Ekrem VANLI
  • 08/02/2014 Son günceleme: 20/07/2013 00:11
  • 13.266

Müslüman ülkelerdeki mezheplerin coğrafi dağılımına ve son dönemde cereyan eden bölgesel gerilimlere kısa bir göz atmak, durumun vahametini görme açısından önemli ipuçları vermektedir.

Öyle görünüyor ki bölge, stratejik açıdan küresel güçlerin ilgisini çektiği sürece, bölgesel sorunlar devam edecek ve coğrafi ve siyasi yönlerden stratejik bir konuma sahip olan Türkiye başta olmak üzere, bölgedeki bütün ülkeler bu sorunlardan payına düşeni almaktadır.    

İslam düşünce tarihinde ortaya çıkan mezheplerin tamamı, içinde doğup geliştikleri toplumun ve dönemin sorunlarına çözüm üretme refleksinin bir neticesi olarak çıktığını söylemek mümkündür.

Mezheplerin oluşumuna kısaca bakarsak;

Mezhep bakımından ilk kırılma Sıffin Savaşından sonra hakem olayı üzerine ortaya çıkar. Muaviye taraftarları mızraklarının ucuna Kur'an sayfaları taktıkları zaman Hz. Ali saflarından bir güruh ''Biz Kuran'a kılıç çekmeyiz'' der ve savaşı bırakmaya zorlarlar. 

Aynı toplum, Hz. Ali'yi hakem tayin ettiği için küfürle itham ederek, onun saflarından ayrılırlar ve Harura denilen yerde toplanırlar. Sıffin Savaşının, Sünni-Şii ayrımının oluşmasında büyük etkisi olmuştur. İslam tarihinde mezheplerle ilgili ilk kırılma bu şekilde başlamıştır.    

Mezhepler;

Mezhebler önce 2'ye ayrılır; 1 - Fıkhî mezhebler, 2 - İtikâdî mezhebler...

Fıkhî Mezhebler 4'e ayrılır:
1 - Hanefî mezhebi, 2 - Mâlikî mezhebi, 3 - Şâfiî mezhebi, 4 - Hanbelî mezhebi.

İtikad hususunda mezhebler başlıca 3’e ayrılır, fakat iki hak mezheb vardır:

1. Ehl-i Sünnet mezhebi, (Mâtüridiyye Mezhebi ve Eş'ariyye Mezhebi.)

..Diğerleri ehl-i sünnete aykırıdır. (İşte bu aykırılıktan, SİYASİ çatışmalar çıkmaktadır. Yoksa DÖRT HAK MEZHEB ve Ehl-i Sünnetteki Eş’ari ve Mâtüridi aralarında herhangi bir çatışma olamaz.) 

İşte aykırı olanlar:

2. Ehl-i Bid'a mezhebi. Ehl-i Bid’a içinde hasene olanlar bulunmakla beraber, SEYYİ’E olanları, siyasi ve çatışma sebebidirler.

3. Ehl-i Dalalet mezhebi. Bahailik ve Şia'nın bazı kolları ile birlikte Durzilik örnek olarak gösterilebilir. Bunların Allah'a, Peygamber'e ve Ahirete İman konusunda Sapkınlığa düşmüşlerdir. Mesela Bahailer kurucularının ilah olduğunu iddia eder, namazlarını onun öldüğü (!) eve doğru kılarlar... 

Mezhep Sorunlarına Ortadoğu Penceresinden de Bakmak Gerekmektedir; 

Sınır komşumuz olan ve iç savaş halinde olan Suriye'de; Alevi nüfustan oluşan kadroların, askeri ve istihbarat kurumlarının kilit pozisyonlara atanması Esed rejimi ile halk arasındaki Sünni ve Şia ayırımını derinleştirmiştir. Arap baharı başladığı zaman Esed rejimi, alevi kadroların bürokraside kilit noktalarda bulunması sebebiyle, Alevilerin etrafında kenetleneceği ve diğer halkın sisteme boyun eğeceğini düşünerek aynı stratejiyi uygulamaya devam etmiştir. 

Yaşanan savaşın merkezinde mezhepler olmakla beraber, ülkenin diktatörlük rejimi ve baskılarıyla yönetilmesi de önemli sebebidir. Suriye'nin durumunda ki en önemli parametresi olan İran, Alevilere destek verip, finansman sağlarken Körfez devletleri de muhalif Sünnileri desteklemektedir. Suriye bu guruplar arasındaki çekişmeden dolayı parçalanma ile karşı karşıyadırlar. Suriye maalesef mezhep farklılıklarından ve ötekileştirilmelerden dolayı 2 ayrı kutup noktasına ayrılmıştır. 100 binden fazla insanın (birçoğu ise maalesef masum sivil halktır) canını kaybetmesiyle ile sonuçlanmıştır. 

Türkiye'de İse; 

Suriye’de olayların başladığı andan itibaren Türkiye’de etkin olan Baas lobisinin de çabalarıyla, Türkiye’yi mezhep savaşına çekmeyi hedefliyor. Bazı Alevi vatandaşlarımızın evlerinin işaretlenmesiyle başlayan ve İstanbul’da cem evi yakma girişimiyle devam eden süreç, son olarak Hatay’da yapılan Baas rejimine destek eylemleriyle hız kazandı. 

Hatay’da Esad rejimine destek veren bir kısım Alevilerle, Sünni vatandaşlarımızı ve mülteci kamplarında kalan Suriyeliler karşı karşıya getirilmeye çalışılıyor. Kamplarda kalan mültecilerin kentte huzursuzluk çıkardığına yönelik yapılan karalama haberlerin ardından, Hatay’da düzenlenen eylemlerde Baas rejimine destek açıklamalarının yapılması kirli planın amacını gözler önüne sermiştir. Suriye’de yaşanan çatışmaları mezhep savaşına dönüştürmek isteyenler Türkiye’yi de bu savaşın içine çekmeyi planlıyorlar...

Ülke olarak bu oyunlara gelmemeliyiz...

Mezhepler ile ilgili islam alimlerin söylediği bazı sözler;

Bediüzzaman Said-i Nursi Hz.: Hakikat namazında kıblen, dört mezhep olsun.  İmam-ı Rabbanî Hazretleri: Mezhepten ayrılmak ve mezhepsiz olmak ilhad, yani küfürdür. Dört mezhepten birini terk eden, boynundan İslam ipini çıkarmıştır.

İmam-ı Şafi Hazretleri: “İmam-ı Azam Ebu Hanife’nin görüş ve içtihadını beğenmeyene Allah-u Teâlâ lanet etsin! Çünkü bütün müctehidler, İmam-ı Azam Ebu Hanife’nin çocukları hükmündedir.”

Yazarın Yazıları