Akciğer kanseri tedavisi gören tiyatro ve sinema dünyasının usta isimlerinden Metin Serezli, dün Beykoz’daki evinde hayatını kaybetti.
Bir çınar daha devrildi... Türk tiyatrosuna yarım asırdan fazla emek veren Metin Serezli hayata veda etti.
Eşi Nevra Serezli, aktörün vasiyetini ise şöyle açıkladı: "Öldüğünde anma töreni yapılmasını istemedi. Teşvikiye Camii'nden kaldırırsınız beni" diyordu. Ölümüyle sanat dünyasını yasa boğan usta oyuncu için eşi Nevra Serezli, “Mutlu bir yaşam sürdü, hak ettiği değeri gördü” dedi.
Tiyatro ve sinema dünyasının usta isimlerinden Metin Serezli, dün Beykoz’daki evinde hayatını kaybetti. Bir süredir akciğer kanseri tedavisi gören 79 yaşındaki sanatçının ölümü, sanat dünyasını yasa boğdu. Eşi Nevra Serezli, sanatçı için “7 Mart’ta 45’inci senemizi kutlamıştık, 10 Mart’ta kaybettik. Son anlarında şuurunu kaybetmedi. Rahat nefes alamıyordu, sonra kalbi durdu” dedi.
VASİYETİ: ANMA TÖRENİ İSTEMİYORUM
Oyuncu, Serezli’nin ölümünün ani olduğunu söyledi: “Çok ani oldu, kanser eritip bitirmeden gitti. 2,5-3 senedir kanserle mücadele ediyordu.” Birbirlerini çok sevdiklerini belirten Nevra Serezli, “Metin sanat hayatında hak ettiği değeri gördü. Hep istediği işleri yaptı. Sahnede mutluydu. Çok zengin bir yaşam sürdü. Oğullarının mürüvvetini gördü, torunlarını gördü, mutlu bir aile yaşamı vardı” diye konuştu.
Serezli ayrıca eşinin anma töreni yapılmamasını vasiyet ettiğini açıkladı: “Kesinlikle anma töreni yapılmamasını vasiyet etti. ‘Teşvikiye Camii’nden kaldırırsınız beni’ diyordu. Cenazesi salı günü (yarın) Teşvikiye’den kalkacak.” Taziyeleri evine kabul eden oğlu Murat Serezli de “Uzun zamandır tedavi görüyordu. Son bir ayda rahatsızlığı ilerledi, bu sabah (dün sabah) saatlerinde hayatını kaybetti. Annem metanetli olmaya çalışıyor” dedi.
SAHNE EMEKTARI
1934 yılında İstanbul'da doğan Metin Serezli, Serez Müftüsü Fethullah Efendi'nin torunuydu. Üniversite yıllarında Hukuk, Gazetecilik, Sanat Tarihi gibi bölümlerde okudu. 1954'te İstanbul Üniversitesi Gençlik Tiyatrosu'nda amatör olarak oyunculuğa adım attı. Bir yıl sonra Dormen Tiyatrosu'nun ilk oyunu olan Papaz Kaçtı'yla, ilk kez profesyonel olarak sahneye çıktı.
1957 yılında kendinden 6 yaş büyük Nisa Serezli'yle evlendi. Çift, 1966 yılında boşandı.
Sinemaya 1958 yılında Ayşe Çilesi adlı filme adım attı. 50'den fazla yapımda oynadı. Seslendirme de yapan sanatçı, birçok Yeşilçam jönüne ses verdi.
Dormen Tiyatrosu'nun yanısıra Genar Tiyatrosu, Gülriz Sururi-Engin Cezzar Topluluğu, İstanbul Tiyatrosu ve Altan Erbulak'la kurduğu Çevre Tiyatrosu'nda ter döktü.
200'DEN FAZLA OYUN
1960 yılında sergilenen Sokak Kızı İrma'daki Nestor rolüyle büyük beğeni topladı.
Dini Müesseseler Müdürlüğü'nden emekli babası Esat Bey, 1963 yılında öldüğünde, Metin Serezli henüz 29 yaşındaydı.
7 Mart 1968 günü meslektaşı Nevra Şirvan'la Dormen Tiyatrosu'nda nikâh masasına oturdu. İmza attıktan üç saat sonra Paramparça adlı oyunu sergilemek için sahneye çıktılar. 1 yıl sonra baba oldu. Oğluna Esat Murat adını verdi.
80'li yıllara kadar aralarında Papaz Kaçtı, Ben Bir Fotoğraf Makinesiyim, Taşra Kızı, Borusunu Öttüren, Altın Yumruk, Hayvanat Bahçesi, Güzel Bir Gün İçin, Bit Yeniği, Paramparça, İttihat ve Terakki, Yüzsüz Zühtü, Kim Kime Dum Duma, Necati Bey'i Görmek İstiyorum, Deli Deli Tepeli, gibi oyunların da bulunduğu 200 oyunda rol aldı.
Devekuşu Kabare'de kapalı gişe oynayan Aşk Olsun'u yönetti.
Bir televizyon klasiği Olacak O Kadar'da 10 yıl boyunca rol aldı. İmar Bankası reklâmlarındaki sesi, hafızalara kazındı.
Büyük çınarlar peş peşe gidiyor
Haldun Dormen: Benim ilk oyuncularımdan biriydi. Şu anda çok üzgünüm, konuşamayacak durumdayım. Büyük şok yaşıyorum. Tüm Türkiye’nin başı sağ olsun.
Müjdat Gezen: Sabah Nevra aradı, “Metin abin gitti, Metin abin gitti” dedi. Şoktayım. Metin benim çok iyi dostumdu. Birbirimizi çok severdik. Birlikte filmlerimiz de oldu. Ben onu yalnızca oyuncu olarak değil, yönetmen olarak da çok beğenirim. Bir de çok iyi bir insandı, kimseyi incitmez, kırmazdı. Allah rahmet eylesin, çok büyük bir kayıp. Hepimizin başı sağ olsun.
Levent Kırca: “Olacak O Kadar”da 10 seneden fazla birlikte çalıştık. Birlikte tiyatro oyunları da yaptık. Çok sevdiğim bir abimdi. Çok değerli, İstanbul beyefendisi bir insandı. Geçen yaz Bodrum’da görüşmüştük. En son 10 gün evvel telefonla konuştuk. Hastalığını saklamazdı, inadına açıkça söylerdi. Ben de sık sık aramaya korkuyordum kötü bir haber alacağım diye. Kötü haberi aldım, çok üzüldüm. Aydemir Akbaş: 32 yıllık dostumu kaybetmenin üzüntüsünü yaşıyorum. Öyle böyle eğlencesine bir dostluk değildi bizimki. 1,5 ay evvel üç oyunum vardı, getirdim, “Metin şunları bir oku da sahneye koy” dedim. Okudu ve “Harika olmuş” dedi. Dünya güzeli bir insandı. Hayatta mutlu olmak istiyorsan öyle bir arkadaş ve dost seçeceksin.
Haber Merkezi
