Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Arzu Başlantı
Arzu Başlantı

Marifet iltifata tabidir

“Çocuk olsam yeniden. Bir tek düştüğüm için acısa içim Ve kalbim; çok koştuğum için çarpsa sadece…”

Evet, böyle demiş üstad Cemal Süreyya…

Ancak şiirlerde hayal edildiği gibi yaşanmıyor her çocukluk. İşçi çocuklar, fakir çocuklar, kaçırılan çocuklar, istismar edilen çocuklar ve hasta çocukluklar var… Yani doyasıya yaşanamayan çocukluklar.

Bu yazının yazıldığı gecenin akşamında, işte bu hasta çocuklardan biri için düzenlenen bir etkinlikte sunum görevini üstlendim. 7 yaşında DMD hastası bir çocuk olan Emre Tuna için organize edilen bir geceydi bu… DMD hastalığı yani tıbbi adıyla; Duchenne Musküler Distrofi… DMD, kısaca, bir kas erimesi hastalığı…

3 yıldır bu hastalıkla mücadele ediyor Emre Tuna. Henüz çok fazla etkilenmeye başlamamış hastalıktan. Ancak 9 yaşına geldiğinde yürüme kaybı yaşayacak ve tekerlekli sandalyeye mahkûm olacak… Sonrasında kolları güçsüzleşecek. 20’li yaşlarına geldiğinde ise solunum ve kalp kasları da etkilenecek bu hastalıktan.

Amerika Birleşik Devletleri bir ilaç geliştirmiş bunun için. Ancak o kadar pahalı ki! Rusya’da da yapılıyormuş tedavi ancak kendi çocuklarından başkasını ülkesinde tedavi etmiyormuş Rusya. Emre Tuna, Dubai’den kabul almış tedavi için ancak bu umudun fiyatı 3 milyon dolar! Ve Emre’nin ailesi, şu ana kadar bu tutarın sadece yüzde 2,5 kadarını toplamayı başardı…

Beykoz’da Emre için düzenlenen etkinlik, damlaya damlaya göl olur umuduyla güzelliklere vesile oldu. İlçenin başarılı 3 derneği kolları Emre Tuna için sıvadılar. Türkiye Omurilik Felçlileri Derneği Başkanı Saniye Efe, Engelsiz Umutlar Derneği Başkanı Dilek Bülbül ve İyilik Bulaşıcıdır Derneği Başkanı Melek Candan, Beykoz Vakfı yöneticilerinden Pınar Yazgan ile birlikte; kadın olmanın verdiği tüm şefkat ve azim ile oldukça başarılı bir organizasyona imza attılar. Kendilerini tebrik ediyorum. Ve diyorum ki, erkek ağırlıklı yöneticilerin çirkinleştirdiği bu dünyayı kadınlar kurtaracak. Kadının şefkati, empatisi, sevgisi ve azmi kurtaracak.

Emre Tunalar o kadar çok ki!

Ne yazık ki, çok var çevremizde Emre Tunalardan. Gönül ister ki, bu çocukların aileleri yardım toplamak için kapı kapı gezmeseler. Tedavileri ülkemizde yapılabilse bu yavruların.

Ah bu ülkede insan olmak zor. Ağaç olmak da zor, hayvan olmak da… Ve ne yazık ki, çocuk olmak da…

İstanbul işkence demek

İstanbul’da yaşamak hakikaten bir işkence… Ve her geçen gün iyice çirkinleşiyor. Hayat pahalılığı bir yana, şehirdeki ulaşım zorluğu insanın ömründen çalıyor. İşin garibi, olanları yetmiyormuş gibi devasa plazalar, kuleler dikilmeye devam ediyor şehrin her yerine… İstanbul bu yükü kaldırmıyor artık. Şehir kusuyor. Bu şehir çok ihanet gördü. İstanbullu çok ihanete uğradı. Yazık oldu…

Bir iyilik hikâyesi daha

Siyasetteki yozlaşmışlığı, çirkinliği yazmaktan bıktığımı Sağır Sultan da duydu ya, güzel bir iyilik hikâyesiyle devam edeyim madem.

Yine Beykoz merkezli, harika bir dernek var: Beykoz Eğitime Destek Derneği yani kısa adıyla, BEDES.

Maddi zorluk çeken öğrencilere burs olanağı sunan BEDES, satış gelirleri burs olarak çocuklara geri dönecek bir iyilik dükkanını bu sefer Paşabahçe’de açmak üzere çalışmalarını sonlandırdı. Sıfır ya da 2.el olarak bağışlanacak kıyafetler ve eşyaların satışından elde edilecek olan gelir, okuyarak aydınlanacak ve bu topraklara meşale tutacak gençlerimize ümit olacak.

Marifet, iltifata tâbidir. BEDES Başkanı Gülay Demirel ve ekibini; topluma katkılarından ötürü tebrik ederim!

Ne güzel bir şiir

Emre Tuna’dan aldığım ilhamla son vereyim yazıma…

Bir zamanlar Milli Eğitim Bakanlığı da yapmış olan, aynı zamanda köy enstitülerinin de kurucusu Hasan Ali Yücel’den “Ninni” isminde harika bir şiir ile veda edeyim size:

Uyu yavrum, uyudukça büyürsün;
Uyanınca güzel günler görürsün;
Şimdi yat ki sonra koşar, yürürsün

Yurda neş'e vereceksin, ninni!
Yurt bahçedir, sen çiçeksin ninni!

Uyu yavrum, uyanınca gül bana,
Her gülüşün hayat verir anana,
Bahtiyarlık senden gelir vatana…

Güler yüzün gül gül olsun ninni!
Benim yavrum, bülbül olsun ninni!

Uyu ninem, uyanığız hepimiz;
Yanındadır uyumayan sevgimiz,
Zannetme ki anan, baban ikimiz

Bütün Türklük seni bekler ninni!
Senin için bu emekler ninni!

Kalın sağlıcakla, iyilikle…

Ve böyle kalırken marifeti iltifata tabi tutanlardan olmayı da ihmal etmeyin!

Arzu Başlantı
Arzu Başlantı HAKKINDA

1972 yılında Berlin’de doğdu… İstanbul Üniversitesi, Siyasal Bilgiler Fakültesi’ndeki lisans eğitimin bölüm ve okul birincisi olarak tamamlayan Arzu Başlantı, uzun yıllar finans sektöründe yurt içi ve yurt dışı görevlerde uzman olarak görev yaptı. Daha sonra gazetecilik eğitimi alarak, yerel televizyonlarda haber spikeri ve sunucu olarak ekranlara çıktı. Biri çocuk, diğeri yetişkinler için olmak üzere 2 kitabı bulunan Arzu Başlantı, aynı zamanda masal anlatıcısı ve seslendirmen olarak da kültürel çalışmalarda yer aldı. İngilizce, Almanca ve İspanyolca olmak üzere 3 yabancı dil bilen Başlantı, hali hazırda yarı zamanlı Almanca tercüman olarak da çalışmalarının sürdürmektedir.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER