A. Raif ÖZTÜRK
  • 25/09/2023 Son günceleme: 25/09/2023 12:41
  • 1.821

Öncelikle, nice sevdiklerimiz kavuşamamışken, bizleri bu seneki MEVLİD-İ NEBÎ (Hz. Muhammed’in doğumu) haftasına kavuşturan Yüce Rabbimize sonsuz ŞÜKÜRLER ediyoruz.

Malumunuz, 16 Eylül-15 Ekim arası, Rabiülevvel ayıdır ve âlemlere Rahmet olan Efendimizin doğumu da Rabiülevvel ayının 12. gecesidir. Bu mübarek haftayı ve geceyi huşû içinde İHYÂ (yaşatma) adına, ilginç ve ibretlik bir kıssayı takdim etmek istiyorum.

Zamanın birinde bir hanım bütün sene boyunca hazırlıklar yapar, Rebi-ül Evvel ayı geldiğinde "bu ay Peygamber(sav) Efendimizin doğduğu aydır" diyerek, bu ayda mevlitler okutur, Kur'an'lar okutur ve ziyafetler verirmiş.

Onun da Yahudi komşusu merak ettiği için, Yahudi eşine soruyor:

“Bu Hanım her sene NİÇİN bu ayda böyle ikramlar veriyor?” Deyince, eşi kültürlü ve bilgili olduğu için, şöyle cevap vermiş:

-“Onların inandıkları Peygamberlerinin doğduğu aydır bu ay! Bu aya hürmeten, bu ayda Kuran’lar okutur, ziyafetler verir”. Bu cevap hanımın çok hoşuna gitmiş.

-"Ay ne kadar güzel bir âdet" diye geçirmiş içinden.

Yahudi Hanım o gece rüyasında, komşusunun o ziyafetine gittiğini görür ve kapıdan girer. Bakar ki içeride Kur'an'lar okunuyor, yemekler yeniyor. Bu ulvî manzara Yahudi hanımın çok hoşuna gider. Hayran hayran bakarken, o anda içeriye yüzü Güneş gibi parlayan, arkasında da yüzleri ay gibi parlayan bir takım insanlar girer.

Onlara şaşkınlıkla ve hayranlıkla bakarken, en arkadan gidenin koluna yapışır.

-"Siz kimsiniz?" diye sorar.

O zât, şöyle cevap verir:

-“Önden giden ahir zaman Nebisi Hz. Muhammed Mustafa'dır (sav). Bizler de onun sahabeleriyiz.” Yahudi kadın merakla tekrar sorar:

-“Burada ne işiniz var”, diye sorunca cevap:

-“Bu Hanım her sene Rasûlullâh'ın doğduğu aydır diye hürmet ederek, bu ayda Kuran’lar okutup, ziyafetler verdiği için, Peygamber Efendimizde her sene memnuniyetinden dolayı, bizi de alır bu evi ziyarete geliriz" deyince Yahudi Hanım'ın çok hoşuna gider.

Ve tekrar sorar:

-"Ben de böyle ziyafetler versem, bana da gelir misiniz?”

Cevap: 

-"Bunu ben bilmem, en öndeki Râsûlullah'a (SAV) sor" der.

O Hanım koşarak ön tarafa gider ve heyecanla sorar:

-“Ya Muhammed! Ben de böyle ziyafetler versem, bana da gelir misiniz?"

Efendimiz Hz. Muhammed, "Evet, fakat BİR ŞARTLA"buyurur. Kadın:

-"Nedir efendim şartınız?" deyince:

-"Müslüman olmalısınız" buyurunca, Yahudi hanımı orada Kelime-i şehâdet  getirerek Müslüman olur.

O heyecanla kadın uyanıverir. Bakar ki evinin içi Nur içerisinde kalmıştır. O ana kadar hiç önemsemediği sabah ezanını, gözyaşları içerisinde dinler.

Günün ilk saatlerinde:

-"Şu Bey evden bir an önce çıkıp gitse de ben de bir an önce ziyafet hazırlıklarına başlasam" diye düşünürken, eşi çıkmaya hazırlanmış, tam kapıdan çıkacakken geriye döner:

-"Hanım hanım, yarın akşam vereceğin ziyafet için ne lâzımsa söyle de alayım" der.

Hanımı şaşkınlıkla bakar ve hayretler içinde; "Ââaa, sende mi?" diye bağırır.

-"Evethanımım, ben de senin gece gördüğün rüyanın aynısını gördüm. Ben de Müslüman oldum...

Evet, dostlarım, meşhur bir kıssa olduğu için detayına girmiyorum…

Şimdi biz düşünelim:

Sadece; “Rabiülevvel ayında Hz. Muhammed hatırına yemek yedirene, evine misafirler davet edip ikramlarda bulunana özenerek, AY NE KADAR GÜZEL BİR ÂDET”cümlesi bile, öyle bir ailenin önce Rasûlullah Efendimizi rüyada görmelerine, sonra Müslüman olmalarına, neticede develerinin Rasûlullah Efendimiz ve Ashabı tarafından ziyaret edilmesine vesile oluyor. Demek ki bu ay, bu kadar çok önemlidir.

Gerçi Yahudi ailede doğdukları için, onların bir nevi fetret avantajları var.

 

Fakat bizler de; ümmeti olma şerefine nail olduğumuz Hz. Muhammed’e hürmeten, bu ayda elimizden geldiği kadar hayır ve hasenatlarla, Kur’ânlarla zikirler yaparak, ikramlar ve infaklarla bulunmalıyız.

Ta ki Yüce peygamberimiz, ashabıyla beraber bizim de evlerimizi TEŞRİF eylesin…

 

Hiç olmazsa, O’nun SAV Ümmeti olduğumuzu te’yidve ispat edelim… Vesselâm.

Yazarın Yazıları