Çetin ÜNLÜ
  • 01/01/1970 Son günceleme: 21/12/2013 23:11
  • 8.292

İsrail lobisi ve Cemaatin ortaklaşa gerçekleştirdikleri operasyonda; AK Parti’nin 2014 Yerel Seçimleri’nde oy oranını düşürmek için küresel merkezli bir ittifak yaptıkları her alanda kendini gösteriyor.

Psikolojik bir algı savaşı ile karşı karşıyayız. Hedefte aslında AK Parti değil, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın olduğu her adımdan anlaşılıyor.

Mesele, Tayyip Erdoğan’ın canını yakmak!… O en çok güvendiği sandıkta, karizmasını çizmek, oy sayısını düşürüp, Cumhurbaşkanlığı’na aday olmamasını sağlamak!
Başbakanlık koltuğunda daha fazla oturamayacağını ilan etmek!

Şunu Milletimiz çok iyi analiz edip, irdelemelidir. Altını çizerek söylüyorum, gelen zarfın içine bakmadan, nereden gönderildiğine bakmak çok önemli! 

Bir savcının 2 yıldır yürüttüğü operasyondan Başsavcı habersiz!

5 emniyet şube müdürünün uzun bir süreden bu yana yürüttüğü operasyondan İl Emniyet Müdürü’nün haberi yok! 
 
CHP’de pusuya yatmış kurt gibi, bu hengâmede boş durmuyor, kurmaylarıyla birlikte ABD Büyükelçisi Ricciardone ile rezidans’da görüşüyor. Bir yandan da Cemaatle, dirsek temas halinde işbirliği içinde olup, İstanbul, İzmir ve Ankara’da cemaatin de oy verebileceği isimleri belirliyor. 

Yani, anlaşılan psikolojik harp çok yönlü sürdürülüyor.

Bütün bunların hepsi doğru. Peki, zarfın içine hiç bakmayacak mıyız?

Ortada olup bitenlerin tamamını, bir komplo teorisi olarak yorumlayıp sırtlanacak mıyız?

Zarfı gönderenin kimliği, içindekilerin yalan ve iftira olduğunun delilimidir?

Devletin 3-4 bankası varken, neden sadece Halk bank’ın Genel Müdürü hedeftedir?

Ayakkabı kutusu içindeki milyon dolarlar doğrumudur?

Onlarca müteahhit varken neden Ali Ağaoğlu, Taş Yapı ve 3- 5 belli müteahhit seçilmiştir? 
Onlarca Belediye Başkanı varken neden yalnızca, Fatih Belediye Başkanı alınmıştır?

Onlarca Bakan varken, neden yalnızca 3 Bakanın oğulları gözaltındadır?

Hiç olmazsa gözaltlıların sonrasında, hâkimin vereceği kararı beklemek vicdanımızın sorumlu davranmasının gereğidir.

Zira gerçekten gözaltına alınanlar, yargı kararıyla suçlu bulunurlarsa o zaman, Başbakan kendi kabinesi içinde kimin kalemi kırılacaksa, tabiri caiz ise infazı bizzat kendisi gerçekleştirir. Bu minvalde kimsenin şüphesi olmasın.

Yalnız yurt içinde değil… ABD’den, Almanya’ya… Belçika’dan Fransa’ya Başbakan Tayyip Erdoğan küresel aktörlerin hedefindedir. Yahudi lobileri; dünyanın dört bir yanında,  ne kadar güçleri varsa, ivedilikle düğmeye basıp harekete geçirmiştir. 

Türkiye’nin küresel bir aktör olması en başta İsrail’in işine asla gelmemektedir.

Türklerle Kürtlerin tarihteki gibi, tek millet halinde hareket etmesinin yenidünya düzenindeki karşılığı Türkiye’nin  önlenemez yükselişi demektir.

Bunun önünü kesmek ve süreci bitirmek için her türlü operasyonu yapacaklar. Bunları biliyoruz, takip ediyoruz ve görüyoruz. 

Bunların dışında Tayyip Erdoğan’ın beyaz gömlekle dolaştığını… Kadere sonuna kadar iman ederek samimiyet havuzunda her sabah yıkandığını… Önce Allah sonra milletten başka hiçbir dayanağı olmadığını da biliyoruz. Bilmeyenlerde bilsin! 

Lakin bütün bunlara rağmen böylesi yolsuzluk iddiaları karşısında ikinci ve üçüncü adımları görmeden, hâkimlerin hükmedeceği kararı bilmeden, Yolsuzlukları savunan pozisyonuna’ da düşmeyelim.

Yazarın Yazıları