Çetin ÜNLÜ
  • 25/04/2017 Son günceleme: 25/04/2017 14:23
  • 4.969

MHP'de parti içinde kaynayan kazan, referandum sonrası adeta taştı.

Parti'den istifalar ardı ardına gelirken, MHP yönetimi ise, referandum sonucunu başarılı buldu.

Çok aşikârdır ki; Bundan önce 14 seçim kaybeden Bahçeli, bu seçimlerde resmi olarak ne kadar kazanmış gözükse dahi, referandumun kaybedeni olmuştur...

Geride bıraktığımız referandum da, MHP'de hatırı sayılır bir kitle 'hayır' oyu kullanarak Bahçeli'ye olan tavrını net bir şekilde ortaya koymuştur. İstatistiklere ve anket şirketlerinin yaptığı değerlendirmelere bakıldığında bu oranın % 80 ila % 90 arasında olduğu söyleniyor. Dolayısıyla oranlar ne olursa olsun, asıl önemli olan MHP tabanının Bahçeli'nin çağrısına uymayarak 'artık yeter' dediğidir.

18 yıllık Bahçeli'nin liderlik dönemine bakıldığında MHP'nin elle tutulur tek başarısı 1999 seçimlerinde koalisyon hükümetinde olan iktidar ortaklığıdır. Zira DSP, MHP ve ANAP koalisyon hükümeti 3,5 yıl sürmüş ve başarısız bir hükümet dönemi ardından, halkımız MHP'yi bir sonraki seçimde baraj altı bırakmıştır.

Buradan, Edirne’den Kars’a kadar tüm ülküdaşların beynini kurcalayan soruları birbirlerine sorması gerektiği zaman, bu zamandır…

Ortada ciddi bir başarı yoksa şayet bazı ülkücülerin, Bahçeli'ye olan mahkûmiyeti nedendir? Dünya da başarısız olan tüm liderler bir iki seçim kaybettiğinde istifalarını verirken, partinin başında durabilmeyi başaran Bahçeli'nin hüneri veya hünerleri nedir?

Bana bir parti lideri söyleyin ki, kendi partilileri tarafından 'artık git' sloganlarına maruz kalırken, öte yandan da AK Partili seçmenler tarafından sahip çıkılarak, her platformda destek görmesin. Bu nasıl bir ironik durumdur. Yoksa MHP tavanı mutasyona uğrayarak AK KURT olmuşta, bu eksen kaymasından MHP tabanının ve kamuoyunun mu haberi yok!

Bunun izah edilir, elle tutulur bir tarafı yoktur. Bu ülkücülere has bir durum mudur? Yoksa Bahçeli liderliğindeki MHP, bu yönüyle tarih mi yazmak istemektedir?

Dolayısıyla parti yönetimine yapılan tüm eleştiriler hiç bir şekilde dikkate alınmazken, başarısızlık adeta karşı söylemlerle kahramanlıklara dönüştürülmektedir. Bahçeli'nin parti içinde yarattığı travma ülkücüleri ciddi anlamda ayrıştırırken, kardeşi kardeşe düşman etmiştir.
 

Bu hangi ülkücülük anlayışına sığar?

MHP'nin kalesi olarak bilinen Adana, Manisa ve Mersin gibi büyükşehirler başta olmak üzere 'Hayır' oylarıyla Bahçeli'ye referandumda anlamlı bir mesaj verirken, bu şehirler de bir daha seçim kazanılamayacağı açıkça ortada değil midir?

Bugün seçim yapılmış olsa MHP'nin barajı geçemeyeceği, hatta çok düşük bir oy alarak hayal kırıklığı yaşatacağı gerçeğini bu yönetim bilmiyor mu?  Kanımca, çok ama çok iyi biliyorlar...
Hepsi ceylan derili koltuklarda Bahçeli'ye olan vefalarından dolayı son dönemlerini yaşıyorlar...

Lakin Perşembenin gelişi, Çarşambadan belli olur... Nitekim MHP'nin bugün içinde bulunduğu durumu her MHP'li üç aşağı beş yukarı görmektedir... Burada asıl olan Balgat'ın bu gerçeği göremeyip MHP'yi işin içinden çıkılmaz bir çıkmaza doğru götürmesidir.

Kimse AK Parti oylarından medet umarak 'biz başarılı oluruz' ayaklarına yatmasın... Hangi AK Partili, kendi Reisi dururken, MHP'ye oy verir... Daha doğrusu niye versin!
Velhasıl MHP'yi iyi günler beklemiyor... Bahçeli'nin yapacağı en güzel ve son hamle şu olmalıdır. Partiyi herkesin isminde mutabık kalacağı bir isme teslim edip, siyasete noktayı koymasıdır. Bunu yaparsa bundan sonraki dönem de en azından ülkücülere son bir iyilik yapmış olur.

Kalın sağlıcakla…

Yazarın Yazıları