“Allah'a hamd, Resulüne selât ve selâm olsun. Değerli Beykozlular; şükürler olsun bir süredir kutsal topraklardayız.
”
İstanbul'dan önce Mekke-i Mükerreme'ye, oradan da Efendimiz'in şehri Medine-i Münevvereye geçtik.
Cenab-ı Hak; Beyti'ni ziyarete gelen kullarına bol bol ikramlarda bulunuyor. Her yaptığımız ibadetin sevabı yüz ile çarpılmakta, Kabe'ye bakmak bile sevap hanemizi doldurmaya yetmektedir.
Tavaf yaparken insanın etkilenmemesi mümkün değil. Sürünerek, topallayarak bu ibadeti yapanlardan; anne ve babasının kucağında uyuyanlar, etrafı meraklı gözlerle süzenler bir arada. Sadece Namaz esnasında duran bu ibadet; yedi gün yirmi dört saat aralıksız, sekteye uğramadan devam ediyor.
Her milletten insan, zenginiyle fakiriyle aynı yerde tek vücut olmuş, bir yandan günahlarına istiğfar ederken diğer yandan istek ve taleplerini Yaratıcımıza ileterek; O'ndan başka sığınılacak liman olmadığının idrakine erişmektedir.
Giydiğimiz ihramlarla; bütün dünyalıklarımızdan arınır, adeta ölünce bizi saracakları kefen için prova yaparız. Efendimiz'in (sav.) "Üstünlük ancak takvadadır." Hadis-i Şerifinde işaret buyurduğu çizginin neresinde olduğumuzu sorgulamaya başlarız.
Kabe; tüm ihtişamıyla bize ne kadar aciz olduğumuzu hatırlatır ve tavafın her bir şaftında biraz daha eziliriz. Ve bir çocuğun anne kucağında utanmadan ağlayabilmesinin rahatlığında insanlar göz pınarlarından akan yaşlara yol vermeye başlarlar. Akıtılan her bir gözyaşı, sanki günahlarımızın kirini temizlemekte ve bizleri hafifletmektedir.
Medine-i Münevvere'de Efendimiz'in (sav.) misafiri olmanın sevinci, Kâbe-i Muazzama'dan ayrılmanın hüznünü teselli etmektedir.
Mescid-i Nebevi'nin, 'Babusselâm' kapısından Ravza-i Mutahhara'ya doğru yürürken; insanların en hayırlısı ve şereflisi olan Efendimiz ( sav.) ile selâmlaşırız. Bu ne güzel bir duygudur. Düşünebiliyor musunuz? "Beni görmedikleri halde bana iman eden kardeşlerimi görmek isterdim" dediği bizler O'nu (sav.) selâmlıyoruz, O'da (sav.) bize aynıyla mukabele ediyor.
Mescid-i Nebevi'de birde Cennet Bahçesi vardır ki Allah (cc) orda namaz kılmayı herkese nasip etsin. Efendimiz (sav.) "Evim ile minberimin arası Cennet Bahçesidir." Buyurarak bu yerin önemine işaret etmiştir.
Peygamber şehrinde bol bol "salavat" getirerek misafirliğinizin tadını çıkarırken; artık Beytullah'ı seyrederek namaz kılmaktan mahrum olduğunuzun da farkına varmışsınızdır.
Şuan Medine-i Münevvere'de Efendimiz'e (sav.) misafirliğimiz devam ediyor. Allah şefaatlerine nail eylesin. Bu kutsal mekânları görmeyi herkese nasip etsin.
Notlar:
1) Kabe-i Muazzama'daki genişletme çalışmalarında engel teşkil eden, Osmanlı'nın yaptırdığı revaklar Türk işçiler tarafından sökülmeye başlanmış. Tamirat bitince yine monte edilecekmiş. Avlu yeni haliyle 3 kattan 7 kata çıkacakmış. Proje Türk Mühendislerce çizilmiş.
2) Önümüzdeki yıllarda Mescid-i Nebevi'de de genişletme çalışmaları başlayacakmış.
YORUMLAR