İstanbul sonuçlarından alınacak çok dersler var şüphesiz. Tamam, çoğunuz haklısınız! 1946’daki sandık hırsızlığına rahmet okutacak denli kolektif ve çok önceden programlanmış yolsuzluklar yapıldı sandıklarda! Tamam! Planlı, programlı bir şekilde oylar kaydırıldı, üç bin oradan, beş bin buradan sandık sandık, ince ince çaldılar! Büyükçekmece’de ayrı bir kumpas, Maltepe’de apayrı bir kumpas… Bütün ilçelerde ince ince çalışmışlar… FETÖ’cüler bir yandan, PKK’lılar bir yandan, CHP’li başarıya aç sandık görevlileri bir yandan, Truva atı İYİ Partililer bir yandan, Saadet Partili yörüngesi kaymışlar bir yandan! Hepsi birden adeta savaşa gider gibi sandıklara gittiler 31 Mart’ta!
İyi de biz bunu bilmiyor muyduk? İl Başkanı ve yöneticiler ortalıklarda arz-ı endam ederken, kulaklarını ve gözlerini biraz açsaydı bu bilenmişliğin sonunda bu usulsüzlüklerin olacağını hissedemez miydi? Sandıklara bu kadar tecrübesiz adamları koymanın anlamı neydi?
Bu sonuçlarda bizim hiç mi kabahatimiz yok! On yedi yıl önce erdemliler hareketi olarak başlayan, ilk beş yılında en azılı solcuların bile gönül rahatlığıyla oylarını emanet ettiği bu hareketin içini bu kadar nasıl boşalttık! Emaneti nasıl ve neden zayi ettik!
Sahi nerede bizim o erdemliler? Mesela Beykoz’da kaç kişi kaldı?
Yıllardır ikazlarımızı üslubunca yapmaya gayret ettik. Yeri geldi il başkanına, yeri geldi sorumlu il yöneticilerine, milletvekillerine… Bir Allah’ın kulu bizi ciddiye almadı yahu! Uyarılarımızı bile dinlemediler. Kimi bizi hain belledi, çoğu ise bize bile tepeden baktı! İl Başkanı olmuştu ya! İlçe Başkanı, Belediye Başkanı, Başkan Yardımcısı olmuştu ya! Yahu görüyoruz işte! Elimizden kayıp gidiyor! Görüyoruz işte! Beykoz’dan sorumlu İl Yöneticisi diye atadığın adam arkeolojik kazı alanına cafe yapma derdine düşmüş! Görüyoruz işte! İlçe başkanı olmaya namzet olan kişi belediye ihalelerine girmiş! Görüyoruz işte! Belediye Başkan Yardımcısı atadığın kişi altı ay sonra tepeden tırnağa şaibeye, yolsuzluğa batıyor.
Bakın bu usulsüzlükler, bu yolsuzluklar tarihte hep CHP’de olur ve yadırganmazdı! Halen CHP’li belediyeler gırtlağına kadar yolsuzluğa batmıştır. Ama bu işler AK Parti’de olmaz! Olmayacağına inandığı için bu millet bize on yedi yıldır her seferinde daha da güçlü destek veriyordu!
Yahu adamlar İzmir’de b.k içinde yüzüyor, sokakları kokudan geçilmiyor ama her seçimde sandıkları patlatıyorlar! Bizim dava(!) arkadaşlarımız en ufak bir rüzgârda fırdöndü oldu! Yazıklar olsun! Memnun musunuz küskünler? Memnun musunuz AK Parti kadrolarından belediyelere giren taşeronlar, sözleşmeliler? Memnun musunuz?
Yahu bu partiyi öyle bir hale getirdiniz ki! Torpille hastaneye süpürgeci olarak aldığınız adam Başhekime posta koyuyor be! “Beni bu hastaneye kim soktu biliyor musun sen?” diye!!!
Kızmayayım diyorum lakin gönül razı değil! Yediniz, içtiniz, sömürdünüz, tepeden baktınız, çaldınız, her türlü gayrimeşruya bulaştınız, adam kayırdınız, beceriksizleri iş başına getirdiniz ve her türlü kepazeliklerine göz yumdunuz. Yetmedi, geldiğiniz konumları ve devletin imkânlarını daha sağlam sömürsünler diye yedi sülalenizi de kadrolara yerleştirdiniz. Yetmedi, bürokrat olarak atadığınız adamların yedi sülaleleri belediye şirketlerinin kanını emdi, aile bireyleriniz kuyumculardan satın aldıkları takıları bile size emanet edilen kurumların hesabına yazdırdı! Yahu babası devleti soydu, evladı babayı be!
Siz bu davaya öyle kahpece, öyle rezilce, öyle alçakça ihanet ettiniz ki! Ve biz bunu ne yaptıysak anlatamadık!
Kiminiz Başkan Yardımcılığından, kiminiz genel müdürlük, yönetim kurulu başkanlığı, bürokrat vs. kadrolarından yediniz, içtiniz, semirdiniz ve defolup gittiniz! Ama bu davanın da içine ettiniz.
Toparlamak yine küskünlere, kırgınlara, siz kahpelere yer açmak için harcanan, dışlanan gerçek dava adamlarına kalacak!
Bu saatten sonra toparlanır mı?
Bunu da zaman ve gelişmeler gösterecek. Ama şunu biliyorum:
AK Parti’de hiçbir şey eskisi gibi olmayacak! Olmamalı...
