ve Adem Sefer’in basın danışmanlığını uzun yıllar yürüttü… 1998 yılında yazmaya başladığı Recep Tayyip Erdoğan’ın siyasi hayatını konu alan, “Esaretten Zirveye” isimli kitabı 2002 yılında yayınlandı. Kader Gür'ün yine kendi yazılarından oluşan 2 kitabı bir de Yayın Yönetmenliğini yaptığı toplamda 4 kitabı raflardadır. Beykoz Rizeliler Derneği’nin kurucuları arasında da yer alan Gür, halen Beykoz Polis Hizmetlerini Koruma Derneği Yöneticisidir. Kader Gür, Anadolu Yakası Gazeteciler Derneği ve Yüzüncü Yıl Gazeteciler Derneği üyesidir. 2024 yılında kamu çalışma hayatını sonlandıran Gür, evli ve 3 çocuk babasıdır… Kader Gür, yine 2002 yılında bir araya geldiği arkadaşlarıyla Dost Beykoz’u kurdu.