Muharrem Kaşıtoğlu konuyla ilgili enfes bir yazı kaleme almıştı…
Ancak bu kadar hassas ve bıçak sırtı bir konuda söylenecek bir şeyler her zaman oluyor.
Üstelik cümleleri büyük bir özenle seçmeme rağmen…
Bıçak sırtı dedim; zira “yaşadığınız bölgeye ihanet etmek isterseniz ne yaparsınız?” diye bir soru sorulsa cevap şıkları arasında kesin bu da olurdu…
Beykoz’da yaşayıp memleketinde sayılanlardan bahsediyorum.
Bu garabeti uzun yıllar yaşadı Beykoz.
Yıllar önce, Karagöz Sırtı’nda, Paşabahçe’de kuyruk olan otobüsleri ilk gördüğümde şaşırmıştım.
Nüfus Sayımı için memleketine gidenlere tahsis edildiğini öğrenince de dumura uğramıştım.
Onlarca otobüs, yüzlerce insan, akın akın memleketlerine gidiyorlardı.
Memleketinin nüfusu yüksek olursa daha çok hizmet alacak.
Daha çok doktor!
Daha çok polis!
Daha çok okul ve öğretmen!
Senede on beş gün için!
Neredeyse yirmi yıl geçti üzerinden bu ahmaklığın!
Bu gün baktığımızda yine tuhaf bir şeyler dönüyor.
Büyükşehir olması beklenen Ordu’nun nüfus kriterini yakalaması gerekiyormuş.
Seferber olmuşlar.
Dernekleri de bütün hemşerilerine şu metni mesaj çekiyormuş;
“Sevgili hemşerimiz, memleketine sahip çık ve nüfus kaydını aldır.” Gönderen Ordu İli Dayanışma Platformu
Sonuç mu?
2011’de 247 284 olan Beykoz nüfusu şu an 246 352.
Doğum-ölüm oranlarına baktığımızda en az iki bin artması gereken nüfus aksine bin kişiazalmış.
2011 senesi, doğum 3310, ölüm 972. Fark 2338.
2012’de ise, doğum 3341, ölüm 1019. Fark 2322 artması gerek.
20 Şubat itibariyle 50 günlük rakamlar; doğum 453, ölüm 128. Ama dernekler harıl harıl faaliyette! Nüfus azalıyor…
Kavacık muhtarıyla konuşuyorum; Mahallesinde 36 daireli binanın dolu olan 32 dairesinde yaşayan insanların kaydı olmadığını söylüyor.
Nüfus Müdiresi Nihade Kılıç Hanımefendiye soruyorum; “muhtarların kesinlikle bu tür durumları bize bildirmesi gerekir. Biz eleman gönderir tespitini yaptırırız” diyor. Yasa da son derece açık; nüfus bilgilerinde yalan beyanda bulunmanın cezası 800 TL. Ama bizim lafa gelince Beykozluluğu hiç kimseye kaptırmayan kurnaz (!) vatandaşımız nüfusunu memleketine aldırıyor. Bu işlemi de ya memleketindeki nüfus müdürlüğüne giderek yapıyor, ya da derneklerin organizasyonuyla posta yoluyla.
Sonuç olarak ortada Beykoz’un aleyhine önemli bir kriz var. Zira Beykoz 250 bin nüfusu geçerse pastadan aldığı pay her anlamda büyüyecek. Ama nüfus çoğalacağına geriliyor!
Kaymakamlık ve Belediye’nin muhtarlar ve STK’larla toplantı yapması ve bu akıl tutulmasını sonlandırması lazım.
Aksi takdirde hiç kimse çıkıp ta “ambulans yetmiyor, polis yetmiyor, 25 kişilik sınıfta 40 öğrenci okuyor, belediye niye daha çok hizmet vermiyor” diye ağlamasın.
Yahu, 31 olan meclis üyesi sayın 37’ye çıkacak. İBB Meclisi’nde daha çok sayıda temsil edileceksin. Sağlıktan, güvenliğe, eğitimden, belediye hizmetine; hayatın her alanında daha fazla hizmet imkânına sahip olacaksın. Sen bu ilçenin yarınlarına nasıl ihanet edersin!
Bu gün doğduğu memleketini ihya etmek için yaşadığı, çalıştığı ve çocuklarını yaşattığı yeri satanların aslında kendi yarınlarını sattığını anlamaları bu kadar zor olmamalıydı.
Şimdi bu akıl tutulmasının başını çeken dernekler utanmadan Çayır Festivali’nde Belediye Başkanı’na gider ve festival için para da isterler.
Vallahi isterler!
Vesselam…
