Büşra ŞEN ÇOBAN
  • 22/03/2022 Son günceleme: 22/03/2022 17:37
  • 4.795

Anadolu’ da çok yaygın bir dua vardır “Allah iyi insanlarla karşılaştırsın” o kadar alışılagelmiş, sıradan ve basit gibi algıladığımız bu sözün kudreti ile karşılaşmaya o kadar ihtiyacımız var ki. Bazen bir annenin evladına ettiği en güzel duadır.

Peki, kim bu iyi insanlar? Bazen bir komşu, bazen bir arkadaş, bazen de yüzünü dahi görmediğin biri; Doğru zamanda doğru yerde olan ve üzerine düşenden fazlasını yapan koca yürekli kimselerdir iyi insanlar. Bu yazıyı yazmama vesile olan olayı sizlere anlatmak istiyorum. Geçenlerde ailemle çıktığımız tatilin evime dönüş yolunda başımdan geçen hadise beni bir hayli etkiledi. Tatilden döndüğümüzde eve girmeden 3 yaşındaki kızım “anne scooterim yok” diye ağlamaya başladı. O scooterin bizim için ne kadar kıymetli olduğunu, kızımın yol arkadaşı olduğunu bizi tanıyanlar bilirler. Ayrıca manevi değeri de oldukça fazla. Kızımın yürümeyi öğrenmeden uçmayı öğrendiği evimizin bir üyesi olan mavi scooterimiz artık yoktu. Hani çok sevdiğiniz bir şeyi kaybedersiniz elinizden kayıp gider ya, aynı o duygularla kızım saatlerce ağladı. Gözlerimiz dolu dolu aynı scooteri sipariş mi versek diye düşüncelere dalmıştık. Sonra nerede unuttuğumuzu düşünmeye çalıştık. Dönüş güzergahında  uğradığımız her noktayı telefon ile aradık; cafeler, müzeler. Ama bir haber yoktu. Aklımıza dönüş yolunda uğradığımız bir köyün marketi geldi. Köyün adını hatırlamıyorduk ama yakınındaki muhitleri hatırlıyorduk. Öncelikle Kocaeli Dilovası Tavşancıl muhtarlığı ile iletişime geçtik. Mekânı ve marketi tarif ettiğimizde bizi Dilovası Kayapınar muhtarına yönlendirdi. İşte burada hikâye başlıyor. Dilovası Kayapınar Mahallesi muhtarı Mehmet KARA bizim için kendi mahallesinin mevkiindeki mekânlara ve marketlere baktı. Sonrasında scooterin başka bir köyün marketinde unutulduğunu tespit etti oradan bizlere emanetimizi kargoladı. İletişimi kuvvetli, genç ve mahalle sakini ile uyumlu muhtarımız Mehmet Kara yukarıda tanımını yaptığımız “bazen de yüzünü dahi görmediğimiz, doğru zamanda doğru yerde olan ve üzerine düşenden fazlasını yapan” koca yürekli iyi insandır.

Günümüzde bir devlet dairesinde bir devlet memurunun, gişe görevlisinin, veznelerdeki görevlilerin bir kısmı hatta büyük bir kısmı kendi görevini yerine getirmekten acizken, bu beyefendi işinin gücünün arasında bizim arayışımıza, çabamıza ortak oldu.

Ben karşımıza çıkan herkesin, her karşılaşmanın bir anlamı olduğuna inanıyorum. Hiç kimse karşımıza sebepsiz yere çıkmaz. Bizim iyiliğe ihtiyacımız olduğu gibi belki iyilik yapan kişinin de iyilik yapmaya ihtiyacı vardır. Bizler de birilerinin iyilik yapmasına vesile olmuşuzdur. Biz derdimizi derman bulurken iyiliğe olan inancımız da bir kez daha kuvvetlendi.

Yapılan bir iyilik, bir güzel davranış kelebek etkisiyle bir evreni güzelleştirmeye yeterken yapılan bir kötü eylem de bir kötülük silsilesi olarak karşımıza çıkar ve kaosa sebep olur. Jose  Saramago’nun körlük adlı kitabından şöyle bir alıntı yapalım; Körlük bir salgın haline geliyor ve bulaşıcı… Dolayısıyla kimse bir şey göremez hale geliyor. Herkes, her şeyi beyaz görüyor. Koğuştaki karantinaya alınmış kişilerden birinin tuvaleti geliyor. Tuvaleti gelen şöyle düşünüyor “Bir dakika burada herkes kör, şuraya yapsam kim görecek ki”  diyor ve orayı pisletiyor. Sonra tuvaleti gelen her kör o kötü kokuyu referans alarak tuvaletini oraya yapıyor. Herkes orayı tuvalet zannediyor. Orada zamanla korkunç bir pislik birikiyor.

Şimdi bir seçim yapalım; iyi olana ve doğru olana kör olup dünyamızı pis bir yere mi dönüştürelim, yoksa iyilik ve güzellik için küçük dahi olsa bir adım atıp dünyamızı huzurlu bir yer haline mi getirelim. Seçim sizin…

Yazarın Yazıları