A. Raif ÖZTÜRK
  • 13/04/2015 Son günceleme: 13/04/2015 10:14
  • 353.893
Batı Türklerinin, Anadolu Selçuklularının, Anadolu beyliklerinin ve Osmanlıların geliştirdikleri ve 1826’ya kadar eksiksiz yaşattıktan sonra, giderek yozlaşmaya bıraktıkları sanat musikisine, geleneksel Türk Sanat Musikisi denir. Türk Sanat Müziği'ne ait 590 makam adı belirlenmiş olup, bugün bu makamların 40-50’si revaçtadır.
Gerek sesli ve gerekse yazılı belgelere göre T.S.M.’miz, 1000 yılı aşarak Fârâbî’ye kadar uzanmaktadır. İbn Sina’nın “Şifa” adlı yazmasının 12. bölümü olan 24 sayfa; 6 makale halinde musikiyi kapsamaktadır.
 
Musikinin Ruhsal enerji boyutu, 1000 yıldan beri bilindiğinden, birçok hastalıkların tedavisinde ve özellikle psikolojik rahatsızlıklarda, yakın zamana kadar müzik ve makamlardan yararlanılmıştır. Osmanlı döneminde de Edirne Şifâhanesi'nde ruh hastalarının tedavisinde müzik, önemli bir tedavi aracı olarak kullanılıyordu.
 
Müziğin ruha, hatta hücrelere olan (müsbet veya bazen de menfi) etkisi kesindir. Bitkiler üzerindeki etkisi de biliniyor.
 
Bazı alanlarda menfi etkileri de vardır. Vücutlarını jiletleyen gençleri hatırlayınız. Şehvâni duyguları tırmalayan tür müzikler de unutulmamalıdır. Savaşlardan önce, askeri motive etmesi bakımından daha keskin ve ihtişamlı ritimlerle mehter ve bando ile müzik desteği, bir askerî gelenek haline gelmiştir. Güreşlerde coşturucu, düğünlerde neşe verici makamlar seçilmektedir. Cenazelerde ise teskin edici bir makam kullanılmaktadır.
 
·        Eski İstanbul geleneğine göre “makamlarla terapi” dikkate alınarak, ezanın okunuşundaki icra tarzı ve Türkiye'de tatbik edilen makamlar şunlardır.
 
Sabah ezanı: Saba makamı. Öğle ezanı: Rast makamı. İkindi ezanı:
 
Hicaz makamı.
Akşam ezanı: Segâh ve nadiren evic ve rast makamları. Yatsı ezanı: Uşşak ve hicaz veya nadiren rast makamları ile okunur. Cenazeler için ve Cuma öncesi okunan salâ ise Hüseynî makamda okunur. Şimdi sadece ezanlar için seçilen makamlardaki, Türk sanat musikisi dalında belirlenen etki alanlarını ve özelliklerini, Dr. Recai Yahyaoğlu’ndan ve diğer konu uzmanlarından alalım. Huşû ile dinlenmesi halinde etkili olduğu biliniyor…
 
SABA MAKAMI: Mevlevi tarzı. Şecaat, cesaret, kuvvet, rahatlık ve huzur verir.
Seher vaktinde çok daha etkilidir. Şarkılarda, genel olarak hüznü temsil eder…
Saba makamıyla okunan sabah ezanı, bedenler sımsıcak yataklarda yüce Rabbimizin lütuf ve keremiyle istirahat ederken, yine O’nun cc. emrinin, nağme nağme muhtaç gönüllere akışını sağlar. "Essalat’ü hayr’ün minen nevm" mesajı, işin püf noktasıdır. Yani “namaz uykudan hayırlıdır" uyarısı ile seher vaktinin iç huzurunu, okşarcasına Allaha dostluk köprüsüyle birleştirir. Manevi duyguların püfür püfür estirildiği yüzyıllara şahitlik eder…
 
RAST MAKAMI: Gündüz ve salı günleri etkisi daha fazladır. Soğuk organlar olan kemik, beyin ve yağlara etkilidir. Fazla uyumayı engeller. Düşük nabzın yükselmesine yardımcı olur. Özellikle çocuk bünyesinde nem hâkim olduğu için, oluşan dengesizlikleri düzeltir. Akıl hastalıklarına iyi gelmektedir. Sarı safra bağlantılıdır. Erkek karakter gösterir. Tedavi değeri yüksek olan dört esas makamdan birisidir. Sefa, neşe, iç huzuru ve rahatlık verir. Felç illetine devada yardımcıdır. Başa ve göze etkilidir. Kaslara tesiri vardır. En eski makamlardandır. Farsça “doğru” “dosdoğru” “sağ” ve “gerçek” demektir. Spazmı çözücü özelliği nedeniyle spastik ve otistik hastaların tedavisinde yararlıdır.
 
HİCAZ MAKAMI: Sıcak özellik gösterir. Yatsıdan sabaha kadar olan zamanda etkisi daha fazladır. Kuru-soğuk nedenli hastalıklar için faydalıdır. Kemiklere, beyne ve çocuk hastalıklarına tedavi edici etkisi vardır. Üro-genital sisteme ve böbreklere etki gücü fazladır. Alçakgönüllülük duygusu verir. Düşük nabız atımını yükseltir ve göğüs bölgesi de diğer önemli etki alanıdır. En eski makamlardandır. Adını Hicaz bölgesinden almıştır.
 
SEGAH MAKAMI: Kuşluktan akşama kadar etkilidir. Hararetten meydana gelen şişmanlık, uykusuzluk, yüksek nabız, kalp, ciğer ve kas rahatsızlıklarına faydalıdır. Beyin nöronlarına etkisi vardır. Mistik duygular oluşturur. XIV. Yüzyıldan eskidir.
 
UŞŞAK MAKAMI: Fecirden-kuşluk vaktine kadar ve günbatımından sonra etkisi fazladır. Beyaz balgam, gece ve dişi bağlantılı olup, perşembe günü özellik gösterir. Kalp, ayak rahatsızlıkları, nikriz (damla) ağrılarına faydalıdır. Gülme, sevinç, kuvvet ve kahramanlık duyguları verir. Çocukların bütün organlarını etkileyen kuru ve sıcak yellerde ve büyük erkeklerde görülen ayak ağrılarına faydalıdır. Derin aşk ve mistik duyguların ifade vasıtasıdır. En eski makamlardandır. “Aşıklar” anlamına gelir. Uyku ve istirahat için de faydalıdır, gevşeme hissi verir.
 
HÜSEYNİ MAKAMI: Sabah ve gün ağarırken etkilidir. Sabah- öğle arası etkisi daha fazladır. Bu nedenle öğleden önce salâ’lar, bu makamda okunur… Cumartesi özel günüdür. Güzellik, iyilik, sessizlik, rahatlık verir ve ferahlatıcı özelliği vardır. Karaciğer, kalp, mide ve ruhların iltihabını söndürür ve yok eder. Mide hararetini giderici özelliği vardır. Barış duygusu verir. İç organlara etkilidir. Tabiat ile birleştirir. İçindeki, gizli pentatonik yapı sebebiyle, kendine güven ve kararlılık duygusu verir. Bundan dolayı otistik ve spastik hastalara faydalıdır. En eski makamlardan biridir. Anlamı “küçük sevgili” ve “Hüseyin ile ilgili” demektir.
 
*
 
NOT: Askerliğimden önce, ses ve enstrüman olarak, 5 yıllık bir sahne hayatım olmuştu. Ayrıca 1990-95 arası da Yûşâ ilahi gurubunda meşk ederek TV. da canlı yayınlarda ve çeşitli etkinliklerde sahne aldım. Müzik, nota ve makamları o yıllarda derleyerek, geliştirip arşivlemiştim. Bu gün de bu birikimlerimi, bir nevi çeşni ve garnitür olması için sizlerle paylaşmış oldum…
Yazarın Yazıları