Melih PERÇİN
  • 09/08/2014 Son günceleme: 01/10/2011 00:11
  • 15.023

Helikopter düşeli yaklaşık otuz bir ay olmuş…

O günden bugüne kadar; İçişleri Bakanlığı ve Ulaştırma Bakanlığı konu ile ilgili hiçbir kurum ve kişi hakkında herhangi bir işlem yapmamış…

2009 yılında kurulan TBMM araştırma komisyonu da konuyla ilgili doğru dürüst derli toplubir rapor dahi yazamadan dağılmış daha doğru bir ifadeyle konuyu onlarda kapatmıştı…

Cumhurbaşkanı sayın Abdullah Gül’ün “Düşünebiliyor musunuz? Mecliste bu mesele kapanmıştı…” diyene kadar da gündemlerinde olmayacaktı…

Büyük Birlik Partisi ve merhum Muhsin Yazıcıoğlu’nun ailesi gelişmeleri Cumhurbaşkanı’nın bilgisine sunmuş, Cumhurbaşkanı da konuyu araştırması için Devlet Denetleme Kurulunu görevlendirmişti…

Evet… Cumhurbaşkanımız sn. Abdullah Gül, Almanya gezisinde Berlin’de otel lobisinde gazetecilerle yaptığı sohbette konuyu gündeme getirmese belki de bugün bu konuları konuşmayacaktık…

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül gazetecilere o gün Merhum Muhsin Yazıcıoğlu dosyasıyla ilgili çarpıcı açıklamalarda bulunmuştu…

Cumhurbaşkanı şöyle diyordu: 'Dink ve Yazıcıoğlu'yla ilgili Devlet Denetleme Kurulu'nu görevlendirdim. Görüşmeler yaptılar, çalışmalarını tam olarak bitirmediler. Doğrusu Muhsin Yazıcıoğlu'yla ilgili çok üzücü durumlar ortaya çıktı. Yani inanmak mümkün değil ama ortaya çıkan büyük açıklar oldu. Düşünebiliyor musunuz? Mecliste bu mesele kapanmıştı. Ama düşen helikopterin beyni, yani her şeyi kaydeden o hafızası yok şimdi ortada. Keçiler gelip söküp götürmedi onu. Böyle özel vidalarla sökülüp alınmış ve ortada yok. Bunun yok olduğunu tespit etti bu denetleme raporu. Bu tespit edildikten sonra ihbarlar yağdı. Yazmış adam, 'Cumhurbaşkanım' diye bana gönderdi. (kaza mahallinde bulunan bazı kamu görevlileri) 'Biz görev yapıyoruz zannediyorduk ama şunlar şunlar da var. Al şu videoya bak' diye gönderdiler. Baktım ki bir taraftan birileri buzlarda cesetlerle ilgileniyor, birileri de bir taraftan (kara kutunun) vidasını söküyor. Bunların hepsi çıktı ortaya.

Gazetecilerin “Cinayet mi” sorusuna, onu savcı söyleyecek diyerek cevap veren Cumhurbaşkanı “Savcılık her şeyi ortaya çıkartacak. Çok detaylı çalışıyorlar onu söylemek isterim. Daha bunun gibi insanın aklının almayacağı çok şeyler var orada, çok fazlasını söylemeyeyim...” diyerek konuyu kapatıyor…

Cumhurbaşkanının bu açıklamaları olmasa, Devlet Denetleme Kurulu'nun hazırladığı rapor olmasa, Malatya Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığına aksettirilmese konu hasıraltı olup akıllarda soru işaretleri ile tarihin karanlıklarına mal olacaktı…

Evet… Cumhurbaşkanımız Sn. Abdullah Gül açıklamalarıyla konuyu gündeme tekrar getirerek“Milletimizin Vicdanı” olmuştur… Kendisine ne kadar teşekkür etsek azdır…

Şimdi sıra Başbakan Sn. Recep Tayyip Erdoğan’da… Başbakan’da en kısa zamanda Başbakanlık Teftiş Kurulunun konuyu araştırmasını sağlamalı…   

Gelişmeleri “aramama ve kurtarmama operasyonu” olarak özetleyen Merhum BBP Lideri Muhsin Yazıcıoğlu’nun eşi Gülefer Hanımefendinin haykırışı ile ifade edecek olursak“Başbakan, Muhsin Başkan için benim kardeşimdi diyor… Devletin bütün kurumları emrinde… Konunun aydınlatılması için gereğini yapmasını bekliyoruz…”

Evet… Muhsin Yazıcıoğlu'nun vefatına yol açan hadisenin masum bir kaza olmadığına dair şüpheler her gün yeni bir gelişmeyle artıyor…  Bu hadise ile ilgili akıllarda artık hiçbir soru cevapsız kalmamalı…

Selam ve dua ile...

Yazarın Yazıları